24 Eylül 2008 Çarşamba

Üniversitede cinsellik nasıl algılanıyor

Giriþ
AIDS dünyada toplumun tüm kesimlerini
etkileyen önemli bir saðlýk sorunu niteliðini
korumaktadýr. HIV taþýyan ya da AIDS hastasý
olanlarýn sayýsý on milyonlara ulaþmaktadýr.
Kadýn, erkek, çocuk ayrýmý gözetmeksizin
herkese bulaþabilen AIDS'e karþý bugüne kadar
kesin bir tedavi yöntemi ya da etkili bir aþý
geliþtirilememiþtir.
Dünyanýn hemen her yerinde ve Türkiye'de de
HIV/AIDS salgýný en aðýr biçimde genç yaþ
gruplarýný etkilemektedir (1). Genç nüfus cinsel
açýdan aktiftir; farklý yaþantýlara ve güvenli
olmayan davranýþlara açýktýr. Bu özellikleri ile
cinsel yolla bulaþan enfeksiyonlar (CYBE) ve
HIV/AIDS açýsýndan duyarlý ve savunmasýz bir
gruptur. Ülkemizde de cinsel aktiviteye
Üniversite Öðrencileri Güvenli Cinselliði Nasýl Algýlýyor?
How Do The University Students Perceive Safer Sex?
Dr. Didem Ateþ*, Dr. Aktan Karahan**, Dr. Tuðrul Erbaydar***
Özet
Bu çalýþma gençlerin güvenli cinsellik
stratejilerine iliþkin algýlarýný deðerlendirmek
amacýyla yapýldý. Ýstanbul'da bir üniversitede
okuyan, saðlýk meslekleri dýþýnda 512 öðrencinin
kendileri tarafýndan doldurulan anketler
deðerlendirildi. Çalýþmada gençlerin kondom
kullanýmýnýn AIDS'i önleyici etkinliðini yüksek
düzeyde algýlamadýklarýný; ayrýca kondomu
kullanmayý önermeyi de kolay algýlamadýklarýný
saptadýk. 1'den 5'e kadar bir puan verilmesi
istendiðinde, "Prezervatif cinsel iliþkide AIDS
bulaþmasýný önlemek için ne kadar etkili/ güvenilir
bir yöntemdir?" sorusuna öðrencilerin yüzde 43.2'si
3 ya da daha düþük puan verdiler; yani orta ya da
düþük derecede güvenli bulduklarýný belirttiler
(ortalama=3.53; %95CI=3.43-3.63). "Sizce
kondom kullanýmý ne kadar kolaydýr?” sorusuna 3
ya da daha düþük puan verenlerin (zor bulanlarýn)
oraný yüzde 30.2 (ortalama=3.94; %95CI=3.84-
4.04) ve "Yeni bir iliþkide, kondom kullanmayý
önermek de zor” bulundu.
Tüm grupta, tek eþlilik kondomdan daha etkili
bir yöntem olarak algýlanmaktadýr; ancak
sürdürülebilirliðine iliþkin puanlar düþüktür. Cinsel
birleþmesiz iliþki, öðrencilerin çoðunluðu tarafýndan,
özellikle de cinsel yaþantýsý olanlar tarafýndan
sürdürülebilir bulunmamaktadýr.
Eðitimlerin kapsamý, güvenli cinsellik stratejilerinin
etkinliði konusunda doðru bilgilenme, güvenilirliði
konusunda olumlu tutum kazanma ve bir yöntemi
kullanmayý önerme konusunda beceri geliþtirmeye
yönelik olarak geniþletilmelidir.
Anahtar Sözcükler: HIV/AIDS, HIV/AIDS
eðitimi, güvenli cinsellik, risk algýsý
Abstract
This study was carried out to learn the
perceptions of youth about the safer sex strategies
and perceived AIDS risk. A questionnaire survey was
done among 512 students in Istanbul who attend
university schools which are not related to health
professions.
Effectiveness of condom use against AIDS
transmission was not perceived high enough, and
offering condom to a partner was not perceived easy.
The students were asked to give 1 to 5 points for the
question "How effective/secure is condom use for
preventing AIDS transmission?". The percent of those
who give 3 or lower points for effectiveness of
condom use was 43.2 percent (the mean score was
3.53; 95%CI=3.43-3.63). The percent of those who
perceive using condom is not easy (those who gave 3
or less points for its easiness) was 30.2 percent; the
mean score was 3.94; 95%CI=3.84-4.04. Offering
condom in a new partnership was also perceived
difficult.
Mutually faithful relationship was perceived as a
more effective method than condom use, but its
sustainability was perceived low. Abstinence also was
not conceived as an easy method to use for most
students.
The scope of education programmes must be
expanded to include the effectiveness of, developing
a possitive attitude on, and gaining offering skills for
safer sex strategies.
Key Words: HIV/AIDS, HIV/AIDS education,
safer sex, risk perception
* Saðlýk Eðt.; Marmara Ü. Saðlýk Eðitim Fakültesi, Ýstanbul
**Uzm.; Serbest Hekim, Mersin
***Yrd. Doç.; Yüzüncü Yýl Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Van
baþlama yaþý düþmekte, ayný zamanda güvenli
olmayan cinsel davranýþ biçimleri de
yaygýnlaþmaktadýr (2). Gençlerin güvenli cinsel
davranýþlarý benimsemeleri için yapýlan
çalýþmalar son derece önemlidir.
Cinsel iliþkide kondom kullanýlmasý AIDS
açýsýndan güvenli cinsel davranýþlar arasýnda
çok önemli bir yer tutmaktadýr. Ancak
kondom en iyi ya da tek seçenek deðildir.
Kiþisel ya da kültürel özelliklere baðlý olarak
karþýlýklý tek eþlilik, cinsel birleþmesiz cinsellik
ya da cinsel iliþkiye girmeme (abstinans) gibi
güvenli cinsellik stratejileri farklý durumlarda
en iyi seçenek olabilir.
Ülkemizde bugüne deðin yürütülen
çalýþmalarýn neredeyse tümü AIDS konusunun
önemini vurgulamaya ve bilgi düzeyini
artýrmaya yöneliktir. Oysa davranýþ deðiþikliði
için bunlar yeterli deðildir (3). Kiþinin kendini
risk altýnda deðerlendirmesi, riski önemsemesi,
davranýþ deðiþikliðini etkin deðerlendirmesi,
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 130
davranýþ deðiþikliðini uygulanabilir bulmasý ve
kendisini etkin algýlamasý gereklidir (4). Bundan
baþka, kiþisel ve sosyal normlar da davranýþ
deðiþikliði üzerinde rol oynamaktadýr (5).
Bu araþtýrmanýn amacý, gençlerin güvenli
cinsel davranýþ seçenekleri ve kendileri için
HIV/AIDS riski konusundaki algýlarýný
deðerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem
Çalýþma grubu, Ýstanbul'da bir
üniversite'nin saðlýkla ilgili olmayan fakülte ve
yüksekokullarýnda okuyan toplam 512
öðrenciden oluþmaktadýr (180 kadýn, 332
erkek). Saðlýk Ýnanç Modeli'nin bileþenlerinden
yararlanýlarak oluþturulan 42 soruluk bir anket
formu aracýlýðý ile AIDS riski, güvenli cinsellik
stratejileri ve güvenli cinsellik mesajlarýna
iliþkin algýlar ve kondom kullanýmýna iliþkin
davranýþlar incelendi. 5 kiþi üzerinde pilot
çalýþma yapýlarak ankete son biçimi verildi.
Ankete katýlanlardan, algýlara iliþkin çeþitli
sorulara 1 ile 5 arasýnda puan vermeleri
istendi. Formlar öðrencilerin kendileri
tarafýndan dolduruldu. Öðrencilerin seçimi için
herhangi bir sistematik örnekleme yöntemi
kullanýlmadý; öðrencilerin toplu olarak
bulunduðu ortamlarda karþýlaþýlan tüm
öðrencilerle görüþme yapýlmaya çalýþýldý.
Araþtýrmanýn amacý ve anketin gizliliði ayrýntýlý
olarak açýklandýktan sonra sözlü onaylarý
istendi. Ankete katýlmayý reddedenlerin oraný
yüzde 1.6 idi.
1-5 arasý puanlama yapýlan sorular için
ortalama puan ve yüzde 95 güven aralýðý
hesaplandý. Ýstatistiksel anlamlýlýk %95 güven
düzeyinde alt ve üst limitlerin karþýlaþtýrýlmasý
ile deðerlendirildi.
Bulgular
Araþtýrmaya katýlan gençlerin yaþ
ortalamasý 20.9 (sd=2.04); yüzde 35.2'si
kadýn ve yüzde 64.8'i erkektir. Toplam 512
kiþinin 507'si bekar ve 5'i evlidir. Aile ya da
akrabasýyla birlikte yaþayanlar tüm grubun
yüzde 56.8'lik bölümünü oluþturmakta; yüzde
29.9'u yalnýz/arkadaþlarýyla, yüzde 12.3'ü
yurtta yaþamakta, yüzde 1.0'i ise evlidir.
Kondom kullanýmý konusundaki algýlarý
incelendiðinde, ankete katýlan öðrencilerin
önemli bir kýsmýnýn kondom kullanýmýný AIDS'i
önlemek için yeterince etkili, kullanýlmasý ve
cinsel partnerine teklif edilmesi kolay bir
yöntem olarak algýlamadýklarý saptanmýþtýr.
Tüm öðrencilerin yüzde 43.2'si kondomun
etkinliði ile ilgili soruya 3 ya da daha düþük
puan vermiþ; yani kondomu HIV'i önlemede
ancak orta ya da düþük derecede güvenli
bulduðunu belirtmiþtir (Tablo 1). Kondomun
kullaným kolaylýðý ile ilgili soruya 3 ya da daha
düþük puan verenlerin (zor bulanlarýn) oraný
yüzde 30.2 ve cinsel partnerine teklif etme
kolaylýðý ile ilgili soruya 3 ya da daha düþük
puan verenlerin (zor bulanlarýn) oraný ise
yüzde 42.1 bulunmuþtur (Tablo 1). Kondomun
güvenilirliði ve kullaným kolaylýðý ile ilgili
sorulara kadýnlarýn verdiði puanlarýn
ortalamasý erkeklerden anlamlý derecede
düþük bulunmuþtur.
Kondom kullanma davranýþý incelendiðinde,
bugüne kadar cinsel birleþmeyi de içeren
cinsel iliþki yaþamýþ olan gençlerin yüzde
30.1'inin her iliþkisinde kondom kullandýðý;
yüzde 31.7'sinin bazen -son iki iliþkisi de
içinde- kondom kullandýðý; yüzde 23.2'sinin
bazen -son iki iliþkisi dýþýnda- kondom
kullandýðý; yüzde 15'inin ise hiç kondom
kullanmadýðý saptanmýþtýr. Her iliþkisinde
kondom kullananlarýn ve her iliþkide
kullanmasa da son iki iliþkisinde kullananlarýn
toplamý yüzde 61.8 bulunmuþtur.
Tablo 1. Gençlerin cinsiyetlerine baðlý olarak, kondom kullanýmý konusundaki düþünceleri
Soru Cinsiyet n Ortalama %95 Güven
Puan* Aralýðý
Kondom kullanýmý, cinsel iliþkide AIDS Kadýn 179 3.3 3.1 - 3.5
bulaþmasýný önlemede ne kadar etkili/ Erkek 332 3.6 3.5 - 3.8
güvenilir bir yöntemdir? Toplam 511 3.5 3.4 - 3.6
Sizce kondom kullanýmý ne kadar kolaydýr? Kadýn 163 3.7 3.5 - 3.9
Kendinizin kullanýp kullanmadýðýna Erkek 321 4.1 3.9 - 4.2
bakmaksýzýn size nasýl geldiðini belirtin. Toplam 484 3.9 3.8 - 4.0
Yeni bir iliþkide, kondom kullanmayý Kadýn 171 3.5 3.3 - 3.8
teklif etmek sizce zor mudur? Erkek 321 3.8 3.6 - 3.9
Toplam 492 3.7 3.6 - 3.8
* Sorulara 1 - 5 arasý puan verilmiþtir. 1=çok etkisiz / çok zor / ; 5=çok etkili / çok kolay
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 131
Cinsel etkinlikleri açýsýndan gençler:
(a) cinsel iliþki yaþamamýþ,
(b) cinsel iliþki yaþamýþ ancak cinsel
birleþme yaþamamýþ,
(c) cinsel birleþme yaþamýþ olarak
sýnýflandýðýnda; 'a' ve 'b' gruplarýnýn kondoma
iliþkin algýlarý arasýnda anlamlý fark
bulunmazken, 'c' grubundakilerin kondom
kullanýmýný diðerlerinden daha güvenilir ve
kolay algýladýðý saptanmýþtýr. Güvenilirlik
sorusuna verdikleri ortalama puanlar a,b,c,
gruplarýnda 3.2 (CI=3.1-3.4), 3.2 (CI=3.0-
3.5) ve 3.8 (CI=3.7-3.9); kullaným kolaylýðý
puanlarý da ayný sýrayla 3.6 (CI=3.4-3.7), 3.8
(CI=3.6-4.1) ve 4.2 (CI=4.1-4.3)
bulunmuþtur.
Güvenli cinsel davranýþ stratejilerinden olan
cinsel birleþmesiz iliþki ve tek eþlilik
konusundaki düþünceler Tablo 2'de
özetlenmiþtir. Buna göre hem erkekler, hem de
kadýnlarýn tek eþliliðin etkinliðine iliþkin
verdikleri puanlar kondom için verdiklerinden
daha yüksektir.
Tek eþliliðin etkinliði/güvenilirliði ile ilgili
soruya 3 ya da daha düþük puan verenlerin
(düþük etkili bulanlarýn) oraný yüzde 33.4
olarak bulunmuþtur. Tek eþli bir iliþkinin uzun
süre sürdürülebilirliði ile ilgili soruya 3 ya da
daha düþük puan verenlerin (zor bulanlarýn)
oraný yüzde 47.9 'dur. Cinsel birleþmesiz
iliþkilerin sürdürülebilirliði ile ilgili soruya 3 ya
da daha düþük puan verenlerin (zor
bulanlarýn) oraný ise yüzde 64.1 bulunmuþtur.
Algýlanan AIDS riskini deðerlendirmek için
sorulan "Kendiniz için AIDS'i ne ölçüde tehdit
olarak algýlýyorsunuz?" sorusuna 3 ya da daha
düþük puan verenlerin (yüksek bir tehdit
olarak algýlamayanlarýn) oraný yüzde 54.8
olarak bulunmuþtur. Erkekler kendileri için
AIDS'i kadýnlara göre daha fazla tehdit olarak
algýlamaktadýrlar (Tablo 3).
Kondom kullanýmý ve algýlanan AIDS riski
arasýndaki iliþki araþtýrýldýðýnda, her iliþkide ya
da en azýndan son iki iliþkisinde kondom
kullanan grupta AIDS riski ile ilgili soruya
verilen puanlarýn ortalamasý 3.3 (CI=3.1-3.6)
iken, hiç kondom kullanmayan ya da son iki
iliþkisinde kullanmayanlarýn ayný soruya verdiði
puanlarýn ortalamasý 3.0 (CI=2.7-3.3) olduðu;
ortalamalar arasýndaki farkýn anlamlý düzeyde
olduðu saptanmýþtýr.
Tartýþma
Saðlýk sorunlarýnýn çoðunun insanlarýn
davranýþlarýyla iliþkili olduðunu ve bu sorunlarý
çözmenin en önemli yolunun da davranýþ
deðiþikliðinden geçtiðini biliyoruz. Davranýþ
deðiþikliði saðlayabilmek için, saðlýkla ilgili
davranýþlarýn nasýl oluþtuðunu ve nasýl
deðiþebildiðini, bilginin davranýþa
dönüþmesinin önündeki engellerin neler
olduðunu anlamak gerekir. Bunu saðlamak
üzere Saðlýk Ýnanç Modeli’nin de aralarýnda
olduðu çok sayýda kuramsal model ve bunlara
dayalý çok yönlü yaklaþýmlar geliþtirilmiþtir.
Araþtýrmamýzýn bulgularý incelendiðinde,
gençlerin önemli bir kýsmýnýn, kondomu AIDS'i
önlemek için yeterince etkili, kullanýlmasý ve
cinsel partnere önerilmesi kolay bir yöntem
olarak algýlamadýklarý görülmektedir. Bu
özellikle kadýnlar arasýnda daha da belirgindir.
Kondom kullanýmýnýn zor olduðu ya da AIDS
bulaþmasýný önlemede kondomun etkili bir
yöntem olmadýðý algýsý kondom kullanma
Tablo 2. Gençlerin cinsel birleþmesiz iliþkinin ve tek eþliliðin uygulanabilirliðine iliþkin düþünceleri
Soru Cinsiyet n Ortalama %95 Güven
Puan* Aralýðý
Duygusal iliþkilerde cinsel birleþmeden Kadýn 171 3.2 3.0 - 3.4
uzak durmak sizce zor mudur? Erkek 322 2.9 2.7 - 3.0
Toplam 493 3.0 2.8 - 3.1
Sizce tek eþlilik, cinsel iliþkide AIDS Kadýn 180 3.7 3.6 - 3.9
bulaþmasýný önlemek için ne Erkek 332 3.9 3.7 - 4.0
kadar etkili/güvenilir bir yöntemdir? Toplam 512 3.8 3.7 - 3.9
Sizce tek eþli bir iliþkiyi uzun süreli Kadýn 173 3.6 3.4 - 3.8
olarak sürdürmek zor mudur? Erkek 322 3.1 3.0 - 3.3
Toplam 495 3.3 3.2 - 3.4
* Sorulara 1 - 5 arasý puan verilmiþtir. 1=çok zor / çok etkisiz; 5=çok kolay / çok etkili
Tablo 3. Gençlerin cinsiyetlerine göre, kendileri için AIDS'i
tehdit olarak algýlama durumlarý
Cinsiyet n Ortalama %95 Güven
Puan* Aralýðý
Kadýn 180 2.7 2.5 - 3.0
Erkek 332 3.3 3.1 - 3.4
Toplam 512 3.1 2.9 - 3.2
*Soruya 1 - 5 arasý puan verilmiþtir. 1=hiç tehdit deðil ;
5=yüksek düzeyde tehdit
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 132
davranýþýnýn önünde önemli bir engel olarak
ortaya çýkmaktadýr.
Saðlýk Ýnanç Modeli’ne göre, davranýþ
deðiþikliðinin ana unsurlarýndan biri olan
"algýlanan yararlar" (perceived benefits) bir
kiþinin davranýþ deðiþikliðini ne kadar yararlý
algýladýðý, eðer o davranýþ deðiþikliðini
gerçekleþtirirse hastalýk riskini
önleyebileceðine (ya da bunun baþka yararlarý
olacaðýna) ne kadar inandýðýdýr (4).
Çalýþmamýzda "Prezervatif cinsel iliþkide
AIDS bulaþmasýný önlemek için ne kadar etkili/
güvenilir bir yöntemdir?" sorusuna verilen
yanýtlar deðerlendirildiðinde, çalýþma
grubundaki gençlerin önemli bir kýsmýnýn
kondomu yüksek düzeyde koruyucu etkinliðe
sahip bir yöntem olarak görmediði ortaya
çýkmýþtýr. Ýlahiyat Fakültesi öðrencileri üzerinde
yapýlan bir baþka araþtýrmada (6), öðrencilerin
yalnýzca yüzde 55'i kondom kullanýmýnýn
AIDS'den korunmada etkili olduðunu
belirtmiþtir. Kondom, doðru kullanýldýðýnda
HIV bulaþmasýný önlemede yüksek düzeyde
etkili bir araç olmasýna karþýn, gençlerin algýlarý
bu bilgi ile örtüþmemektedir.
Ayný modele göre, davranýþ deðiþikliðinin
diðer bir ana unsuru "algýlanan engeller"
(perceived barriers), yani önerilen davranýþý
gerçekleþtirmenin önünde algýlanan somut ya
da duygusal engeller ya da bu davranýþýn yol
açacaðý düþünülen istenmeyen sonuçlardýr.
Algýlanan faydalar algýlanan engellerden ne
ölçüde fazla ise davranýþa eðilim o ölçüde
fazladýr (4). Çalýþmamýzda "Sizce kondom
kullanýmý ne kadar kolaydýr? Kendinizin
kullanýp kullanmadýðýna bakmaksýzýn size nasýl
geldiðini belirtin" sorusuna ve "Yeni bir iliþkide,
kondom kullanmayý teklif etmek sizce zor
mudur?" sorusuna verilen puanlar, kondom
kullanýmýnýn önünde yer alan, algýlamaya
dayalý engellerin varlýðýna iþaret etmektedir.
Eðer bir kiþinin kondom kullanýmýnýn önünde
algýladýðý engeller, onun kondom kullanýmýnýn
yararýna iliþkin algýsýndan daha güçlü ise, bu
durum o kiþinin kondom kullanýmý
davranýþýnýn önünde ciddi bir engel olabilir. Bu
algýlarýn yaygýnlýðý ölçüsünde, kondom
kullanýmý oraný da düþük olacaktýr.
Algýlanan engellerle ilgili sorular, kýsmen
kiþinin kendisinin bu davranýþý baþarýp
baþaramayacaðýna iliþkin inancýný da
açýklamaktadýr. Saðlýk Ýnanç Modeli’ne göre,
davranýþ deðiþikliði için gereken tüm diðer
koþullar gerçekleþse bile, eðer kiþinin davranýþ
deðiþikliðine iliþkin baþarý beklentisi, yani
özetkililik (self efficacy) düþükse davranýþ
deðiþikliði gerçekleþmeyecektir (7). Kondom
kullanmayý önermenin zorluðu bu noktada
genç bireyin kendi sosyal becerilerine iliþkin
algýsýndan da kaynaklanmaktadýr.
Güvenli cinsellik stratejileri arasýnda yer alan
tek eþlilik ve cinsel birleþmesiz cinsel iliþki ile
ilgili benzer sorularýn yanýtlarý incelendiðinde,
bu yöntemlerin hem erkekler, hem de kadýnlar
tarafýndan, HIV/AIDS'den korunmada
kondomdan daha etkili ve güvenilir yöntemler
olarak algýlandýðý görülmektedir. Belirli bir
yöntemi güvenli cinsel davranýþ olarak kabul
edebilmemiz için, bu yöntemin tutarlý biçimde
sürdürülebilmesi gereklidir. Oysa, çalýþmamýza
katýlan gençlerin önemli bir kesimi, özellikle
erkekler arasýnda daha sýk olmak üzere, tek
eþliliði ve cinsel birleþmesiz cinsel iliþkiyi
sürdürülebilir uygulamalar olarak
algýlamamaktadýrlar.
Saðlýk Ýnanç Modeli’ne göre "algýlanan
hassasiyet/yakalanabilirlik" (perceived
susceptibility) bir kiþinin bir hastalýða
yakalanma ya da saðlýkla ilgili bir etkiye maruz
kalma þansý konusundaki inancýdýr. Algýlanan
hassasiyetin düþüklüðü, en belirgin olarak
"bana bir þey olmaz" düþüncesiyle ortaya
çýkmaktadýr ve davranýþ deðiþikliðinin önünde
bir engeldir. Bizim çalýþmamýzda "Kendiniz için
AIDS'i ne ölçüde tehdit olarak
algýlýyorsunuz?"sorusuna verilen yanýtlara
göre, AIDS'i kendisi için önemli bir tehdit
olarak algýlamayanlarýn oraný yüzde 54.8 'dir.
Ýlahiyat Fakültesi öðrencileri üzerinde yapýlan
araþtýrmada da (6), 150 öðrencinin yüzde 78'i
kendisini AIDS açýsýndan risk altýnda
görmediðini belirtmiþtir. Bu yanýtlarýn anlamý
kýsmen zaten güvenli davranýþ içerisinde
olmakla açýklanabilir. Çalýþmamýzda her iliþkide
ya da son iki iliþkisinde kondom kullananlarýn
"Kendiniz için AIDS'i ne ölçüde tehdit olarak
algýlýyorsunuz?" sorusuna verdiði ortalama
puanlar, hiç kondom kullanmamýþ olanlar ya
da son iki iliþkide kullananlardan daha düþük
deðil, tersine, biraz daha yüksektir. Bu bulgu,
cinsel birleþmeyi de içeren cinsel iliþki yaþamýþ
olan, ancak her iliþkisinde kondom
kullanmayan gençlerin önemli bir kýsmýnýn
kendilerini HIV/AIDS riskinden uzak
algýladýklarýný iþaret etmektedir.
Çalýþmamýzda genç kadýnlar ve erkekler
arasýnda güvenli cinsellikle ilgili algýlar
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 133
açýsýndan önemli farklýlýklar olduðu
saptanmýþtýr. Bu farklýlýklarýn temelde cinsiyet
rolleri ile ilgili olduðunu ve cinsiyet rollerine
baðlý olarak geliþen farklý yaþam deneyimleri
ile pekiþtiðini düþünebiliriz. Çalýþmamýzýn
hedefleri açýsýndan, farklý cinsiyetlerin farklý
algýlarýna iliþkin bulgular ýþýðýnda, HIV/AIDS
önleme çalýþmalarýnýn cinsiyet rollerine duyarlý
bir yaklaþýmla yürütülmesinin önemi ortaya
çýkmaktadýr.
Her toplulukta, CYBE ve HIV/AIDS'in
yayýlýmýna olanak verecek riskli davranýþlarda
bulunan bireylerin olmasý doðaldýr. Ancak her
topluluk riskli davranýþlarýn nedenleri ve
davranýþ deðiþikliðini saðlamak üzere yapýlmasý
gerekenler açýsýndan bazý farklýlýklar gösterir.
Týðlý ve Günaydýn'ýn yaptýðý araþtýrmada,
1990-2000 yýllarý arasýnda Türkiye'de çeþitli
kuruluþlar tarafýndan gerçekleþtirilen AIDS'le
mücadele konulu yazýlý reklamlarýn hedef kitle
daðýlýmlarý incelenmiþ, 34 reklamdan yalnýzca
4'ünün gençleri hedeflediði görülmüþtür (8).
Gözlemlerimize göre, Türkiye'de AIDS
bilgilendirme çalýþmalarýnýn çok büyük
çoðunluðu genel topluma seslenmekte ve
hedef grup gözetmemektedir. Öncelik ve
hedef grup gözetmeyen çalýþmalar ancak
HIV/AIDS 'in önemli bir sorun olduðu fikrini
ve çok temel bazý bilgileri (kondomun
koruyucu olduðu gibi) topluma yaymak için
iþlevli olabilir. Ancak bu çalýþmalar toplumun
her kesimine ulaþamaz; ve davranýþ deðiþikliði
için de yeterince etkili deðildir.
Saðlýk Ýnanç Modeli, kiþinin bilgi düzeyi,
eðitim düzeyi, sosyoekonomik özellikleri ve
medya gibi çoðunlukla üzerinde durulan
faktörlerin yaný sýra, hastalýða iliþkin algýlanan
duyarlýlýk, davranýþ deðiþikliðinin algýlanan
yararý, algýlanan engeller ve özetkililiðin de
davranýþ deðiþikliði için belirleyici öneme sahip
unsurlar olduðunu ortaya koymaktadýr. Bu
biçimde konuya çok boyutlu yaklaþmak,
engellerin nerelerde yaþandýðýný saptamak ve
bu engelleri aþmaya yönelik özgün yöntemler
geliþtirmek gereklidir.
Araþtýrmamýzýn sonuçlarýna dayalý
önerilerden önce, verilerin toplandýðý grup ve
çalýþma yöntemine baðlý bazý sýnýrlýlýklarý
vurgulamamýz gerekir. Öncelikle, örneklemin
rastlantýsal olarak seçilmemiþ olmasý ve tek bir
üniversitede çalýþýlmasý önemli bir sýnýrlýlýktýr.
Çalýþýlan üniversitenin sosyoekonomik
özellikler açýsýndan oldukça karma bir yapýda
olmasý bu sýnýrlýlýðý ortadan kaldýrmamaktadýr.
Diðer bir sýnýrlýlýk da anket verilerinin
geçerliliðidir; anket öncesi açýklamaya ve
anonimliðe önem vermemize ve red oranýnýn
oldukça düþük olmasýna karþýn, ankete dayalý
verilerin bir ölçüde gerçekten sapma
gösterebileceðinin göz önünde
bulundurulmasý gerekir. Son olarak,
araþtýrmanýn kesitsel yapýsý, neden-sonuç
iliþkileri kurmak açýsýndan bizi önemli ölçüde
sýnýrlamaktadýr.
Sonuç olarak, güvenli olmayan cinsel
davranýþlar ve güvenli cinsellikle ilgili olumsuz
algýlarýn yaygýn olduðu ve toplumsal cinsiyet
rollerinin bu noktada önemli bir etkisi olduðu
saptanmýþtýr. HIV/AIDS konusunda
yürütülecek çalýþmalarda; gençlerin
(i) kondom ve diðer güvenli cinsellik
stratejilerinin etkinliði konusunda doðru
bilgilendirilmeye,
(ii) bunlarýn etkililiði /güvenilirliði
konusunda olumlu tutum kazanmaya ve
(iii) bir yöntemi kullanabilme ve kullanmayý
önerebilme konusunda öz etkililiklerinin
geliþtirilmesine gereksinimleri olduðu ortaya
çýkmýþtýr. Gençlere yönelik eðitim programý
içeriklerinin ve yöntemlerin bu hedeflere ve
yaklaþýmlara göre gözden geçirilmesi, davranýþ
deðiþikliði saðlama þansýný artýracaktýr.
Ýletiþim: Dr. Didem Ateþ
E-posta: didemates_2000@yahoo.com
Kaynaklar
1- UNAIDS Araþtýrma Raporu, Türkiye 2000. UNAIDS.
Accessed 25 Nov 2003, at: www.unaids.gov.tr
2- Aydýn K. Üniversite öðrencilerinin HIV/AIDS'e iliþkin
bilgi, tutum ve davranýþlarýnýn deðerlendirmesi. In: 6.Ulusal
AIDS Kongresi Özet Kitabý. Ýstanbul; 1-4 Aralýk 2003.
3- Erbaydar T. Saðlýk Davranýþ Modelleri ve HIV/AIDS
Önleme Çalýþmalarý. Ýçinde: 6. Ulusal AIDS Kongresi Özet
Kitabý. Ýstanbul; 1-4 Aralýk 2003.
4- Janz NK, Champion VL, Strecher VJ. The Health
Belief Model. In: Glanz K, Rimer BK, Lewis FM, editors.
Health Behavior and Health Education: Theory, Research and
Practice. 3rd ed. San Fransisco: Jossey-Bass, 2002.
5- Montano DE, Kasprzyk D. The Theory of Reasoned
Action and The Theory of Planned Behavior. In: Glanz K,
Rimer BK, Lewis FM, editors. Health Behavior and Health
Education: Theory, Research and Practice. 3rd ed. San
Fransisco: Jossey-Bass, 2002.
8- Týðlý M, Günaydýn H. Sosyal pazarlama çerçevesinde
Türkiye'deki AIDS'le mücadele konulu reklamlarýn içerik
analizi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Hakemli Dergisi Öneri 2002; 17: 93-98.
6- Yetgin M, Altun Z, Yarkýn F, Köksal F. Ýlahiyat Fakültesi
Öðrencilerinin AIDS Hakkýndaki Bilgi Düzeylerinin
Ýncelenmesi. In: 6.Ulusal AIDS Kongresi Özet Kitabý.
Ýstanbul; 1-4 Aralýk 2003.
7- Aksayan S, Gözüm S. Olumlu saðlýk davranýþlarýnýn
baþlatýlmasý ve sürdürülmesinde öz-etkililik (kendini etkileme)
algýsýnýn önemi. C.Ü.Hemþirelik Yüksekokulu Dergisi 1998; 2
(1): 35-41.
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 134

Üniversitede cinsellik nasıl algılanıyor

Giriþ
AIDS dünyada toplumun tüm kesimlerini
etkileyen önemli bir saðlýk sorunu niteliðini
korumaktadýr. HIV taþýyan ya da AIDS hastasý
olanlarýn sayýsý on milyonlara ulaþmaktadýr.
Kadýn, erkek, çocuk ayrýmý gözetmeksizin
herkese bulaþabilen AIDS'e karþý bugüne kadar
kesin bir tedavi yöntemi ya da etkili bir aþý
geliþtirilememiþtir.
Dünyanýn hemen her yerinde ve Türkiye'de de
HIV/AIDS salgýný en aðýr biçimde genç yaþ
gruplarýný etkilemektedir (1). Genç nüfus cinsel
açýdan aktiftir; farklý yaþantýlara ve güvenli
olmayan davranýþlara açýktýr. Bu özellikleri ile
cinsel yolla bulaþan enfeksiyonlar (CYBE) ve
HIV/AIDS açýsýndan duyarlý ve savunmasýz bir
gruptur. Ülkemizde de cinsel aktiviteye
Üniversite Öðrencileri Güvenli Cinselliði Nasýl Algýlýyor?
How Do The University Students Perceive Safer Sex?
Dr. Didem Ateþ*, Dr. Aktan Karahan**, Dr. Tuðrul Erbaydar***
Özet
Bu çalýþma gençlerin güvenli cinsellik
stratejilerine iliþkin algýlarýný deðerlendirmek
amacýyla yapýldý. Ýstanbul'da bir üniversitede
okuyan, saðlýk meslekleri dýþýnda 512 öðrencinin
kendileri tarafýndan doldurulan anketler
deðerlendirildi. Çalýþmada gençlerin kondom
kullanýmýnýn AIDS'i önleyici etkinliðini yüksek
düzeyde algýlamadýklarýný; ayrýca kondomu
kullanmayý önermeyi de kolay algýlamadýklarýný
saptadýk. 1'den 5'e kadar bir puan verilmesi
istendiðinde, "Prezervatif cinsel iliþkide AIDS
bulaþmasýný önlemek için ne kadar etkili/ güvenilir
bir yöntemdir?" sorusuna öðrencilerin yüzde 43.2'si
3 ya da daha düþük puan verdiler; yani orta ya da
düþük derecede güvenli bulduklarýný belirttiler
(ortalama=3.53; %95CI=3.43-3.63). "Sizce
kondom kullanýmý ne kadar kolaydýr?” sorusuna 3
ya da daha düþük puan verenlerin (zor bulanlarýn)
oraný yüzde 30.2 (ortalama=3.94; %95CI=3.84-
4.04) ve "Yeni bir iliþkide, kondom kullanmayý
önermek de zor” bulundu.
Tüm grupta, tek eþlilik kondomdan daha etkili
bir yöntem olarak algýlanmaktadýr; ancak
sürdürülebilirliðine iliþkin puanlar düþüktür. Cinsel
birleþmesiz iliþki, öðrencilerin çoðunluðu tarafýndan,
özellikle de cinsel yaþantýsý olanlar tarafýndan
sürdürülebilir bulunmamaktadýr.
Eðitimlerin kapsamý, güvenli cinsellik stratejilerinin
etkinliði konusunda doðru bilgilenme, güvenilirliði
konusunda olumlu tutum kazanma ve bir yöntemi
kullanmayý önerme konusunda beceri geliþtirmeye
yönelik olarak geniþletilmelidir.
Anahtar Sözcükler: HIV/AIDS, HIV/AIDS
eðitimi, güvenli cinsellik, risk algýsý
Abstract
This study was carried out to learn the
perceptions of youth about the safer sex strategies
and perceived AIDS risk. A questionnaire survey was
done among 512 students in Istanbul who attend
university schools which are not related to health
professions.
Effectiveness of condom use against AIDS
transmission was not perceived high enough, and
offering condom to a partner was not perceived easy.
The students were asked to give 1 to 5 points for the
question "How effective/secure is condom use for
preventing AIDS transmission?". The percent of those
who give 3 or lower points for effectiveness of
condom use was 43.2 percent (the mean score was
3.53; 95%CI=3.43-3.63). The percent of those who
perceive using condom is not easy (those who gave 3
or less points for its easiness) was 30.2 percent; the
mean score was 3.94; 95%CI=3.84-4.04. Offering
condom in a new partnership was also perceived
difficult.
Mutually faithful relationship was perceived as a
more effective method than condom use, but its
sustainability was perceived low. Abstinence also was
not conceived as an easy method to use for most
students.
The scope of education programmes must be
expanded to include the effectiveness of, developing
a possitive attitude on, and gaining offering skills for
safer sex strategies.
Key Words: HIV/AIDS, HIV/AIDS education,
safer sex, risk perception
* Saðlýk Eðt.; Marmara Ü. Saðlýk Eðitim Fakültesi, Ýstanbul
**Uzm.; Serbest Hekim, Mersin
***Yrd. Doç.; Yüzüncü Yýl Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Van
baþlama yaþý düþmekte, ayný zamanda güvenli
olmayan cinsel davranýþ biçimleri de
yaygýnlaþmaktadýr (2). Gençlerin güvenli cinsel
davranýþlarý benimsemeleri için yapýlan
çalýþmalar son derece önemlidir.
Cinsel iliþkide kondom kullanýlmasý AIDS
açýsýndan güvenli cinsel davranýþlar arasýnda
çok önemli bir yer tutmaktadýr. Ancak
kondom en iyi ya da tek seçenek deðildir.
Kiþisel ya da kültürel özelliklere baðlý olarak
karþýlýklý tek eþlilik, cinsel birleþmesiz cinsellik
ya da cinsel iliþkiye girmeme (abstinans) gibi
güvenli cinsellik stratejileri farklý durumlarda
en iyi seçenek olabilir.
Ülkemizde bugüne deðin yürütülen
çalýþmalarýn neredeyse tümü AIDS konusunun
önemini vurgulamaya ve bilgi düzeyini
artýrmaya yöneliktir. Oysa davranýþ deðiþikliði
için bunlar yeterli deðildir (3). Kiþinin kendini
risk altýnda deðerlendirmesi, riski önemsemesi,
davranýþ deðiþikliðini etkin deðerlendirmesi,
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 130
davranýþ deðiþikliðini uygulanabilir bulmasý ve
kendisini etkin algýlamasý gereklidir (4). Bundan
baþka, kiþisel ve sosyal normlar da davranýþ
deðiþikliði üzerinde rol oynamaktadýr (5).
Bu araþtýrmanýn amacý, gençlerin güvenli
cinsel davranýþ seçenekleri ve kendileri için
HIV/AIDS riski konusundaki algýlarýný
deðerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem
Çalýþma grubu, Ýstanbul'da bir
üniversite'nin saðlýkla ilgili olmayan fakülte ve
yüksekokullarýnda okuyan toplam 512
öðrenciden oluþmaktadýr (180 kadýn, 332
erkek). Saðlýk Ýnanç Modeli'nin bileþenlerinden
yararlanýlarak oluþturulan 42 soruluk bir anket
formu aracýlýðý ile AIDS riski, güvenli cinsellik
stratejileri ve güvenli cinsellik mesajlarýna
iliþkin algýlar ve kondom kullanýmýna iliþkin
davranýþlar incelendi. 5 kiþi üzerinde pilot
çalýþma yapýlarak ankete son biçimi verildi.
Ankete katýlanlardan, algýlara iliþkin çeþitli
sorulara 1 ile 5 arasýnda puan vermeleri
istendi. Formlar öðrencilerin kendileri
tarafýndan dolduruldu. Öðrencilerin seçimi için
herhangi bir sistematik örnekleme yöntemi
kullanýlmadý; öðrencilerin toplu olarak
bulunduðu ortamlarda karþýlaþýlan tüm
öðrencilerle görüþme yapýlmaya çalýþýldý.
Araþtýrmanýn amacý ve anketin gizliliði ayrýntýlý
olarak açýklandýktan sonra sözlü onaylarý
istendi. Ankete katýlmayý reddedenlerin oraný
yüzde 1.6 idi.
1-5 arasý puanlama yapýlan sorular için
ortalama puan ve yüzde 95 güven aralýðý
hesaplandý. Ýstatistiksel anlamlýlýk %95 güven
düzeyinde alt ve üst limitlerin karþýlaþtýrýlmasý
ile deðerlendirildi.
Bulgular
Araþtýrmaya katýlan gençlerin yaþ
ortalamasý 20.9 (sd=2.04); yüzde 35.2'si
kadýn ve yüzde 64.8'i erkektir. Toplam 512
kiþinin 507'si bekar ve 5'i evlidir. Aile ya da
akrabasýyla birlikte yaþayanlar tüm grubun
yüzde 56.8'lik bölümünü oluþturmakta; yüzde
29.9'u yalnýz/arkadaþlarýyla, yüzde 12.3'ü
yurtta yaþamakta, yüzde 1.0'i ise evlidir.
Kondom kullanýmý konusundaki algýlarý
incelendiðinde, ankete katýlan öðrencilerin
önemli bir kýsmýnýn kondom kullanýmýný AIDS'i
önlemek için yeterince etkili, kullanýlmasý ve
cinsel partnerine teklif edilmesi kolay bir
yöntem olarak algýlamadýklarý saptanmýþtýr.
Tüm öðrencilerin yüzde 43.2'si kondomun
etkinliði ile ilgili soruya 3 ya da daha düþük
puan vermiþ; yani kondomu HIV'i önlemede
ancak orta ya da düþük derecede güvenli
bulduðunu belirtmiþtir (Tablo 1). Kondomun
kullaným kolaylýðý ile ilgili soruya 3 ya da daha
düþük puan verenlerin (zor bulanlarýn) oraný
yüzde 30.2 ve cinsel partnerine teklif etme
kolaylýðý ile ilgili soruya 3 ya da daha düþük
puan verenlerin (zor bulanlarýn) oraný ise
yüzde 42.1 bulunmuþtur (Tablo 1). Kondomun
güvenilirliði ve kullaným kolaylýðý ile ilgili
sorulara kadýnlarýn verdiði puanlarýn
ortalamasý erkeklerden anlamlý derecede
düþük bulunmuþtur.
Kondom kullanma davranýþý incelendiðinde,
bugüne kadar cinsel birleþmeyi de içeren
cinsel iliþki yaþamýþ olan gençlerin yüzde
30.1'inin her iliþkisinde kondom kullandýðý;
yüzde 31.7'sinin bazen -son iki iliþkisi de
içinde- kondom kullandýðý; yüzde 23.2'sinin
bazen -son iki iliþkisi dýþýnda- kondom
kullandýðý; yüzde 15'inin ise hiç kondom
kullanmadýðý saptanmýþtýr. Her iliþkisinde
kondom kullananlarýn ve her iliþkide
kullanmasa da son iki iliþkisinde kullananlarýn
toplamý yüzde 61.8 bulunmuþtur.
Tablo 1. Gençlerin cinsiyetlerine baðlý olarak, kondom kullanýmý konusundaki düþünceleri
Soru Cinsiyet n Ortalama %95 Güven
Puan* Aralýðý
Kondom kullanýmý, cinsel iliþkide AIDS Kadýn 179 3.3 3.1 - 3.5
bulaþmasýný önlemede ne kadar etkili/ Erkek 332 3.6 3.5 - 3.8
güvenilir bir yöntemdir? Toplam 511 3.5 3.4 - 3.6
Sizce kondom kullanýmý ne kadar kolaydýr? Kadýn 163 3.7 3.5 - 3.9
Kendinizin kullanýp kullanmadýðýna Erkek 321 4.1 3.9 - 4.2
bakmaksýzýn size nasýl geldiðini belirtin. Toplam 484 3.9 3.8 - 4.0
Yeni bir iliþkide, kondom kullanmayý Kadýn 171 3.5 3.3 - 3.8
teklif etmek sizce zor mudur? Erkek 321 3.8 3.6 - 3.9
Toplam 492 3.7 3.6 - 3.8
* Sorulara 1 - 5 arasý puan verilmiþtir. 1=çok etkisiz / çok zor / ; 5=çok etkili / çok kolay
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 131
Cinsel etkinlikleri açýsýndan gençler:
(a) cinsel iliþki yaþamamýþ,
(b) cinsel iliþki yaþamýþ ancak cinsel
birleþme yaþamamýþ,
(c) cinsel birleþme yaþamýþ olarak
sýnýflandýðýnda; 'a' ve 'b' gruplarýnýn kondoma
iliþkin algýlarý arasýnda anlamlý fark
bulunmazken, 'c' grubundakilerin kondom
kullanýmýný diðerlerinden daha güvenilir ve
kolay algýladýðý saptanmýþtýr. Güvenilirlik
sorusuna verdikleri ortalama puanlar a,b,c,
gruplarýnda 3.2 (CI=3.1-3.4), 3.2 (CI=3.0-
3.5) ve 3.8 (CI=3.7-3.9); kullaným kolaylýðý
puanlarý da ayný sýrayla 3.6 (CI=3.4-3.7), 3.8
(CI=3.6-4.1) ve 4.2 (CI=4.1-4.3)
bulunmuþtur.
Güvenli cinsel davranýþ stratejilerinden olan
cinsel birleþmesiz iliþki ve tek eþlilik
konusundaki düþünceler Tablo 2'de
özetlenmiþtir. Buna göre hem erkekler, hem de
kadýnlarýn tek eþliliðin etkinliðine iliþkin
verdikleri puanlar kondom için verdiklerinden
daha yüksektir.
Tek eþliliðin etkinliði/güvenilirliði ile ilgili
soruya 3 ya da daha düþük puan verenlerin
(düþük etkili bulanlarýn) oraný yüzde 33.4
olarak bulunmuþtur. Tek eþli bir iliþkinin uzun
süre sürdürülebilirliði ile ilgili soruya 3 ya da
daha düþük puan verenlerin (zor bulanlarýn)
oraný yüzde 47.9 'dur. Cinsel birleþmesiz
iliþkilerin sürdürülebilirliði ile ilgili soruya 3 ya
da daha düþük puan verenlerin (zor
bulanlarýn) oraný ise yüzde 64.1 bulunmuþtur.
Algýlanan AIDS riskini deðerlendirmek için
sorulan "Kendiniz için AIDS'i ne ölçüde tehdit
olarak algýlýyorsunuz?" sorusuna 3 ya da daha
düþük puan verenlerin (yüksek bir tehdit
olarak algýlamayanlarýn) oraný yüzde 54.8
olarak bulunmuþtur. Erkekler kendileri için
AIDS'i kadýnlara göre daha fazla tehdit olarak
algýlamaktadýrlar (Tablo 3).
Kondom kullanýmý ve algýlanan AIDS riski
arasýndaki iliþki araþtýrýldýðýnda, her iliþkide ya
da en azýndan son iki iliþkisinde kondom
kullanan grupta AIDS riski ile ilgili soruya
verilen puanlarýn ortalamasý 3.3 (CI=3.1-3.6)
iken, hiç kondom kullanmayan ya da son iki
iliþkisinde kullanmayanlarýn ayný soruya verdiði
puanlarýn ortalamasý 3.0 (CI=2.7-3.3) olduðu;
ortalamalar arasýndaki farkýn anlamlý düzeyde
olduðu saptanmýþtýr.
Tartýþma
Saðlýk sorunlarýnýn çoðunun insanlarýn
davranýþlarýyla iliþkili olduðunu ve bu sorunlarý
çözmenin en önemli yolunun da davranýþ
deðiþikliðinden geçtiðini biliyoruz. Davranýþ
deðiþikliði saðlayabilmek için, saðlýkla ilgili
davranýþlarýn nasýl oluþtuðunu ve nasýl
deðiþebildiðini, bilginin davranýþa
dönüþmesinin önündeki engellerin neler
olduðunu anlamak gerekir. Bunu saðlamak
üzere Saðlýk Ýnanç Modeli’nin de aralarýnda
olduðu çok sayýda kuramsal model ve bunlara
dayalý çok yönlü yaklaþýmlar geliþtirilmiþtir.
Araþtýrmamýzýn bulgularý incelendiðinde,
gençlerin önemli bir kýsmýnýn, kondomu AIDS'i
önlemek için yeterince etkili, kullanýlmasý ve
cinsel partnere önerilmesi kolay bir yöntem
olarak algýlamadýklarý görülmektedir. Bu
özellikle kadýnlar arasýnda daha da belirgindir.
Kondom kullanýmýnýn zor olduðu ya da AIDS
bulaþmasýný önlemede kondomun etkili bir
yöntem olmadýðý algýsý kondom kullanma
Tablo 2. Gençlerin cinsel birleþmesiz iliþkinin ve tek eþliliðin uygulanabilirliðine iliþkin düþünceleri
Soru Cinsiyet n Ortalama %95 Güven
Puan* Aralýðý
Duygusal iliþkilerde cinsel birleþmeden Kadýn 171 3.2 3.0 - 3.4
uzak durmak sizce zor mudur? Erkek 322 2.9 2.7 - 3.0
Toplam 493 3.0 2.8 - 3.1
Sizce tek eþlilik, cinsel iliþkide AIDS Kadýn 180 3.7 3.6 - 3.9
bulaþmasýný önlemek için ne Erkek 332 3.9 3.7 - 4.0
kadar etkili/güvenilir bir yöntemdir? Toplam 512 3.8 3.7 - 3.9
Sizce tek eþli bir iliþkiyi uzun süreli Kadýn 173 3.6 3.4 - 3.8
olarak sürdürmek zor mudur? Erkek 322 3.1 3.0 - 3.3
Toplam 495 3.3 3.2 - 3.4
* Sorulara 1 - 5 arasý puan verilmiþtir. 1=çok zor / çok etkisiz; 5=çok kolay / çok etkili
Tablo 3. Gençlerin cinsiyetlerine göre, kendileri için AIDS'i
tehdit olarak algýlama durumlarý
Cinsiyet n Ortalama %95 Güven
Puan* Aralýðý
Kadýn 180 2.7 2.5 - 3.0
Erkek 332 3.3 3.1 - 3.4
Toplam 512 3.1 2.9 - 3.2
*Soruya 1 - 5 arasý puan verilmiþtir. 1=hiç tehdit deðil ;
5=yüksek düzeyde tehdit
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 132
davranýþýnýn önünde önemli bir engel olarak
ortaya çýkmaktadýr.
Saðlýk Ýnanç Modeli’ne göre, davranýþ
deðiþikliðinin ana unsurlarýndan biri olan
"algýlanan yararlar" (perceived benefits) bir
kiþinin davranýþ deðiþikliðini ne kadar yararlý
algýladýðý, eðer o davranýþ deðiþikliðini
gerçekleþtirirse hastalýk riskini
önleyebileceðine (ya da bunun baþka yararlarý
olacaðýna) ne kadar inandýðýdýr (4).
Çalýþmamýzda "Prezervatif cinsel iliþkide
AIDS bulaþmasýný önlemek için ne kadar etkili/
güvenilir bir yöntemdir?" sorusuna verilen
yanýtlar deðerlendirildiðinde, çalýþma
grubundaki gençlerin önemli bir kýsmýnýn
kondomu yüksek düzeyde koruyucu etkinliðe
sahip bir yöntem olarak görmediði ortaya
çýkmýþtýr. Ýlahiyat Fakültesi öðrencileri üzerinde
yapýlan bir baþka araþtýrmada (6), öðrencilerin
yalnýzca yüzde 55'i kondom kullanýmýnýn
AIDS'den korunmada etkili olduðunu
belirtmiþtir. Kondom, doðru kullanýldýðýnda
HIV bulaþmasýný önlemede yüksek düzeyde
etkili bir araç olmasýna karþýn, gençlerin algýlarý
bu bilgi ile örtüþmemektedir.
Ayný modele göre, davranýþ deðiþikliðinin
diðer bir ana unsuru "algýlanan engeller"
(perceived barriers), yani önerilen davranýþý
gerçekleþtirmenin önünde algýlanan somut ya
da duygusal engeller ya da bu davranýþýn yol
açacaðý düþünülen istenmeyen sonuçlardýr.
Algýlanan faydalar algýlanan engellerden ne
ölçüde fazla ise davranýþa eðilim o ölçüde
fazladýr (4). Çalýþmamýzda "Sizce kondom
kullanýmý ne kadar kolaydýr? Kendinizin
kullanýp kullanmadýðýna bakmaksýzýn size nasýl
geldiðini belirtin" sorusuna ve "Yeni bir iliþkide,
kondom kullanmayý teklif etmek sizce zor
mudur?" sorusuna verilen puanlar, kondom
kullanýmýnýn önünde yer alan, algýlamaya
dayalý engellerin varlýðýna iþaret etmektedir.
Eðer bir kiþinin kondom kullanýmýnýn önünde
algýladýðý engeller, onun kondom kullanýmýnýn
yararýna iliþkin algýsýndan daha güçlü ise, bu
durum o kiþinin kondom kullanýmý
davranýþýnýn önünde ciddi bir engel olabilir. Bu
algýlarýn yaygýnlýðý ölçüsünde, kondom
kullanýmý oraný da düþük olacaktýr.
Algýlanan engellerle ilgili sorular, kýsmen
kiþinin kendisinin bu davranýþý baþarýp
baþaramayacaðýna iliþkin inancýný da
açýklamaktadýr. Saðlýk Ýnanç Modeli’ne göre,
davranýþ deðiþikliði için gereken tüm diðer
koþullar gerçekleþse bile, eðer kiþinin davranýþ
deðiþikliðine iliþkin baþarý beklentisi, yani
özetkililik (self efficacy) düþükse davranýþ
deðiþikliði gerçekleþmeyecektir (7). Kondom
kullanmayý önermenin zorluðu bu noktada
genç bireyin kendi sosyal becerilerine iliþkin
algýsýndan da kaynaklanmaktadýr.
Güvenli cinsellik stratejileri arasýnda yer alan
tek eþlilik ve cinsel birleþmesiz cinsel iliþki ile
ilgili benzer sorularýn yanýtlarý incelendiðinde,
bu yöntemlerin hem erkekler, hem de kadýnlar
tarafýndan, HIV/AIDS'den korunmada
kondomdan daha etkili ve güvenilir yöntemler
olarak algýlandýðý görülmektedir. Belirli bir
yöntemi güvenli cinsel davranýþ olarak kabul
edebilmemiz için, bu yöntemin tutarlý biçimde
sürdürülebilmesi gereklidir. Oysa, çalýþmamýza
katýlan gençlerin önemli bir kesimi, özellikle
erkekler arasýnda daha sýk olmak üzere, tek
eþliliði ve cinsel birleþmesiz cinsel iliþkiyi
sürdürülebilir uygulamalar olarak
algýlamamaktadýrlar.
Saðlýk Ýnanç Modeli’ne göre "algýlanan
hassasiyet/yakalanabilirlik" (perceived
susceptibility) bir kiþinin bir hastalýða
yakalanma ya da saðlýkla ilgili bir etkiye maruz
kalma þansý konusundaki inancýdýr. Algýlanan
hassasiyetin düþüklüðü, en belirgin olarak
"bana bir þey olmaz" düþüncesiyle ortaya
çýkmaktadýr ve davranýþ deðiþikliðinin önünde
bir engeldir. Bizim çalýþmamýzda "Kendiniz için
AIDS'i ne ölçüde tehdit olarak
algýlýyorsunuz?"sorusuna verilen yanýtlara
göre, AIDS'i kendisi için önemli bir tehdit
olarak algýlamayanlarýn oraný yüzde 54.8 'dir.
Ýlahiyat Fakültesi öðrencileri üzerinde yapýlan
araþtýrmada da (6), 150 öðrencinin yüzde 78'i
kendisini AIDS açýsýndan risk altýnda
görmediðini belirtmiþtir. Bu yanýtlarýn anlamý
kýsmen zaten güvenli davranýþ içerisinde
olmakla açýklanabilir. Çalýþmamýzda her iliþkide
ya da son iki iliþkisinde kondom kullananlarýn
"Kendiniz için AIDS'i ne ölçüde tehdit olarak
algýlýyorsunuz?" sorusuna verdiði ortalama
puanlar, hiç kondom kullanmamýþ olanlar ya
da son iki iliþkide kullananlardan daha düþük
deðil, tersine, biraz daha yüksektir. Bu bulgu,
cinsel birleþmeyi de içeren cinsel iliþki yaþamýþ
olan, ancak her iliþkisinde kondom
kullanmayan gençlerin önemli bir kýsmýnýn
kendilerini HIV/AIDS riskinden uzak
algýladýklarýný iþaret etmektedir.
Çalýþmamýzda genç kadýnlar ve erkekler
arasýnda güvenli cinsellikle ilgili algýlar
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 133
açýsýndan önemli farklýlýklar olduðu
saptanmýþtýr. Bu farklýlýklarýn temelde cinsiyet
rolleri ile ilgili olduðunu ve cinsiyet rollerine
baðlý olarak geliþen farklý yaþam deneyimleri
ile pekiþtiðini düþünebiliriz. Çalýþmamýzýn
hedefleri açýsýndan, farklý cinsiyetlerin farklý
algýlarýna iliþkin bulgular ýþýðýnda, HIV/AIDS
önleme çalýþmalarýnýn cinsiyet rollerine duyarlý
bir yaklaþýmla yürütülmesinin önemi ortaya
çýkmaktadýr.
Her toplulukta, CYBE ve HIV/AIDS'in
yayýlýmýna olanak verecek riskli davranýþlarda
bulunan bireylerin olmasý doðaldýr. Ancak her
topluluk riskli davranýþlarýn nedenleri ve
davranýþ deðiþikliðini saðlamak üzere yapýlmasý
gerekenler açýsýndan bazý farklýlýklar gösterir.
Týðlý ve Günaydýn'ýn yaptýðý araþtýrmada,
1990-2000 yýllarý arasýnda Türkiye'de çeþitli
kuruluþlar tarafýndan gerçekleþtirilen AIDS'le
mücadele konulu yazýlý reklamlarýn hedef kitle
daðýlýmlarý incelenmiþ, 34 reklamdan yalnýzca
4'ünün gençleri hedeflediði görülmüþtür (8).
Gözlemlerimize göre, Türkiye'de AIDS
bilgilendirme çalýþmalarýnýn çok büyük
çoðunluðu genel topluma seslenmekte ve
hedef grup gözetmemektedir. Öncelik ve
hedef grup gözetmeyen çalýþmalar ancak
HIV/AIDS 'in önemli bir sorun olduðu fikrini
ve çok temel bazý bilgileri (kondomun
koruyucu olduðu gibi) topluma yaymak için
iþlevli olabilir. Ancak bu çalýþmalar toplumun
her kesimine ulaþamaz; ve davranýþ deðiþikliði
için de yeterince etkili deðildir.
Saðlýk Ýnanç Modeli, kiþinin bilgi düzeyi,
eðitim düzeyi, sosyoekonomik özellikleri ve
medya gibi çoðunlukla üzerinde durulan
faktörlerin yaný sýra, hastalýða iliþkin algýlanan
duyarlýlýk, davranýþ deðiþikliðinin algýlanan
yararý, algýlanan engeller ve özetkililiðin de
davranýþ deðiþikliði için belirleyici öneme sahip
unsurlar olduðunu ortaya koymaktadýr. Bu
biçimde konuya çok boyutlu yaklaþmak,
engellerin nerelerde yaþandýðýný saptamak ve
bu engelleri aþmaya yönelik özgün yöntemler
geliþtirmek gereklidir.
Araþtýrmamýzýn sonuçlarýna dayalý
önerilerden önce, verilerin toplandýðý grup ve
çalýþma yöntemine baðlý bazý sýnýrlýlýklarý
vurgulamamýz gerekir. Öncelikle, örneklemin
rastlantýsal olarak seçilmemiþ olmasý ve tek bir
üniversitede çalýþýlmasý önemli bir sýnýrlýlýktýr.
Çalýþýlan üniversitenin sosyoekonomik
özellikler açýsýndan oldukça karma bir yapýda
olmasý bu sýnýrlýlýðý ortadan kaldýrmamaktadýr.
Diðer bir sýnýrlýlýk da anket verilerinin
geçerliliðidir; anket öncesi açýklamaya ve
anonimliðe önem vermemize ve red oranýnýn
oldukça düþük olmasýna karþýn, ankete dayalý
verilerin bir ölçüde gerçekten sapma
gösterebileceðinin göz önünde
bulundurulmasý gerekir. Son olarak,
araþtýrmanýn kesitsel yapýsý, neden-sonuç
iliþkileri kurmak açýsýndan bizi önemli ölçüde
sýnýrlamaktadýr.
Sonuç olarak, güvenli olmayan cinsel
davranýþlar ve güvenli cinsellikle ilgili olumsuz
algýlarýn yaygýn olduðu ve toplumsal cinsiyet
rollerinin bu noktada önemli bir etkisi olduðu
saptanmýþtýr. HIV/AIDS konusunda
yürütülecek çalýþmalarda; gençlerin
(i) kondom ve diðer güvenli cinsellik
stratejilerinin etkinliði konusunda doðru
bilgilendirilmeye,
(ii) bunlarýn etkililiði /güvenilirliði
konusunda olumlu tutum kazanmaya ve
(iii) bir yöntemi kullanabilme ve kullanmayý
önerebilme konusunda öz etkililiklerinin
geliþtirilmesine gereksinimleri olduðu ortaya
çýkmýþtýr. Gençlere yönelik eðitim programý
içeriklerinin ve yöntemlerin bu hedeflere ve
yaklaþýmlara göre gözden geçirilmesi, davranýþ
deðiþikliði saðlama þansýný artýracaktýr.
Ýletiþim: Dr. Didem Ateþ
E-posta: didemates_2000@yahoo.com
Kaynaklar
1- UNAIDS Araþtýrma Raporu, Türkiye 2000. UNAIDS.
Accessed 25 Nov 2003, at: www.unaids.gov.tr
2- Aydýn K. Üniversite öðrencilerinin HIV/AIDS'e iliþkin
bilgi, tutum ve davranýþlarýnýn deðerlendirmesi. In: 6.Ulusal
AIDS Kongresi Özet Kitabý. Ýstanbul; 1-4 Aralýk 2003.
3- Erbaydar T. Saðlýk Davranýþ Modelleri ve HIV/AIDS
Önleme Çalýþmalarý. Ýçinde: 6. Ulusal AIDS Kongresi Özet
Kitabý. Ýstanbul; 1-4 Aralýk 2003.
4- Janz NK, Champion VL, Strecher VJ. The Health
Belief Model. In: Glanz K, Rimer BK, Lewis FM, editors.
Health Behavior and Health Education: Theory, Research and
Practice. 3rd ed. San Fransisco: Jossey-Bass, 2002.
5- Montano DE, Kasprzyk D. The Theory of Reasoned
Action and The Theory of Planned Behavior. In: Glanz K,
Rimer BK, Lewis FM, editors. Health Behavior and Health
Education: Theory, Research and Practice. 3rd ed. San
Fransisco: Jossey-Bass, 2002.
8- Týðlý M, Günaydýn H. Sosyal pazarlama çerçevesinde
Türkiye'deki AIDS'le mücadele konulu reklamlarýn içerik
analizi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Hakemli Dergisi Öneri 2002; 17: 93-98.
6- Yetgin M, Altun Z, Yarkýn F, Köksal F. Ýlahiyat Fakültesi
Öðrencilerinin AIDS Hakkýndaki Bilgi Düzeylerinin
Ýncelenmesi. In: 6.Ulusal AIDS Kongresi Özet Kitabý.
Ýstanbul; 1-4 Aralýk 2003.
7- Aksayan S, Gözüm S. Olumlu saðlýk davranýþlarýnýn
baþlatýlmasý ve sürdürülmesinde öz-etkililik (kendini etkileme)
algýsýnýn önemi. C.Ü.Hemþirelik Yüksekokulu Dergisi 1998; 2
(1): 35-41.
• 2005 • cilt 14 • sayý 6 • 134

Öğrenmeyi öğrenmek.Kolay öğrenme yolları

1. Giriş
Yirmi birinci yüzyıla girerken içinde bulunduğumuz çağın en ayırıcı özelliği "bilgi
çağı" olmasıdır. Bilgi çağı, bilginin yoğunlaştığı, bilim ve teknolojinin hızlı değişim
gösterdiği bir dönemdir. Bu değişimler doğrultusunda toplumlar ve onları oluşturan
bireyler de değişme gereksinmesiyle karşı karşıya gelmişlerdir. Başka bir deyişle,
toplumlar "bilgi toplumu" olma sürecine girmişlerdir. Bireylerin hem bu sürece
uyum gösterebilmeleri hem de bu süreci geliştirebilmeleri için öncekilerden farklı
kimi niteliklere sahip olmaları gereklidir. Bu niteliklerin başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:
• Düşünme yollarını bilip uygulayabilme
• Sorun çözebilme
• Araştırma yapabilme
• Bilgiyi yaratıcı biçimde kullanabilme
• Bilgi ve teknoloji üretebilme
Kısaca belirtirsek, bilgi çağında yaşayan bireylerin, bilgiye erişme yollarını bilmeleri,
ulaştıkları bilgileri kullanabilmeleri ve yeni bilgiler üretebilmeleri gereklidir. Bireylerin
bu niteliklere sahip olmalarının en etkili yolu, onların nasıl öğreneceklerini
öğrenmeleri, daha kalıplaşmış bir deyişle "öğrenmeyi öğrenme"leri ile olanaklıdır.
Bireylerin "öğrenmeyi öğrenme"lerini sağlamak için, ilköğretimden yükseköğretimin
sonuna dek uygulanan tüm eğitim programlarında, öğretim yaklaşım, yöntem,
araç ve gereçlerinde değişikliklere gitmek gereklidir. Bunda da en önemli görev öğretmene
düşmektedir. Çünkü öğretmen, bireylere, öğrencilere öğrenmeyi öğretecek
temel kaynak, temel kılavuzdur.
Peki, "öğrenmeyi öğretme" tam olarak nedir? Neleri kapsamaktadır? Öğretmenler
öğrencilere öğrenmeyi öğretmede hangi yollardan yararlanabilirler? Bu ünitede bu
soruları yanıtlamaya çalışacağız.
2. Öğrenmeyi Öğretmenin Kapsamı
Öğrenmede temel olan öğrencinin etkin olmasıdır. Öğrenmenin etkili biçimde gerçekleşebilmesi
için öğrencilerin yalnızca öğretmenin anlattıklarını dinlemeleri,
yaptıklarını gözlemeleri, sunduğu sınırlı bilgileri tekrar etmeleri ya da tümüyle
onun yönergeleriyle hareket etmeleri yeterli değildir. Başka bir deyişle, öğrenciler,
öğretme-öğrenme sürecinde yalnız öğretmenin etkin olmasıyla etkili öğrenmeyi
gerçekleştiremezler.
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 149
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Etkili öğrenme için öğrencilerin ne yapmaları gereklidir?
Etkili öğrenme için öğrencilerin öğretme-öğrenme sürecinde şu temel etkinliklerde
bulunmalarına gerek vardır:
• Öğretmeni dinlerken dikkatlerini toplama
• Dinledikleri ya da okudukları üzerinde düşünme
• Anlamadıklarını sorma
• Tekrar etme
• Yeni bilgilerle önceden öğrendikleri bilgileri ilişkilendirme
Öğrencilerin, bunların dışında, doğru bilgi kaynaklarına ulaşmaları, edindikleri
bilgileri kullanmaları ve yaptıkları öğrenme etkinliklerinden tat almaları öğrenme
açısından önem taşır. Kısacası, öğrenme sırasında öğrencilerin edilgin değil, etkin
olmaları gereklidir.
Öğrenciler, saydığımız bu etkinlikleri gerçekte öğrenerek yapabilirler. Bu konuda
da öğrencilere en iyi yardımı, en etkili kılavuzluğu öğretmen sağlayabilir. Buna göre,
öğrenim görmek üzere okula gelen öğrencilerin iki temel gereksinmeleri vardır.
Bu gereksinmelerden birisi, öğrenme ürünleriyle, yani kazanmaları gereken bilgiler,
beceriler ve tutumlarla ilgilidir. Ötekisi ise, öğrenme süreciyle, yani nasıl öğrenebilecekleriyle
ilgilidir. İkinci gereksinme birincisini etkileme gücüne sahiptir. Bu
bakımdan, okullarda, öğretmenlerin derslerde öğrencilerin her iki temel gereksinmesini
de karşılayacak nitelikte bir öğretime yer vermeleri gereklidir. Daha açık bir
deyişle, öğretmenler derslerinde öğrencilere hem ders konularını hem de nasıl öğreneceklerini
öğrenmelerini sağlayacak bir öğretim uygulamalıdırlar.
Okullardaki öğrencilerin yukarıda belirttiğimiz iki temel gereksinmesinden ikincisi
olan "öğrenmeyi öğrenme", büyük ölçüde öğretmenin “öğrenmeyi öğretme” etkinliklerinin
sonunda sağlanabilir. Öğrencilerin öğrenmeyi öğrenebilmeleri için
öncelikle kendilerini öğrenme özellikleri bakımından tanımaları gereklidir. Örneğin,
serin mi yoksa sıcak bir ortamda mı daha iyi öğrenebiliyorlar? Kendi başlarına
mı yoksa birisiyle çalışarak mı öğrenmeyi tercih ediyorlar? Bunların yanısıra, öğrencilerin
öğrenmede yararlanabilecekleri çeşitli teknikleri de bilmeleri ve kullanabilmeleri
gereklidir. Örneğin, öğrenmeyi sağlayıcı hangi teknikler vardır? Bunları ne
tür öğrenmelerde ve nasıl kullanabilirler? Kısacası, öğrenciler hem kendi öğrenme
özelliklerini tanıyarak hem de öğrenmede yararlanılan teknikleri bilip kullanarak
öğrenmeyi öğrenebilirler ve etkili öğrenmeyi gerçekleştirebilirler. Buradan öğrencilerin
öğrenme özelliklerine “öğrenme stilleri”, öğrenmede yararlanılan tekniklere
de “öğrenme stratejileri” adlarını veriyoruz. İşte, “öğrenmeyi öğretme” bu iki ana
konuyla ilgili bilgi ve becereleri kapsar.
Şimdi bunları ayrı ayrı ele alarak inceleyelim.
Etkili öğrenme: Öğrenme
sürecini bilinçli olarak ve
öğrenmeyi sağlayıcı yollarla
gerçekleştirme.
Öğrenmeyi öğrenme: Bireyin
kendi öğrenme özelliklerini
tanıması, öğrenmede
yararlanılan stratejileri
bilmesi, seçmesi ve
kullanabilmesi.
Öğrenmeyi öğretme: Bireyin
öğrenmeyi öğrenmesini
sağlama.
150 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
?
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
3.Öğrenme Stilleri
Öğrenme stili, en genel anlamıyla, bireyin öğrenmeye yönelik eğilimlerini ya da tercihlerini
gösteren özelliklerdir. Bu özellikler bireyin ya da öğrencinin öğrenmeyi nasıl
algıladığını, çevresiyle nasıl etkileşimde bulunduğunu ve çevresindeki öğelere
nasıl tepkide bulunduğunu gösterir. Öğrenci, bu özellikleri belli bir tutarlılık ve süreklilik
içinde yerine getirir.
Öğrenme stilleri öğrenciden öğrenciye farklılık gösterir mi? Yoksa her öğrencinin
öğrenme stili aynı mıdır?
Öğrenme stilleri bireylere özgüdür. Daha açık bir deyişle, her öğrencinin öğrenme
stili bir başka öğrencinin öğrenme stilinden farklıdır. Dahası, öğrenme stilleri genellikle
yaşa, cinsiyete, kültüre ve başarı düzeyine göre bile değişiklik gösterir. Gerçekte,
bir öğrencinin öğrenme sitili onun kişilik özellikleriyle benzerlik ya da uyuşum
içindedir. Örneğin, günlük yaşamında yavaş ve düşünerek hareket eden bir öğrenci
öğrenirken de aynı biçimde davranır. Buna karşılık, atılgan, düşünmeden hareket
eden ve karar veren bir kişilik yapısına sahip olan bir öğrenci, öğrenmede de uygun
olup olmadığı konusunda emin olmaksızın rasgele bir yaklaşım izler. Başka bir deyişle,
düşününerek hareket eden bir öğrencinin sistemli bir öğrenme stiline, atılgan
bir öğrencinin ise sezgiye dayalı bir öğrenme stiline sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Bireylerin öğrenme stilleri tüm çevrelerini içselleştirmeleri sonunda oluşur. İçselleştirme
yalnız bilişsel bir etkinlik değildir. İçselleştirmenin fiziksel ve duyuşsal
yönleri de vardır. Bu nedenle, öğrenme stilleri, fiziksel, duyuşsal ve bilişsel etkinliklerin
birleşmesiyle öğrencilerde oluşur.
Öğrenme stillerine bugüne dek değişik biçimlerde yaklaşılmıştır. Bu yaklaşımlarda
bireylerin öğrenmelerine ilişkin değişik özellikler temel alınmıştır. Dunn ve
Dunn’ın ele aldıkları biçimiyle, öğrenme stillerini dört alanda toplayabiliriz. Bunlar,
çevresel koşullar, duyuşsal özellikler, sosyal tercihler ve fiziksel özelliklerdir.
3.1. Çevresel Koşullar
Çevresel koşullar, öğrenmenin gerçekleşmesi için seçilen ortamın ses, ısı ve ışık durumları
ve düzeni ile ilgili koşullardır. Öğrencilerin bunlarla ilgili tercihleri farklılık
gösterir. Örneğin, kimi öğrenciler sessiz bir çalışma ortamını tercih ederlerken kimileri
sesten etkilenmezler, dahası müzik eşliğinde çalışmayı tercih ederler. Kimi öğrencilerin
çalışacakları ortamın çok aydınlık olmasını istemelerine karşılık kimileri
daha loş bir ortamda daha iyi çalışabilirler. Kimi öğrenciler çalışma ortamlarının serin,
kimileri ise sıcak olmasından hoşlanırlar. Kimi öğrenciler ancak her şeyin yerli
yerinde olduğu düzenli bir ortamda çalışabilirlerken kimileri de düzensiz bir çalışma
ortamını tercih ederler.
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 151
?
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
3.2. Duyuşsal Özellikler
Duyuşsal özellikler, öğrencilerin öğrenmeye güdülenme, çalışmada süreklilik, öğrenme
sorumluluğu ve öğrenmede yapılanmışlık gibi özellikleriyle ilgilidir. Örneğin,
kimi öğrencilerin öğrenmeleri için içten güdülenme önem taşırken kimi öğrenciler
buna gereksinme duymayabilirler. Kimi öğrenciler sürekli ve düzenli bir çalışma
ile başarılı olurlarken kimileri böyle düzenli bir çalışma biçiminden uzak olabilirler.
Bu öğrenciler ancak zorunlu oldukları durumlarda, örneğin sınav zamanlarında
yoğun biçimde çalışarak başarı sağlamaya çabalarlar. Kimi öğrencilerin öğrenme
sorumluluğu duymalarına karşılık kimileri böyle bir duygu taşımazlar, öğrenme
konusunda umursamaz olabilirler. Öte yandan, kimi öğrenciler yapılanmış
bir öğrenme biçiminden hoşlanırlar. Bu öğrenciler, öğretmenlerinin koyduğu ilke
ve kurallara sıkı bir bağlılık içinde çalışırlar, ödevlerini zamanında ve istendiği biçimde
yaparlarlar. Oysa, kimi öğrenciler ilke ve kurallardan hoşlanmazlar. Bunlara
bağlı kalarak çalışmaktan büyük bir sıkıntı duyarlar.
3.3. Sosyal Tercihler
Sosyal tercihler, öğrencilerin nasıl bir sosyal ortamda öğrenmek istemeleriyle ilgilidir.
Bu bağlamda, kimi öğrenciler kendi başlarına, kimileri de arkadaşlarıyla birlikte
çalışarak öğrenmeyi tercih ederler. Arkadaşlarıyla birlikte öğrenmeyi tercih eden
öğrencilerin kimileri bir arkadaşlarıyla, kimileri de birkaç kişiden oluşan bir arkadaş
grubuyla çalışmayı daha etkili bulurlar. Öte yadan, kimi öğrenciler de yetişkinlerle
birlikte çalışmaktan hoşlanırlar ve bundan daha çok yarar sağlarlar.
3.4. Fiziksel Özellikler
Fiziksel özellikler, öğrencilerin öğrenme için duyu organı ve zaman dilimi seçme,
öğrenme sırasında yiyeceğe ve harekete gereksinme duyup duymama ile ilgili özelliklerdir.
Öğrenciler öğrenme amacıyla duyu organlarını seçmede farklılıklar gösterirler.
Örneğin, öğrenmede kimi öğrenciler daha çok görme duyularını kullanırlarken
kimileri çoğunlukla işitme ya da dokunma duyularını işe koşabilirler. Öte yandan,
kimi öğrenciler öğrenme sırasında bir şeyler yeme ve içme gereksinmesi duyarlarken
kimileri yeme-içmeyi çalışmaya engel olarak görürler. Çalışırken hareketli
olma kimi öğrenciler için önem taşırken kimileri için gerek duyulmayan bir özelliktir.
Bunların yanısıra, öğrenciler öğrenmek için seçtikleri zaman dilimi bakımından
da farklılık gösterirler. Kimi öğrenciler sabahları erken saatlerde, kimileri öğleye
doğru , kimileri öğleden sonraları, kimileri de gece saatlerinde çalışmayı tercih ederler.
Okulda öğrencilerin öğrenme stilleri nasıl belirlenebilir? Öğrenmelerinde onların
öğrenme stili bilgilerinden nasıl yararlanılabilir?
152 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
?
Okulda öğrenme stilleriyle ilgili olarak yapılması gereken, öncelikle öğrencilerin
öğrenme stilleri ile ilgili bilgilerin toplanmasıdır. Bunun için yukarıda açıkladığımız
dört alanla ilgili özellikleri kapsayan bir kontrol listesi hazırlanabilir. Daha sonra
da bu kontrol listesi kullanılarak her bir öğrencinin “öğrenme stili yapısı" çıkarılabilir.
Toplanan bu bilgilerden öğrencilerin öğrenmeleri amacına dönük olarak hem
öğrenciler hem de öğretmenler yararlanabilirler. Öncelikle öğrenciler kendi öğrenme
stillerini tanırlar. Ders çalışma ve öğrenme etkinliklerini bunlara göre düzenleyip
gerçekleştirebilirler. Öte yandan, öğretmenler de öğrencilerinin gerek sınıfiçi
gerekse sınıfdışı öğrenme etkinliklerini öğrencilerinin öğrenme stillerine göre düzenleyebilirler.
Öğretmenler, öğretimi planlamada, eğitim ortamlarını düzenlemede,
eğitim araçlarını seçmede, çalışma kümelerini oluşturmada, çalışma önerileri
sunmada öğrencilerinin öğrenme stillerini göz önünde bulundurabilirler. Böylece,
öğrencilerin öğrenmeleri kolaylaştırılabilir ve artırılabilir.
Aşağıda bir bölümü verilene benzer bir kontrol listesi hazırlayıp kullanarak sınıfınızdaki
öğrencilerin öğrenme stillerini belirleyiniz.
4. Öğrenme Stratejileri
Öğrenme stratejisi, bireyin kendi kendine öğrenmesini kolaylaştıran tekniklerin
her biridir. Bu teknikler, öğrenen birey tarafından öğrenme sırasında bilgi işleme sürecini
etkilemesi için kullanılan davranış ve düşünceleri kapsar. Öğrenme stratejileri
ile öğrencinin kendini güdülemesi, yani bilgilerini seçmede, edinmede, düzenlemede
ya da bütünleştirmede etkili yollar izlemesini sağlamak amaçlanır. Bu stratejiler,
basılı gereçte önemli düşüncelerin altını çizmeden bir metnin anaçizgilerini çıkarmaya
dek çeşitlilik gösterir.
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 153
Çevresel Koşullar
Ders çalışmak için sessiz Çalışırken sesten, gürültüden
bir ortamı tercih ederim. etkilenmem.
Çalıştığım ortamın aydınlık Loş bir ışık altında daha rahat
olmasını isterim. çalışırım.
Sıcak bir ortamda çalışmak- Çalışmak için serin bir ortamı
tan çok hoşlanırım. tercih ederim.
Duyuşsal Özellikler
Dersle ilgili yaptıklarımı Derste yaptıklarımı başkabaşkalarının
övmesinden larının beğenmesine gerek
çok hoşlanırım. yok. Kendimin beğenmesi
yeterlidir.
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Öğrenme stratejileri, bilginin edinilmesine ve kullanılmasına dönük zihinsel etkinliklerin
bilişsel stratejilerle gerçekleştirilmesi nedeniyle, hem “bilişsel stratejiler”
içinde hem de bilişsel stratejilerle eş anlamlı olarak kullanılır. Bunun yanısıra, öğrenme
stratejileri öğrencilerin kendi kendine öğrenmelerini sağlamaya dönük etkinlikleri
kapsamasından dolayı da “öğrenci stratejileri” olarak adlandırılır. Ne ad
alırlarsa alsınlar, öğrenme stratejileri öğrencilerin öğrenmelerini yalnız bilişsel yönden
değil, duyuşsal yönden de etkileme amacını taşır.
Öğrenme stratejilerinin temel işlevi, öğrencilerin öğrenmelerini denetlemelerini ve
yönlendirmelerini sağlamaktır. Öğrenciler, her öğrenme konusu ya da durumu için
farklı öğrenme stratejileri kullanabilirler. Bu da öğrenme stratejilerinin çeşitlendirilebilir
ve gerektiğinde değiştirilebilir nitelikte olduklarını gösterir. Değişik öğrenme
stratejilerini kullanabilen ve yeni öğrenme stratejileri geliştirebilen öğrencilerin,
kendi kendilerine ve etkili öğrenmeyi gerçekleştirebildiklerini söyleyebiliriz.
Öğrenme stratejileri, öğrenme stilleriyle ilgili olduğu gibi, değişik biçimlerde sınıflandırılıp
incelenmiştir. Biz anlamayı kolaylaştırmak için bunları beş grupta toplayabiliriz:
Yineleme stratejileri, anlamlandırma stratejileri, örgütleme stratejileri, anlamayı
izleme stratejileri ve duyuşsal stratejiler.
Şimdi bunları birer birer ele alalım.
4.1. Yineleme Stratejileri
Yineleme stratejileri, öğrencilerin bilgiyi seçmelerini ve edinmelerini sağlayan stratejilerdir.
Bu stratejilerde temel etkinlik zihinsel yinelemedir. Olduğu gibi hatırlanması
istenen bilgilerin öğrenilmesinde bu stratejiler etkilidir.
Yineleme stratejileri genellikle temel öğrenmeler için kullanılır. Örneğin, Akdeniz
Bölgesinde yetişen tarım ürünlerinin neler olduğunu öğrenmek isteyen bir öğrenci,
ürünlerin adlarını yineleyerek bunları ezbere sayabilir duruma gelir. Bir öğrenci, İngilizce
sözcüklerin söyleyişlerini ya da yazılışlarını, Avrupa ülkelerinin başkentlerinin
adlarını, bilgisayarda kopyalama işlemini, bir şiiri öğrenmek için yineleme stratejilerini
kullanır.
Öğrenciler ilköğretim okullarında temel öğrenmelere dönük yineleme stratejilerini
ana sınıfında öğrenmeye başlarlar. Öğrenciler bu stratejileri 6-7 yaşlarında ancak
kendilerine açık olarak öğretildiğinde ve söylendiğinde kullanırlar. 11-12 yaşlarından
itibaren ise, öğrenciler bu stratejileri kendiliklerinden kullanma eğilimi gösterirler.
Karmaşık öğrenmeler için farklı yineleme stratejileri kullanılır. Öğrenilecek gerecin
bir metin olması durumunda, öğrenciler başlıca şu yineleme stratejilerinden yararlanabilirler:
154 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
• Sesli okuma: Metni sesli olarak birkaç kez yineleme.
• Değiştirmeden yazma: Metni okuduktan sonra gerek duyulan bölümleri
bir-kaç kez olduğu gibi yazma.
• Aynı sözcüklerle not alma: Metnin kimi yerlerini aynı sözcükleri kullanarak
kısa kısa yazma.
• Satıraltı çizme: Metindeki önemli sözcük, sözcük öbeği ve cümlelerin altlarını
çizme.
Bu stratejilerin uygulanmasında öğrenciler, yinelemeyi öğrenme sırasında etkin
olarak söyleme, yazma ya da çalışılan gerecin kimi bölümlerini gösterme biçiminde
yaparlar. Başka bir deyişle, öğrenciler böyle bir öğrenmede etkindirler. Bu da öğrencilerin
ezberlemelerini ya da öğrenmelerini, bunun sonucu olarak da öğrendiklerini
hatırlamalarını kolaylaştırır.
Yineleme stratejileri öğrencilerin iki temel öğrenme özelliğini kazanmalarında etkilidir.
Bu özellikler seçme ve edinmedir. Seçme özelliği ile öğrenciler öğrenme gerecindeki
önemli öğeleri dikkat ederek seçebilirler. Edinme özelliği ile de, öğrenciler
yeterince yineleme yaparak o öğeleri ezberleyebilirler, kazanabilirler. Ancak, bu tür
öğrenmelerde yeni bilgilerle önceden öğrenilmiş bilgiler arasında ilişki kurma söz
konusu olmadığından, bu stratejilerle kalıcı öğrenmeler sağlamak güçtür. Yineleme
stratejileri, en çok, öğrenilecek gerecin daha ileri çalışmalar için kısa süreli belleğe
geçmesini sağlar.
Temel öğrenme ile karmaşık öğrenme arasındaki farkı belirterek her biri için
kullanılan yineleme stratejilerini yazınız.
4.2. Anlamlandırma Stratejileri
Anlamlandırma stratejileri, bilgi birimleri arasında ilişki kurarak anlamlı öğrenmeyi
sağlayan stratejilerdir. öğrenciler, bu stratejilerle, öğrenmeyi amaçladıkları yeni
bilgiyi, daha önce öğrendikleri ve uzun süreli belleklerinde var olan bilgilerle bütünleştirerek,
ona anlam yükleyerek öğrenirler. Bu ilişkilendirmeyi yaparlarken,
öğrenciler anlamlandırmayı sağlayan zihinsel imgeler ya da sözel yapılar, cümleler
kullanırlar.
Temel öğrenmelerde öğrencilerin yararlanabilecekleri çeşitli anlamlandırma stratejileri
vardır. Bunlardan “zihinsel imge oluşturma” ile “cümlede kullanma ”en
yaygın stratejiler arasındadır.
• Zihinsel imge oluşturma: Bu stratejiden, özellikle çiftli çağrışım öğrenmesi,
sıralı liste öğrenme ve serbest hatırlamalı liste öğrenme durumlarında yararla-
Kısa süreli bellek: Duyusal
kayıta gelen bilgilerin
davranışa dönüşmesini ya
da uzun süreli belleğe aktarılmasını
sağlayan bellek,
çalışan ya da işleyen
bellek.
Uzun süreli bellek: Kısa
süreli bellekten gelen bilgilerin
depolandığı yer.
Liste öğrenme: Dizi olarak
verilen sözcük, sayı, resim
gibi öğeleri sırasıyla ya da
sıra gözetmeksizin öğrenme.
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 155
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
nılır. Örneğin, çiftli çağrışım öğrenmesinde, “kitap-çocuk” biçimindeki bir sözcük
çiftini hatırlamayı amaçlayan bir öğrenci, zihninde kitap okuyan bir çocuk
canlandırabilir. Böylece, öğrenci bu sözcük çiftini daha kolay hatırlayabilir ve
öğrenebilir.
• Cümlede kullanma : Bu strateji, anahtar sözcük yöntemi ile birlikte yabancı
dilde sözcük öğrenmede, çeşitli konularla ilgili kavram ve olguların öğrenilmesinde
kullanılır. Örneğin, İngilizcedeki “car” (otomobil) sözcüğünü öğrenmek
isteyen bir öğrenci, Türkçede ses benzerliği olan “kar” sözcüğünü anahtar sözcük
olarak alıp bunları bir cümlede, söz gelimi “Karlı havada otomobil kullanmam.”
cümlesi içinde kullanabilir. Öğrenci, “kar” sözcüğü “otomobil” sözcüğünü
çağrıştırdığı için, daha sonra “kar” sözcüğünü duyduğu zaman “otomobil”
sözcüğünü hatırlayabilir.
İlköğretim okullarında öğrenciler, ana sınıfı ile ilk üç sınıfta kendileri zihinsel
imge oluşturamazlar, yalnız öğretmenin önerdiği imgeleri kullanabilirler.
Buna karşılık, daha üst sınıflarda öğrenciler kendileri zihinsel imge üretip kullanabilirler.
Metinden öğrenme ya da karmaşık öğrenme durumlarında da öğrenciler tarafından
çeşitli anlamlandırma stratejileri etkili olarak kullanılabilir. Bu stratejilerin
başlıcalarını şöyle açıklayabiliriz:
• Başka sözcüklerle anlatma: Metnin öğrencinin kendi sözcükleri ile ya da
metindekinden farklı sözcüklerle anlatılması.
• Özetleme: Metnin, anaçizgileriyle anlatılması.
Özetlemede öğrenci, metindeki ana düşünceyi belirler, önemli düşüncelerle
ayrıntıları ayırt eder, düşünceler arasında ilişkiler kurar ve onları kendi cümleleriyle
anlatarak bütünleştirir.
• Benzetim yaratma: Öğrenilecek bilginin önceden kazanılmış bilgilerle yapay
benzerliklerinin kurulması.
Öğrenci, kendisi benzetimler yaratarak ya da öğretmenin yarattığı benzetimleri
kullanarak yeni bilgiyi anlamlı duruma getirir ve öğrenir. Örneğin, öğrenci
insan zihninin işleyişini bilgisayarın işleyişine benzeterek öğrenebilir.
• Üretici not alma: Metnin ana noktalarını bölümler arasındaki ilişkileri açıklayarak,
bilgileri daha anlamlı ve kullanışlı biçime dönüştürerek yazma.
• Soru yanıtlama: Metnin ana noktalarıyla ilgili öğrencinin kendisinin oluşturduğu
ya da öğretmenin verdiği soruların karşılıklarını bulma.
Anlamlandırma stratejilerinin temel işlevi, öğrencilerin öğrenilecek bilgi ile önceden
öğrendikleri bilgileri ilişkilendirmelerini, bütünleştirmelerini sağlamaktır. Bu
stratejilerin öğrenciler tarafından uygulanması bir ölçüde güç ve zaman alıcıdır. Bu-
156 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
Benzetim: İki ya da daha
çok öğe arasında kurulan,
anlamayı kolaylaştırıcı
benzerlik.
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
na karşılık, bu stratejileri öğrenip gerektiği biçimde uygulayabilen öğrenciler öğrenmelerinde
kalıcılığı elde edebilirler.
Yukarıda sözü edilen anlamlandırma stratejilerinden özetleme, benzetim yaratma
ve üretici not alma ile ilgili ayrıntılı bilgi toplayınız.
4.3. Örgütleme Stratejileri
Örgütleme stratejileri, öğrenilecek bilgilerin yeniden düzenlenip yapılandırılarak
öğrenilmesini sağlayan stratejilerdir. Anlamlandırma stratejilerinde olduğu gibi,
bu stratejilerle öğrenmede de bilgileri anlamlandırmaya önem verilir. Bu nedenle,
örgütleme stratejileri anlamlandırma stratejileriyle birlikte kullanılır.
Temel öğrenmeler için kullanılan en yaygın örgütleme stratejisi kümelendirmedir.
Kümelendirme, öğrenilmesi ya da hatırlanması amaçlanan bilgi birimlerinin ortak
özellikleri göz önünde bulundurularak gruplara ayrılmasıdır. Bu strateji, özellikle
liste öğrenmeleri için etkilidir. Örneğin, bir öğrenci taşıtların adlarını içeren bir
listeyi ezberlemek istediğinde listede yer alan taşıtların adlarını “kara taşıtları”,
“deniz taşıtları” ve “hava taşıtları” biçiminde gruplandırarak örgütleyebilir. Böylece
taşıt adlarını daha kolay ve eksiksiz hatırlayabilir.
Öğrenciler, genel olarak, öğretilmeleri durumunda örgütleme stratejilerini dokuz
yaşından başlayarak kullanabilirler. Öğrencilerin bu stratejileri kendiliklerinden
kullanmaları, ancak 10-11 yaşlarında iken olur. Buradan, öğrencilerin örgütleme
stratejilerinden yaşları büyüdükçe, dahası genel yetenek düzeyleri yükseldikçe daha
çok yararlandıkları sonucuna ulaşabiliriz.
Örgütleme stratejileri, karmaşık öğrenmeler için de etkili olarak kullanılabilen stratejilerdir.
Bunlar özellikle ilköğretimin ikinci basamağında ve sonrasındaki eğitim
basamaklarında öğrenim gören öğrenciler için önem taşır. Çünkü bu basamaklarda
öğrenciler, öğrenmelerini büyük ölçüde metinlerin oluşturduğu ders kitapları ile
öteki basılı gereçlerden gerçekleştirirler. Öğrenciler, öğrenmek için okudukları metinlerdeki
ana düşüncelerle onları destekleyen ayrıntıları birbirleriyle ilişkilendirmede
örgütleme stratejilerini işe koşarlar.
Karmaşık öğrenmelerde kullanılan başlıca örgütleme stratejileri, “anaçizgileri çıkarma”,
“bilgi şeması oluşturma” ve “çizelgeleştirme”dir. Bunları kısaca şöyle açıklayabiliriz:
• Anaçizgileri çıkarma: Metnin ana ve yardımcı düşüncelerini sözcük ve sözcük
öbekleri biçiminde belirleme.
Öğrenci, bir öğrenme konusu ya da ünitesinin ana ve alt başlıklarını çıkararak
bunlar arasındaki ilişkileri kurabilir. Ayrıca, öğrenci metindeki önemli yapılara
göre metindeki düşünceleri öğrenebilir. Örneğin, fen bilimleri kitaplaÖ
Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 157
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
rındaki metinleri genelleme, olguları listeleme, sürecin aşamalarını betimleme,
sınıflandırma ve karşılaştırma biçiminde belirlenmiş önemli yapıları temel alarak
öğrenebilir.
• Bilgi şeması oluşturma: Metindeki ana düşüncelerle yardımcı düşüncelerin
ilişkilerini nedensel ya da aşamalı yapılı bir şekille gösterme.
Öğrenci şekilde ana düşünceyi başa ya da ortaya alarak yardımcı düşünceleri
ona oklarla ya da çizgilerle bağlar.
• Çizelgeleştirme: Metindeki bilgileri çizelge biçiminde düzenleme.
Öğrenci dikey ve yatay bölmelere sahip bir çizelge yaparak bilgileri gruplandırıp
ilişkilendirebilir.
Bu ünitedeki “Öğrenme Stratejileri” bölümünü örgütleme stratejilerinin her birini
kullanarak öğrenme etkinliklerinde bulununuz.
Örgütleme stratejileri, gerçekte iki temel amaca ulaşılmasına katkı sağlar. Bunlardan
birisi kısa süreli belleğe aktarılacak bilgilerin seçilmesi, ötekisi de kısa süreli bellekte
düşünceler arasındaki ilişkilerin yapılandırılmasıdır. Ancak, örgütleme staratejilerini
etkili biçimde kullanan öğrenciler, kendi oluşturdukları bilgileri kullanarak
çalışma sürelerini de kısaltırlar.
4.4. Anlamayı İzleme Stratejileri
Anlamayı izleme stratejileri, öğrencilerin kendi öğrenmelerini düzenlemelerine,
yürütmelerine ve denetlemelerine yön veren stratejilerdir. Anlamayı izleme, öğrencilerin
biliş bilgisine sahip olmalarını gerektirir. Bu nedenle, anlamayı izlemede bilişbilgisi
stratejilerinin kullanıldığını söyleyebiliriz.
Bilişbilgisi, bireyin kendi biliş yapısı ve bu yapının nasıl işlediği ile ilgili bilgidir.
Her öğrencinin bilişbilgisi farklıdır. Bilişbilgisine sahip olan bir öğrenci öğrenmelerinde
kendisine şu soruları sorup yanıtlayabilir: “Bu konuyu niçin öğreniyorum?
Öğrenme etkinliği sonunda neleri öğreneceğim? Öğrenmek için nasıl bir yol izlemeliyim?
Konuyu öğrenmek için ne kadar süre yeterli olur? Öğrenip öğrenmediğimi
nasıl denetleyebilirim?...” Daha açık bir deyişle, bilişbilgisi gelişmiş olan bir öğrenci
neyi, nasıl, hangi hızla öğrenebileceğini bilir, kendine uygun öğrenme stratejisini
seçebilir.
Öğrencilerin öğrenmede anlamayı izleme yeterliğine sahip olabilmeleri için başlıca
şu becerileri ya da stratejileri geliştirmeleri gereklidir:
• Sorunları belirleme ve tanımlama
• Dikkatini toplama ve tepkilerini yönlendirme
• Kendini pekiştirme ve değerlendirme
• Hatalarını düzeltme ve çözüm üretme
Biliş: İnsan zihninin dünyayı
ve insanın çevresindeki
olayları anlamak için
yaptığı işlemlerin tümü.
158 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
Bu stratejiler aynı zamanda öğrencilerin bilişbilgilerinin de gelişmesini sağlar.
4.5. Duyuşsal Stratejiler
Duyuşsal stratejiler, “öğrenmede güdüsel ve duygusal engelleri kaldırmaya yardım
eden” stratejilerdir. Öğrenciler, zaman zaman, dikkati toplayamama, olumsuz
tutumlara sahip olma, sınav kaygısı duyma gibi duyuşsal nitelikli sorunlarla karşılaşırlar.
Bu sorunlar onların öğrenmelerinde güçlükler yaratır ya da onların öğrenmelerini
engeller. Öğrenciler bu engelleri duyuşsal stratejilerden yararlanarak aşabilirler
ve kendileri için öğrenmeyi sağlayıcı koşulları oluşturabilirler.
Öğrencilerin öğrenmede güdüsel ve duygusal engellerini gidermede kullanılan en
önemli duyuşsal stratejileri şöyle açıklayabiliriz:
• Dikkat toplaşımı: Dikkati öğrenilen konu üzerinde yoğunlaştırma.
Dikkat, zihinsel uyanıklık gücünün bir göstergesidir. Öğrencinin etkili öğrenme
için kendini çalıştığı konuya vermesi, çalışmasını gereksiz bölünmeleden
alıkoyması gereklidir. Bunun için öğrenci, çalışma ortamını dikkatini dağıtmayacak
biçimde düzenlemeli, çalışmayı bölücü dış etkenleri ortadan kaldırmalıdır.
• Tutum: Bireyi belli insanlar, nesnelere ve durumlar karşısında belli davranışlar
göstermeye yönelten davranış eğilimleri.
Öğrencinin derse, okula ya da öğrenmeye karşı olumsuz tutumlara sahip olması,
öğrenmesini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, olumsuzluğun nedenlerini
ortadan kaldırarak, başarıyı sağlayarak ve özgüven geliştirerek, öğrenci
öğrenme konusunda olumlu tutumlara sahip olmalıdır.
• Güdülenme: Bireyi öğrenmesi için harekete geçiren güç kaynağı.
Güdülenmiş öğrenci, öğrenme sorumluluğu taşır, öğrenmekten tat alır, öğrenmeyi
gerçekleştirmek için sürekli çaba gösterir. Öğrenci, güdülenme düzeyini
düşürmemek için kendisine uygun başarı ölçütleri belirlemeli, bu ölçütlere
ulaşmak için kendini yeterli görmeli, çaba göstermeli ve kendini pekiştirmelidir.
• Kaygı: “Güçlü bir istek ya da dürtünün amacına ulaşamayacak gibi gözüktüğü
durumlarda beliren tedirgin edici durum”.
Kaygı, en çok derslerde ve sınavlarda başarılı olamama durumuyla ilgili olarak
görülür. Aşırı kaygı öğrencinin öğrenmesini engeller, başarı düzeyini düşürür.
Öğrenci, düzenli çalışarak, başarı elde ederek ve özgüven geliştirerek kaygıdan
uzaklaşmalıdır.
Yukarıda saydığımız ve bunların dışında kalan duyuşsal stratejileri öğrencilerin
öğrenmeleri ve uygulamaları kolay değildir. Bunlardan sonuç alınması uzun zaman
ister. Bu nedenle, öğrenciler özellikle başlangıçta bu konuda öğretmenlerinin
yardımına gereksinme duyarlar.
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 159
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Dersleri ve sınavları konusunda aşırı kaygı duyan birkaç öğrencinizle görüşerek
bu kaygılarını gidermek için neler yaptıklarını belirleyiniz.
5. Öğrenme Stratejilerinin Öğretimi
Öğrenciler, başta da belirtildiği gibi, derslerde ders konularının yanısıra nasıl öğreneceklerini
de öğrenme gereksinmesi içindedirler. Üstelik öğrencilerin nasıl öğreneceklerini
bilmeleri ders konularını öğrenmelerine de etki etmektedir. Nasıl öğrenebileceklerini
bilmeden öğrenme çabası içinde olan öğrenciler, ders konularını öğrenmede
güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Bu nedenle, etkili bir öğrenme ve öğretme
için ilköğretimden yükseköğretimin sonuna dek tüm eğitim basamaklarında ders
konularının yanısıra öğrenme stratejilerinin öğretimine yer verilmesi gereği vardır.
Öğrencilerin öğrenme stratejileri ile ilgili şu bilgi ve becerileri kazanmaları gereklidir:
• Öğrenme stratejileri ve özellikleri
Hangi öğrenme stratejileri vardır? Bunların benzerlikleri, farklılıkları nelerdir?
Hangi düzeydeki öğrenciler tarafından kullanılması uygundur?
• Öğrenme stratejilerinin kullanım biçimleri
Öğrenme stratejilerinin her biri nasıl kullanılır ya da uygulanır? Stratejilerden
en üst düzeyde yararlanmak için, uygulama sırasında neler göz önünde bulundurulmalıdır?
• Öğrenme stratejilerinin kullanım yerleri
Her bir öğrenme stratejisi ne tür bilgilerin öğrenilmesinde daha etkilidir?
Hangi öğrenme stratejisinden hangi amaçla yararlanmak daha uygundur?
Öğrenme stratejilerinin açıkladığımız nitelikleriyle öğrencilere öğretilmesinde iki
temel yaklaşım izlenebilir. Bu yaklaşımlardan birisi “doğrudan öğretim”, ötekisi de
“yönlendirmeli öğretim”dir.
Doğrudan öğretimde öğrenme stratejileri, bağımsız öğretim ya da ders konuları
olarak ele alınıp öğretilir. Bu nedenle, doğrudan öğretimde herhangi bir konunun
öğretiminde izlenen aşamalar ve yöntemler uygulanır. Bu amaçla, genellikle okullarda
eğitim programlarında öğrenme stratejilerine bağımsız bir ders olarak yer verilir.
Kimi okullarda da öğrenme stratejileriyle ilgili kısa süreli kurslar düzenlenir.
Yönlendirmeli öğretimde ise, öğrenme stratejileri dersin konularıyla birlikte yeri
geldikçe öğretilir. Bu öğretim yaklaşımında öğretmen öğrenme stratejilerinin öğretiminde
model işlevi görür. Başka bir deyişle, öğretmen bir öğrenme stratejisini tüm
özelliklerine bağlı kalarak olması gerektiği biçimde uygular. Ayrıca öğretmen, stratejiyle
ilgili bilgiler verir, öğrencilere de stratejiyi doğru biçimde uygulama yinelemesi
yaptırır.
160 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
Sizce, öğrenme stratejilerinin öğretiminde hangi öğretim yaklaşımı daha etkilidir?
Nedenleriyle açıklayınız.
Öğrenme stratejilerinin öğretilmesinde her iki yaklaşımda da öğretmenin işlevi
önemlidir. Bu nedenle, öğretmenlerin öğrenme stratejileri konusunda bilinçli ve
zengin bir dağarcığa sahip olmalarına gerek vardır.
Özet
Bilgi çağını yaşadığımız günümüzde, ilköğretimden yükseköğretimin sonuna dek tüm eğitim
basamaklarındaki okullarda öğrencilerin iki önemli gereksinmesi vardır. Bunlar, öğretim
programlarındaki konuları ve nasıl öğrenileceğini öğrenmektir. Öğretimin bu iki gereksinmeyi
de karşılayabilecek biçimde planlanıp uygulanması gereklidir. Öğrencilerin ikinci
yani öğrenmeyi öğrenme gereksinmeleri, öğretmen tarafından "öğrenmeyi öğretme" etkinlikleriyle
karşılanabilir.
Öğrenmeyi öğretme, öğrenme stilleri ve öğrenme stratejileri olmak üzere iki boyutlu bir süreçtir.
Bu süreçte, öğrencilerin kendi öğrenme stillerini tanımları ve öğrenme stratejilerini
bilip uygulayabilmeleri amaçlanır.
Öğrenme stilleri, öğrencinin öğrenmeyle ilgili eğilimlerini ya da tercihlerini içeren özelliklerdir.
Her öğrencinin kendine özgü öğrenme stili ya da stilleri vardır. Öğrencinin öğrenme
stili, onun öğrenmeyi nasıl algıladığını, çevresiyle nasıl etkileşime girdiğini ve çevresindeki
öğelere nasıl tepkide bulunduğunu gösterir.
Öğrenme stilleri dört alanda toplanarak incelenebilir:
• Çevresel koşullar
• Duyuşsal özellikler
• Sosyal tercihler
• Fiziksel özellikler
Okullarda öğrencilerin öğrenme stilleriyle ilgili bilgiler toplanır. Öğrenciler kendileri öğrenme
etkinliklerinde bulunurlarken, öğretmenler de öğrencileri için öğrenme etkinliği düzenlerlerken
öğrenme stillerini göz önünde bulundururlar.
Öğrenme stratejileri, öğrencilerin kendi kendilerine öğrenmelerini kolaylaştıran tekniklerdir.
Değiştirmeden yazma, satıraltı çizme, zihinsel imge oluşturma, özetleme, üretici not alma,
kümelendirme, bilgi şeması oluşturma, dikkat toplaşımı bunlardan kimileridir. Öğrenciler
bu stratejileri kullanarak öğrenmelerini denetleyip yönlendirebilirler.
Öğrenme stratejileri beş grupta toplanabilir:
• Yineleme stratejileri
• Anlamlandırma stratejileri
• Örgütleme stratejileri
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 161
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
• Anlamayı izleme stratejileri
• Duyuşsal stratejiler
Okullarda öğrenme stratejileri iki temel yaklaşımla öğretilebilir. Bunlardan birisi doğrudan
öğretim, ötekisi de yönlendirmeli öğretimdir. Doğrudan öğretimde, öğrenme stratejileri bağımsız
bir dersin ya da özel olarak düzenlenen bir kursun konuları biçiminde ele alınarak öğretilir.
Yönlendirmeli öğretimde ise, öğrenme stratejileri derslerde yeri geldikçe ders konularıyla
birlikte öğretilir. Bu yaklaşımda öğrenciler stratejileri model işlevi gören öğretmenleri
gibi yugulayarak öğrenirler.
Değerlendirme Soruları
Aşağıdaki soruların yanıtlarını verilen seçenekler arasından bulunuz.
1. Aşağıdakilerden hangisi öğrenme stillerini oluşturan sosyal tercihlerle ilişkilidir?
A. Öğrencinin arkadaşıyla değil, annesiyle çalışması
B. Öğrencinin öğrenme sırasında müzik dinlemesi
C. Öğrencinin öğrenmede ilke ve kurallara uyması
D. Öğrencinin öğleden sonraları çalışması
E. Öğrencinin kalabalık olmayan ortamda çalışması
2. Öğretmenlerin aşağıdakilerin hangisinde öğrencilerin öğrenme stillerini göz
önünde bulundurmaları gerekmez?
A. Öğretimi planlamada
B. Eğitim ortamlarını düzenlemede
C. Çalışma kümelerini oluşturmada
D. Çalışma önerileri sunmada
E. Başarı değerlendirmede
3. Aşağıdakilerden hangisi öğrenme stratejilerinin özelliklerinden biridir?
A. Bireylere özgü olma
B. Bireyin sosyal tercihini belirtme
C. Öğrenme konusuna göre değişme
D. Kişilik özelliğine uyma
E. Öğrenmeye elverişli olmama
4. Öğrenme gerecindeki kimi bölümleri aynı sözcükleri kullanarak not tutma,
hangi öğrenme stratejisi grubuna girer?
A. Yineleme startejileri
B. Anlamlandırma stratejileri
C. Örgütleme stratejileri
D. Anlamayı izleme stratejileri
E. Duyuşsal stratejiler
162 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
5. Bir okulun örgüt yapısı ile ilgili bilgileri şekil çizerek öğrenmek için aşağıdaki
stratejilerden hangisi kullanılabilir?
A. Kümelendirme
B. Bilgi şeması oluşturma
C. Benzetim yaratma
D. Çizelgeleştirme
E. Zihinsel imge oluşturma
Aşağıdaki cümlelerin DOĞRU ya da YANLIŞ olduklarını belirleyiniz.
6. Aynı çevrede ve aynı koşullarda yetişen iki kardeş her zaman aynı öğrenme
stillerine sahip olurlar.
7. Öğrenciler öğrenmede kişilik özelliklerine uyan stratejileri kullanırlar.
8. Okuluyla ilgili olumsuz düşünce ve duygulara sahip olan, derslerinden
sürekli yakınan bir öğrenci, bu durumdan tutum stratejisinden yararlanarak
kurtulabilir.
9. Öğrenciler, yineleme stratejilerini 6-7 yaşlarından başlayarak, öğretilmeye
gerek kalmaksızın, kendiliklerinden kullanabilirler.
10. Yönlendirmeli öğretim yaklaşımıyla, bir öğretmen öğrenme stratejilerini
temel ders konularıyla birlikte uygulamalı olarak öğretir.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Babadoğan, Cem. “Öğrenme Stilleri ve Stratejileri Arasındaki İlişki”, 1. Eğitim Bilimleri
Kongresi: Bildiriler. Adana: Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi,
1994, ss. 1056-1065.
Brown, H. Douglas. “Styles and Strategies”, Principles of Language Learning and
Teaching. Third Edition. Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall Regents, 1994,
ss. 103-133.
Demirel, Özcan ve Kamile Ün. Eğitim Terimleri. Ankara: 1987.
Dunn, Rita, Jefery S. Beudury ve Angela Klavas. “Öğrenme Stilleriyle İlgili Araştırmaların
Taraması”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.
Çeviren: Cem Babadoğan. 24,2: 603-619, 1991.
Enç, Mithat. Ruhbilim Terimleri Sözlüğü. 2. Baskı. Ankara: Türk Dil Kurumu,
1980.
Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E 163
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Erden, Münire ve Yasemin Akman. Eğitim Psikolojisi: Gelişim-Öğrenme-Öğretme.
2. Baskı. Ankara: Arkadaş Yayınevi, 1995.
Fidan, Nurettin. Okulda Öğrenme ve Öğretme. Ankara: 1986.
Özer, Bekir. Öğretmen Adaylarının Etkili Öğrenme ve Ders Çalışmadaki Yeterliliği.
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 1993.
Senemoğlu, Nuray. Gelişim Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya. Ankara:
1997.
Shaughnessy, Michael F. "An Interview with Rita Dunn about Learning Styles", The
Clearing House. 71,3: 141-145, Jan/Feb 1998.
Türkoğlu, Adil, Ahmet Doğanay ve Ali Yıldırım. Ders Çalışma Becerileri. Adana:
Baki Kitabevi, 1996.
Uluğ, Feyzi. Okulda Başarı: Etkili Öğrenme ve Ders Çalışma Yöntemleri. 2. Basım.
İstanbul: Remzi Kitabevi, 1991.
Ülgen, Gülten. Eğitim Psikolojisi: Birey ve Öğrenme. Ankara: Bilim Yayınları,
1995.
Weinstein, Claire E., D. Scott Ridney, Tove Dahl ve E. Sue Weber. "Etkili Öğrenme
İçin Strateji Geliştirmede Öğrencilere Yardım", Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Dergisi. Çeviren: Dilek Gözütok. 23,2: 687-692, 1990.
Weinstein, Claire E. ve Richard E. Mayer. "The Teaching of Learning Strategies",
Handbook of Research Teaching. 3rd Edition. Editör: M.C. Wittrock. New
York: Macmillan Company, 1986, ss. 315-327.
164 Ö Ğ R E N M E Y İ Ö Ğ R E T M E

13 Eylül 2008 Cumartesi

İLAÇLARLA TANSİYON TEDAVİLERİ

İLAÇLARLA TANSİYON TEDAVİLERİ Tansiyon endokrin sistemimizi fazlasıyla etkilediğinden, sizin için en iyi etkiyi yaratacak terapi programını bulmak önemlidir. Tansiyonunuzu düşürmek için, ya damarlarınıza daha az sıvı sokmalı, damarlarınızı daha az zorlamalı ya da kan pompalandığında zorlanmamaları için daha geniş damarlara sahip olmalısınız. İlaç denemelerinden önce atılabilecek ilk adım, yiyeceklerdeki tuz alımınızı azaltmaktır; tuz, suyu vücutta tutarak sisteme daha fazla sıvı girmesine ve yüksek tansiyona neden olur. Ama hipertansiyonu olan insanların sadece binde biri tuza karşı duyarlıdır, dolayısıyla bu yaklaşım genellikle işe yaramaz. Bunun yerine, beslenme alışkanlığımızda uzun süre boyunca (yıllar) tuz sınırlamasına gidilerek veya düzenli su hapı ya da diüretik kullanımıyla (maydanoz doğal bir diüretiktir), gereksiz tuzlar damar duvarlarımızdan atılabilir. Beta-blokerler genellikle diüretike ek-
Tetikleyiciler Hormonlarınız * 313
lenir, çünkü kalp atışlarını hızlandırır ve kalpteki kasılmaları zorlarlar. İki eylem de her dakika daha az sıvının damarlarınızdan geçmesini sağlar. ACE (an-jiyotansin dönüştürücü enzim) engelleyiciler, böbreklerde üretilen hormonlardan birinin kanı taşıyan damarların kasılmasına ve daralmasına yol açan bir maddeye dönüşmesini önler. Bu ilaçlar sayesinde, damarlarınız gevşeyebilir ve daha geniş borulara dönüşebilir. Statinler tansiyon düşürücü ilaçlar olmamakla birlikte, LDL kolesterol oranını düşürür ve HDL kolesterol oranını yükseltirler; böylece damarlannızın kalpten gelen fazla kana dayanacak şekilde esnemesini sağlarlar. Ama bu İlaçların hepsinin libidoyu azaltmak (bu da hormonlarla ilgili bir konudur, hatırladınız mı?) yan etkileri vardır, dolayısıyla sizin için en iyi olan ilaç sistemini bulmak önemlidir. Muhtemelen bundan on yıl sonra, altmış yaşını dolduran kişilerin otomatikman tansiyon düşürücü ilaç - yüksek tansiyonun vücuda verebileceği zararı önleyici ACE engelleyiciler ya da beta-blokörler gibi - aspirin, statin ve günde iki kez multivitamin başlatılma olasılığının büyük olduğuna inandığımızı belirtmek isteriz.
3. Adım: Kentinizi Daha İyi Hissetmek İçin Yiyin
Yemek yemenin çok çeşitli amaçlan vardır. Yemek yeriz, çünkü acıkırız, çünkü canımız sıkılır, çünkü tabaklan yıkamadan önce boşaltmak gerekir. Son olarak, beslenme için yeriz; vücudumuza iyi ayarlanmış bir motor gibi çalışması için gereken besinleri sağlamak üzere yememiz gerekir (Kullanım Kılavuzu Diyeti için 12. Bölüm'e bakınız). Bu açıdan ele alındığında, sadece uzun vadeli sağlığımız açısından değil, kendimizi her gün iyi hissettirecek şekilde hormonlarımızı düzenlemek için de yemeye dikkat etmeliyiz.
GİNSENG, TARÇIN VE ÇAY Bunlann insülin algısını artırdığı, böylece Tip 2 şeker hastalığına yakalanma olasılığını düşürdüğü gözlemlenmiştir. Bazı araştırmalar, her gün ginsengde (kökünde değil) bulunan maddelerden birinin ve yanm çay kaşığı tarçının alınmasının, insülin duyarlılığını yüzde 50 yükselttiğini ortaya koymuştur.
314 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
KAPLICA YİYECEKLERİ Pekala, teknik olarak yiyecek olmamakla birlikte, ne yemeniz gerektiğini anlamanıza yardımcı olacağını biliyoruz. Sağlıklı beslenmeye odaklanan kaplıcalarda, güçlü içeriklerle yüklü yiyecekler bulursunuz. Yiyeceklerin oynadığı rollerden biri, vücudunuzun östrojen salgılamasını sağlamaktır. Bu konuda birkaç farklı türde yiyeceğin yaran olabilir. Brokoli, lahana, karnabahar ve brüksellahanası gibi yiyecekler, östrojen benzeri faaliyetleri artıran ve göğüs kanserine karşı koruyan maddeler içerirler. Bitkilerde bulunan isoflavone da benzer bir şekilde İşe yarar. Etkili isoflavone içeren yiyecekler, toru, soya fasulyesi, sanmsak ve soğan gibi yiyecekleri içerirler. Akdeniz tarzı yemekler de bu kategoriye girmektedir; zeytinyağı, balık yağı, kalsiyum ve meyve açısından zengin olan böyle bir beslenme alışkanlığı, damar sağlığı açısından yararlıdır.

İLAÇLARLA TANSİYON TEDAVİLERİ

İLAÇLARLA TANSİYON TEDAVİLERİ Tansiyon endokrin sistemimizi fazlasıyla etkilediğinden, sizin için en iyi etkiyi yaratacak terapi programını bulmak önemlidir. Tansiyonunuzu düşürmek için, ya damarlarınıza daha az sıvı sokmalı, damarlarınızı daha az zorlamalı ya da kan pompalandığında zorlanmamaları için daha geniş damarlara sahip olmalısınız. İlaç denemelerinden önce atılabilecek ilk adım, yiyeceklerdeki tuz alımınızı azaltmaktır; tuz, suyu vücutta tutarak sisteme daha fazla sıvı girmesine ve yüksek tansiyona neden olur. Ama hipertansiyonu olan insanların sadece binde biri tuza karşı duyarlıdır, dolayısıyla bu yaklaşım genellikle işe yaramaz. Bunun yerine, beslenme alışkanlığımızda uzun süre boyunca (yıllar) tuz sınırlamasına gidilerek veya düzenli su hapı ya da diüretik kullanımıyla (maydanoz doğal bir diüretiktir), gereksiz tuzlar damar duvarlarımızdan atılabilir. Beta-blokerler genellikle diüretike ek-
Tetikleyiciler Hormonlarınız * 313
lenir, çünkü kalp atışlarını hızlandırır ve kalpteki kasılmaları zorlarlar. İki eylem de her dakika daha az sıvının damarlarınızdan geçmesini sağlar. ACE (an-jiyotansin dönüştürücü enzim) engelleyiciler, böbreklerde üretilen hormonlardan birinin kanı taşıyan damarların kasılmasına ve daralmasına yol açan bir maddeye dönüşmesini önler. Bu ilaçlar sayesinde, damarlarınız gevşeyebilir ve daha geniş borulara dönüşebilir. Statinler tansiyon düşürücü ilaçlar olmamakla birlikte, LDL kolesterol oranını düşürür ve HDL kolesterol oranını yükseltirler; böylece damarlannızın kalpten gelen fazla kana dayanacak şekilde esnemesini sağlarlar. Ama bu İlaçların hepsinin libidoyu azaltmak (bu da hormonlarla ilgili bir konudur, hatırladınız mı?) yan etkileri vardır, dolayısıyla sizin için en iyi olan ilaç sistemini bulmak önemlidir. Muhtemelen bundan on yıl sonra, altmış yaşını dolduran kişilerin otomatikman tansiyon düşürücü ilaç - yüksek tansiyonun vücuda verebileceği zararı önleyici ACE engelleyiciler ya da beta-blokörler gibi - aspirin, statin ve günde iki kez multivitamin başlatılma olasılığının büyük olduğuna inandığımızı belirtmek isteriz.
3. Adım: Kentinizi Daha İyi Hissetmek İçin Yiyin
Yemek yemenin çok çeşitli amaçlan vardır. Yemek yeriz, çünkü acıkırız, çünkü canımız sıkılır, çünkü tabaklan yıkamadan önce boşaltmak gerekir. Son olarak, beslenme için yeriz; vücudumuza iyi ayarlanmış bir motor gibi çalışması için gereken besinleri sağlamak üzere yememiz gerekir (Kullanım Kılavuzu Diyeti için 12. Bölüm'e bakınız). Bu açıdan ele alındığında, sadece uzun vadeli sağlığımız açısından değil, kendimizi her gün iyi hissettirecek şekilde hormonlarımızı düzenlemek için de yemeye dikkat etmeliyiz.
GİNSENG, TARÇIN VE ÇAY Bunlann insülin algısını artırdığı, böylece Tip 2 şeker hastalığına yakalanma olasılığını düşürdüğü gözlemlenmiştir. Bazı araştırmalar, her gün ginsengde (kökünde değil) bulunan maddelerden birinin ve yanm çay kaşığı tarçının alınmasının, insülin duyarlılığını yüzde 50 yükselttiğini ortaya koymuştur.
314 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
KAPLICA YİYECEKLERİ Pekala, teknik olarak yiyecek olmamakla birlikte, ne yemeniz gerektiğini anlamanıza yardımcı olacağını biliyoruz. Sağlıklı beslenmeye odaklanan kaplıcalarda, güçlü içeriklerle yüklü yiyecekler bulursunuz. Yiyeceklerin oynadığı rollerden biri, vücudunuzun östrojen salgılamasını sağlamaktır. Bu konuda birkaç farklı türde yiyeceğin yaran olabilir. Brokoli, lahana, karnabahar ve brüksellahanası gibi yiyecekler, östrojen benzeri faaliyetleri artıran ve göğüs kanserine karşı koruyan maddeler içerirler. Bitkilerde bulunan isoflavone da benzer bir şekilde İşe yarar. Etkili isoflavone içeren yiyecekler, toru, soya fasulyesi, sanmsak ve soğan gibi yiyecekleri içerirler. Akdeniz tarzı yemekler de bu kategoriye girmektedir; zeytinyağı, balık yağı, kalsiyum ve meyve açısından zengin olan böyle bir beslenme alışkanlığı, damar sağlığı açısından yararlıdır.

2 Eylül 2008 Salı

Ramazan ayında cinsel ilişki

Ramazan ayında cinsel ilişki günah diye söğlentiler tamamen yakan söğlemlerdir.Tabi oruçlu bir vaziyette o iş yapılmamalıdır.Akşam oruç bozulduktan sonra herhangibir cinsel ilişkinin mahsuru yoktur.kendinizi ramazan ayında cinsel ilişkiden mahrum etmeyiniz

Ramazan ayında cinsel ilişki

Ramazan ayında cinsel ilişki günah diye söğlentiler tamamen yakan söğlemlerdir.Tabi oruçlu bir vaziyette o iş yapılmamalıdır.Akşam oruç bozulduktan sonra herhangibir cinsel ilişkinin mahsuru yoktur.kendinizi ramazan ayında cinsel ilişkiden mahrum etmeyiniz