KENDİ KENDİNE TELKİN
(OTO - İPNOZ)
Sevgili okuyucular, bu bölümümüzde "Duyular Dışı Algılamalar" ve "Parapsikoloji"nin en önemli konularından birini ele alıyoruz.
TELKİN BİLİM
Başlıktan da anlaşılacağı üzere telkin başlı başına bilimsel bir araştırma konusudur. Telkinden amaç şuuraltına bir takım emirlerin verilmesidir. Şuuraltının özelliğinden dolayı, şuuraltımıza iletilen hemen hemen her emir çok kısa bir sürede fiziğe yansır ve verilen emir şuuraltı tarafından derhal yerine getirilir.
İnsan doğasının bu mucizevi özelliğini uzun yıllar önce farkeden çeşitli ülkelerdeki birçok araştırmacı, telkin üzerinde önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Yapılan deneysel çalışmalar, bu alanda önemli başarılan insanlığa kazandırırken, aynı /.amanda insan doğasının sırlarına da yeni bir bakış açısını beraberinde getirmiştir.
Derin bir gevşemenin sonucunda ulaşılabilen ipnotik şuur hali içindeyken şuuraltına iletilen emirler, hem parapsişik alanda kullanılmış, hem de eğitimden tıp alanına kadar çok çeşitli
53
alanlarda insan yaşamına büyük yenilikler getirmiştir. Örneğin Bulgaristan'da Lozanov bu metotla öğrenim süresinin 50 kat kısaltılabileceğini gözler önüne sermiştir. Tıp alanındaki başarılar da, tahminlerin bile sınırlarını aşacak boyutlara ulaşmıştır. Şu anda başta morfinsiz diş çekiminden, çeşitli ağrıları ve psi-kosomatik kökenli hastalıkları tedavi etmede "Telkin ve İpnoz" yaygın olarak kullanılmaktadır.
"Telkin ve İpnoz"un kullanım alanları günümüzde iyice gelişmiş ve Psikoloji, Pedegoji gibi bilimsel alanlar başta olmak üzere çok çeşitli alanlara kadar girmiştir. Halen dünyanın birçok ülkesinde resmi makamlarca ve hatta askeri alanlarda da kullanılmaktadır.
2000'li yılların son günlerinde tüm dünyaca önemi farke-dilen "Telkin ve İpnoz" konusu çok eski çağlardan beri inisıya-tik, ezoterik, felsefi, dini ve her türlü mistik çalışmalarda da etkin bir şekilde kullanılmaktaydı. Zaten günümüzdeki modern üniversitelerin laboratuvarlarında kullanılan yöntemlerin temel perensipleri, yöntem ve kurallarının çoğu eski gizli bilgilere dayanır. Temel metotlar hiç bir zaman değişmemiştir.
TELKİN VE ŞUURALTI İLİŞKİSİ
Her insan telkin alma ve telkin verme yeteneğine sahiptir. Çünkü her insanın "şuuarltı mekanizması" aynı perensipler doğrultusunda çalışır. Telkine en müsait durum şuuraltının ortaya çıktığı derin gevşeme halidir. Bu nedenle ipnoza alınacak kişi derin bir gevşeme haline getirilir.
İpnoz normal bir uyku değildir. Uyku ile uyanıklık arasındaki bir şuur halidir. İpnotize edilen kişi, normal uykudaki gibi rüya görmez. Zihni ipnotizöre bağlıdır. Konuşabilir... Muhakeme eder... Hisseder... Ve ipnotizörden gelen emirleri kendi istemi dışında yerine getirir...
54
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
Şuuraltına bir takım emirler sadece ipnozdayken yani uyku ile uyanıklık arasındaki gevşemiş bir şuur hali içindeyken yollanmaz. Normal günlük şuurumuzdayken de yollanabilir. Zaten günlük yaşantımızda böyle emirleri bizler farkında olmadan sürekli olarak şuuraltımıza yollarız. Fakat bu emirler direkt şuuraltına gitmediği için % 100 etkide bulunmazlar. Bu emirler önce normal şuurumuza gidip belli bir oranda süzüldükten sonra şuuraltımıza gittikleri için, bu telkinlerin etkileri, ipnoz altındaki telkinlere oranla daha az olur. Ve hatta bazen hiç olmayabilir.
Uyanık haldeyken dışarıdan gelen tesirlerin şuuraltımıza gitmesini sağlayan en önemli etken, o emrin birçok kez tekrar edilmesidir. Uyanıkken şuuarltına telkin yollamanın başka yolları da vardır. Bunların bir kısmını bazı reklamcılar kullanmışlardır. Bu amaçla yurtdışında yapılan bir Cola reklamını birçoğumuz duyınuşusuzdur. Sinemalarda gösterilen bir reklam filminde gözün göremeyeceği kadar kısa bir sürede "Coca Cola içiniz" telkini görüntülü olarak verilmiştir. Gözün göremeyeceği kadar kısa bir arada geçen bu telkinsel imaj hiç bir seyirci tarafından algılanamamıştır. Ancak filmin 5 dakika arasında, seyircilerin Coca Cola tüketiminde büyük bir artış gösterdikleri tespit edilmiştir. Daha sonra bu tekniğin reklamlarda kullanılması yasaklanmıştır.
Kısaca toparlayacak olursak, telkin: Şuuarltına bilgi ve işlek gönderme metodudur. Ve bu en kolay olarak telkinlerin rahatlıkla şuuraltına gidebileceği uyku ile uyanıklık arasındaki gevşemiş bir şuur hali içerisinde gerçekleştirilir.
Şuuraltının en önemli bir başka özelliği de hiç bir konuda, hiç bir şekilde muhakeme ve mantık yürütmeden çalışmasıdır. Yani ne gelirse onu alır. İyidir, kötüdür gibi bir ayrım asla gös-lermez. Bu nedenle ipnoz çalışmaları yapan ipnotizörlerc çok hiiyük bir sorumluluk düşmektedir. Çünkü ipnoza alınan bir kimseye isteğinin dışında birçok şey yaptırılabilir.
55
DÜŞÜNCENİN GÜCÜ VE TELKİN
Telkinin gücü, psişik mahiyetli düşünce enerjisinden kaynaklanır. Telkin yollamak demek, yoğun bir düşünce enerjisi yollamak demektir. Düşünce enerjisinin telekinetik etkileri üzerinde daha sonra ayrıntılarıyla duracağız. Ancak şimdi düşünce enerjisi ile insanlar üzerinde nasıl etkilerde bulunulabile-ceğini bizzat sizin de deneyerek görebileceğiniz bir kaç pratik uygulamadan bahsetmek istiyoruz:
Deney 1
Otobüste, sinemada ya da çalıştığınız ofiste sırtları size dönük durumda bulunan kişilerden birini seçin. O kişinin başının arkasına konsantre olun. Ve o kişinin geriye dönerek size bakmasını yoğun olarak düşünün ve isteğin... Bunu zihninizde canlandırın... En geç 60 - 90 saniye içinde seçtiğiniz kişinin geriye dönerek size bakacağına ya da ensesini kaşıyacağına şahit olacaksınız.
Adeta küçük bir oyuna benzeyen bu deneyle, insanlar üzerinde düşünce gücü sayesinde telkine dayalı nasıl bir etki meydana getirilebildiği görülebilir.
Deney 2
Bu deney için en az 6-7 kişiye ihtiyaç vardır. Bir aile toplantısı ya da arkadaşlarınızla beraber olduğunuz bir ortamda bu deneyi gerçekleştirebilirsiniz. Yapacağınız deneye katılanlara bir psi deneyi yapacağınızı söylemeniz mutlaka gerekli değildir. Olayı bir toplantı oyunu olarak da sunabilirsiniz. Ancak deneyin ne şekilde gerçekleştirileceğini önceden herkese anlatın.
Odada bulunanlardan bir kişiyi kura yolu ile belirledikten sonra dışarıya çıkmasını isteyin. Odada konuşulanları duyına-
56
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
maması için gerekli önlemleri alın. Geride kalanlar dışarıya çıkan kişinin odaya döndüğünde içgüdüsel olarak yapmasını istedikleri bir iş belirlesinler. Örneğin arkadaşınızın odaya geri dönüşünden sonra masaya doğru yürümesi ve masanın üzerindeki vazodan bir çiçek alarak koklaması gibi...
Seçtiğiniz işi belirledikten sonra, en az 2 - 3 dakika boyunca hepiniz o iş üzerine konsantre olarak, arkadaşınızın isteklerinizi yerine getirmesini içinizden ona telkin yollamaya başlayın. Sadece arkadaşınızı ve yapacağı işi düşünün. Başka bir şeyin düşüncenizin konsantrasyonunu bozmamasına özen gösterin. Belirlenen süre dolduktan ve içinizden biri arkadaşınızı geri çağırdığında da konsantrasyonunuza devam edin. Arkadaşınız odaya girdiğinde de konsantrasyonununuzu sürdürün.
Konsantrasyonunuzun gücüne ve telkin verme kabiliyetinizin oranına göre arkadaşınız istenen telkinsel emri yerine getirecektir. Çalışmanızın başarıya ulaşmasında en önemli etkenlerden biri de kuşkusuz, seçmiş olduğunuz arkadaşınızın telkin alma hassasiyetidir.
Bu ve buna benzer deneyler telkinin gücünü basit oyunlarla insanlara göstermektedir. Ancak bizi asıl ilgilendiren bu küçük oyunlar değil, telkin gücünü kullanarak kendi üzerimizde istemediğimiz alışkanlıklarımızı ya da davranış biçimlerimizi bu yöntemle değiştirebilmektir. Fakat bu tür küçük oyunlar telkin alma ve telkin verme yeteneğinizin gelişmesine büyük oranda yardımcı olur.
KENDİ KENDİNE TELKİN METOTLARI
Kendi kendine telkin metotlarını kullanarak neler elde edilebilir?
1- Her türlü psikosomatik hastalıkların tedavisi.
Mide ülseri, asabi tansiyon, kanser, cinsel soğukluk vs...
57
2- Psikolojik rahatsızlıklar.
Sebepsiz korkular, fobiler, aşırı sinirlilik, stres, depresyon, obsesyon, posesyon, kekemelik, tikler vs...
3 Her türlü fiziksel ve psikolojik alışkanlıklar.Sigara, Alkol, Uyuşturucu bağımlılığı vs...
4 İstenmeyen davaranış biçimleri.
Topluluk karşısında konuşamamak, kendini ifadede zorluk, içe dönüklük, utangaçlık vs...
5- Şişmanlık veya zayıflık.
Herhangi bir bilgi ya da fikir, bize onu kabul etmeye müsait bir ruh durumunda olduğumuz zaman daha fazla tesir eder. Örneğin bir hastaya söylenen bir çift olumlu söz, onun sağlığında bazen gözle görülür büyük bir değişikliğe sebep olabilir. Bunun içindir ki, istenen telkinlerin üzerimizde gerçekleşmesi için öncelikle onları kabul edebilen bir zihin içinde bulunmamız gerekir.
Bu yüzden kendi kendine telkin çalışmalarında ön hazırlık oldukça önemlidir. Öncelikle başarısızlık endişesini ve kendinize güvensizliği üstünüzden mutlak surette atmanız gerekir. Bu çok temel ve birinci şarttır.
İkinci şart ise, ilk telkinlere başlamadan önce kendinizde değiştirmek istediğiniz noktalar ve varılmak istenen hedefler hakkında ayrıntılı bir plan hazırlayarak bunları bir yere not et-
menizdir.
Şimdi adım adım ilerleyerek kendi kendine telkin metotlarını özet halinde görelim:
ÖN HAZIRLIK
Kendinize telkin edeceğiniz isteklerinizden sadece birini
belirleyiniz.
Kendi kendine telkin çalışmanızda bir teybe ihtiyacınız
58
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
olacak. Daha önce üzerine herhangi bir kayıt yapılmamış boş bir kaset alın. Kasedin başından 15-20 dakika boş bırakın. Sonra isteğinize bağlı telkinsel cümleleri kaydedin.
Bu telkinsel cümlelerin hazırlanışında dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntılar vardır.
1 Kuracağınız cümleler uzun, devrik ve anlaşılması zorbir üslup taşımamalıdır.
2 Cümleler asla olumsuzluk öğesi taşımamalıdır. Oluşturulacak cümlelerin tamamı olumlu emirler içirmeli ve kesinlikle olacak olmalı keşke olsa gibi tereddüt içermemelidir. Şimdiki zaman kurulacak kelimeler için en uygun kalıptır.
Örneğin, "kendine güvensizlik" meselesini ele alalım:
"Kendime güvenmek istiyorum...", "İnşallah bu kendime güvensizlikten kurtulacağım...", "Kendime güvensizliğim geçecek..." gibi cümleler asla kullanılmaması gerekir.
Doğru cümle kalıpları şöyle olmalıdır:
"Kendime güveniyorum..." "Çok rahat konuşuyorum...", "Yaşama güveniyorum...", "içimdeki güç her geçen gün biraz daha artıyor..."
Olması istenen şeyin sanki olmuş gibi tasavvur edilerek cümlelerin kurulması gerekir.
3- Cümle sayıları tekrarca fazla, ancak adetçe mümkün olduğunca az olmalıdır. Telkin çalışmalarında altın kural şudur: Telkini kuvvetli yapan onun tekrarıdır. Aynı cümleyi en az 5 kez tekrarladıktan sonra yeni bir cümleye geçin. En fazla 8-9 farklı kelimeyi 5'er kez tekrarladıktan sonra yeniden ilk baştaki cümlelerinize geri dönün ve bu telkinleri 10 dakika süresince kasedinize kaydedin.
4- Cümleler kendinden emin ve kesin bir üslupla hafif kısık sesle okunmalıdır. Her bir cümlenin arasında en az 3 saniye süre bırakılmalıdır. Kasedinizi kendiniz doldurabileceğiniz gibi bir başkasına da doldurtabilirsiniz.
59
PATİK UYGULAMA
Bu çalışmanızda başarı elde edebilmek için size daha önce verilen gevşeme egzersizlerini kusursuz uyguluyor olmanız şarttır.
Odanıza geçin ve hazırlamış olduğunuz kasedinizi çalıştırın.. Gözlerinizi yarı kapalı tutarak, parmaklarınızı hafifçe bükünüz. Vücudunuzun bütün kaslarını tam bir istirahat ve hareketsizliğe terk ediniz. Pasif bir halin sizi kuşatmasına izin verin. Zihninizi hareketsizlik kelimesine ait imajları canlandırmaya bırakın. Yani hareketsizlikten başka bir şey düşünmeyin. Uyuşuklukla beraber bir hafiflik hissi sizi yavaş yavaş saracaktır.
Gözlerinizi kapayın... Gevşeme metotlarını uygulayarak, derin gevşeme haline ulaşın... Bunun için 15-20 dakikanız var. Bu süre içinde kasedinizin boş kısmı çalışacak. Tam gevşeme haline ulaştığınızda ise, kasedinizdeki telkinler otomatik olarak sizin şuuraltınıza kaydedilmeye başlayacaktır.
Kasedinizin telkinleri sona erdiğinde 1-2 dakika daha gevşeme halinde kaldıktan sonra kendinizi yine gevşeme halinden çıkış yöntemlerine uyarak uyandırabilirsiniz.
DİKKATE ALINMASI GEREKEN NOKTALAR
1 İlk başlarda uykuya dalabilirsiniz. Bu normaldir. Çalışmalarınızı ilerlettikçe, uykuya dalmadan gevşeme halinde kalmayı başarabilirsiniz.
2 Şuuraltı, siz onu neye ikna ederseniz, önce onu yapar. Bu çalışmalarla siz şuuraltınızı programlamakta olduğunuzun bilincinde olun. Arzu edilen sonuca ulaşacaksınız...
3 Başarının kaç seanstan sonra geleceği önceden belli değildir. Bazen görünüşle ufak bir değişme elde etmek için bir-
60
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
çok kez seansları tekrar etmek gerektiği halde, bazen çok çabuk önemli değişimler elde edilebilir.
4 Genel telkin kurallarına göre pratik ve tekrar, telkinin başarıya ulaşmasını arttırsa da, önceden falan tesir şu kadar zamanda, şu kadar tekrarla istenilen sonucu meydana getirecektir, diye kesin bir şey söyleyebilmek mümkün değildir. Kaldıki hemen birkaç seanstan sonra netice elde edilmiyor gibi görülse de, şuuraltınıza verdiğiniz telkinlerin sonuçları daha sonra da ortaya çıkabilir. Çünkü kendi kendinize telkin seanslarınıyaparken, şuuraltınıza bir dizi halinde, bir nevi reaktif enerjikaynaklan bırakıyorsunuz demektir. Bunlar, siz hiç farketmeseniz de içten içe tesirlerine devam ederler. Ve belli bir süre sonra etkileri bir anda ortaya çıkabilir. Bu nedenle hiç bir şey elde edilmiyormuş gibi zannedildiği durumlarda bile telkinlerinizin şuuraltınızda reaktif bir kaynak gibi çalışmakta olduklarını asla unutmayın...
5 Seçmiş olduğunuz belli bir konu üzerinde düzenleyeceğiniz seanslarınızın adedi 25'i geçmemelidir. Günde bir kez olmak üzere toplam 25 gün çalıştıktan sonra, o konuyla ilgili telkinsel çalışmalarınızı kesin ve 1 ay bekleyin. Arzu edilen sonuç bu 1 ay süresince de elde edilmemişse aynı konu üzerindeseanslarınıza tekrar başlayabilirsiniz. 25 gün sonra yeniden çalışmanıza 1 ay süresince ara verin. Tüm bu çalışmalarınıza rağmen hala istediğiniz sonuca ulaşamadıysanız o konuyu bırakın. Başka bir konu üzerinde telkin çalışmalarınıza devam edebilirsiniz... Çok daha sonraları hatta belki de dört - beş aysonra bir anda o ilk isteğiniz, şuuraltınızın derinliklerinden bir yanardağ gibi fışkırarak başarıyı size getirebilir.
6 Acil bir durumda kendinizi istediğiniz hale sokabilmek için, gevşeme haline geçmeden de telkinin gücünden yararlanabilirsiniz. Örneğin hiç sevmediğiniz bir ortamda yine hiç sevmediğiniz kişilere karşı bir konuşma yapmak zorunda olduğunuz bir anda ya da sırf arkadaşınızın hatırı için hiç sevmedi- 61
ğiniz bir filme gitmek zorunda olduğnuzda, üst üste içinizden 40 kez "o kişilerin arasında kendimi çok huzurlu hissediyorum" veya "....'filmine gitmeyi çok istiyorum" diye tekrar
edin.
Bu tür aceleye getirilmiş bir telkinin bile çok büyük yararları vardır. Mucizevi bir şekilde bunun yararını göreceksiniz. Halk arasında "Kırk defa söylersen gerçeklişir" sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir... Deneyin kararınızı siz verin...
HİPNOZ
Kitabımızda "Duyular Dışı Algılamalarımız"ın geliştirilmesine yönelik; herkesin kendi kendine uygulayabileceği teknikleri ele aldığımız için, ipnoz konusuna burada çok fazla yer vermiyoruz. Çünkü ipnozda bir başka kişiye ihtiyaç vardır. Ancak yine de ileri ipnoz tekniklerini ele almasak da ipnoz deneylerinde bulunmak isteyen okurlarımız için ana başlıklarıyla bazı teknikleri aktarmak istiyorum...
HiPNOZ NEDiR?
Şuuraltına bir takım istek ve emirlerin iletilebilmesi için süjenin yani üstünde çalışma yaptığınız kişinin, derin bir gevşeme haline geçirilmesidir. Az önce ele aldığımız kendi kendine telkin çalışmalarının da temeli.aslında ipnoza dayanır. Nitekim Parapsikoloji'de kendi kendine telkin uygulamasına oto-ipnoz adı verilir.
Bir zamanlar ipnozu uygulayıp, pek başarılı olamadığı için vazgeçen Sigmund Freud'un "psiko - analiz" metodu 1980'li yılların başından itibaren; başla ABD, Kanada, Avrupa'nın birçok ülkelerinde özellikle de İngiltere'de yerini geniş bir şekilde "ipno - analizce terk etmiştir.
"İpno - analiz" yöntemi, kişideki ruhsal problemin ve so-
62
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
runun kökenini ortaya kolayalıkla çıkartması bakımından çok faydalıdır. Bu yöntemin uygulanışında, yaşamın hatta geçmiş yaşamların gerilerine doğru gidilerek gerçek sorunu bulup çıkartmak ve ona göre telkinler verilmesi mucizevi bir iyileşme meydana getirir. Başka hiç bir metot bu kadar etkili değildir.
Modern dünyanın pisikologları artık günümüzde ipnozun getirdiği olanaklardan alabildiğince yararlanmaktadırlar. Ancak ne yazık ki, yurdumuzdaki bazı tutucu ve gerici psikiyat-ristler hala eski modası geçmiş yöntemleri ısrarla uygulamaya devam etmektedirler.
Son derece geniş bir kullanım alanı olan ipnoz, bilinçli ellerde özellikle psikiyatride de önemli bir fonksiyon görmektedir. Tabii yurdumuzda değil daha çok yurtdışında...
İpnozla hedeflenen şey, telkin edilebilirlik oranının artırılmasıdır. Bunun da en kolay yolu, kişiyi derin bir gevşeme haline sokmaktan geçer. Gevşeme hali aşamalı bir süreçtir. En basit bir gevşemeden daha derin gevşemeye ve son olarak da transa kadar uzanan bir skala izler. Gevşeme halinin derinliği ipnozdaki başarının da oranını belirler.
İPNOTİK UYKUNUN DERECELERİ
İpnotik uykunun başlıca 4 kademesi vardır:
1 Günlük yaşamımızda sıklıkla görülen kısa süreli dalgınlık halleridir.. Buna halk arasında "gözüm daldı" tabiri kullanılır. Kendiliğinden ortaya çıkan hafif bir ipnotik haldir.
2 Hafif Trans: Derin gevşemenin sınırlarındaki bir haldir. Özel gevşeme metotlarıyla elde edillebilen uyku ile uyanıklık arasındaki bir şuur halidir. Solunum ve nabız yavaşlar. Organlarda hissizlik ortaya çıkar, a ritmine giriş aşamasıdır. Telkine müsait bir ortam oluşur. Streslerden ve alışkanlıklardan kurtulabilmek için yapılacak telkin çalışmaları için yeterli bir gevşe-
63
menin sağlandığı aşamadır.
3~ Orta Trans: Derin gevşeme de denir. Vücudun balon gibi şiştiği ve ağırlaştığı hissedilir. Bu ağırlık hissi verilen telkinlerle hafiflemeye de dönüşebilir. Vücudunuzun tüm odayı kapladığı hissedilebilir. Bir süre sanki su üstünde yatarmış gibi vücudunuzun hafif hafif sallanmaya başladığı da hissedilebilir. Kendiliğinden imajların ortaya çıktığı derin gevşeme halidir. Geçmişi hatırlamaların ortaya çıkmaya başladığı devredir. Du-rugörü, astral seyahat gibi Duyular Dışı Algılamalar'ın yaşan-masıl bu devrede görülebilir. Verilen telkinlerle süje hiç bir acı hissetmeden diş bile çektirebilir. Anestezik halin rahatlıkla ya-ratılabildiği bir aşamadır.
4- Derin Trans: Tam trans halidir. Genellikle medyomsal irtibat celselerinde kullanılır. Fiziki tam hissizlik ve fiziki tam duyarsızlık halidir. Fizik ile olan duyusal irtibatın tamamen kesildiği bir noktadır. Bu hal içinde spatyom ve spatyomdaki varlıklarla irtibata da geçilebilir. Bu trans durumundan çıkan süje yaşadıklarını büyük bir oranda hatırlamaz. Tam trans halinde süjeye verilen tüm telkinler anında süje tarafından yerine getirilir. Şuuraltıyla dirket irtibatın sağlandığı bir aşamadır. Böyle bir transa sokulan süje verilen telkinlerle odada dolaştırılabilir. Ancak o bunun farkında bile değildir. Post - İpnotik telkinlerin verilebildiği bir aşamadır. Post ipnotik telkin, bir anahtar sözcüğün şuuraltına yerleştirilerek, süjenin uyandırıldıktan sonra bu sözcüğü duyduğu an verilen emri içgüdüsel bir itil imle yerine getirmesi prensibine dayanan bir yöntemdir.
İPNOTİK KANDIRMACA
"İpnotik ipnoz" ve "Manyetik İpnoz" olmak üzere başlıca iki tür ipnoz çeşidi vardır. Her ikisinin de temeli derin bir gevşeme ve telkin prensiplerine dayanır. Ancak derin gevşemeye geçiş yönteminde farklılık vardır. "İpnotik İpnoz"da derin gev-
64
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
seme halinin yaratılması telkinle gerçekleşir. "Manyetik İp-noz"da ise derin gevşeme hali ipnotizörün manyetik paslarıyla gerçekleştirilir. Derin gevşeme hali sağlandıktan sonra uygulanan teknikler her ikisinde de aynıdır.
Yurtdışındaki parapsikoloji laboravuarlannda bilimsel çevrelerce çeşitli alanlarda kullanılan ipnoz, maalesef yurdumuzdaki bazı kişilerce zaman zaman maddi ve manevi istismar konusu edilmektedir. Böylelikle yurdumuzda dünya literatürüne giren yeni bir ipnoz yöntemi çıkmıştır! Biz buna "ipnotik kandırmaca" diyoruz!... 1998 yılında İnter Strar televizyonuna çıkan Esin Üzer kendisinde manyetik güçlerin bulunduğunu ve bu yolla ipnoz yapmakta olduğunu iddia etmişti. Bu gücünün kanıtı olarak da bir tavuğu ve bir tavşanı bile ipnoz edebileceği iddiasında bulunmuş ve bunu yaptığı bir deneyle ekranlarda göstermişti. Her televizyon programında kendisinin doğaüstü güçleri bulunduğunu iddia eden bu bayan yine insanları kandırmaya çalışmıştır...
Bir zamanlar benim de yönetim kurul üyeliğinde bulunduğum ve daha sonra büyük bir grup halinde istifa ettiğimiz Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği'nce 1981 yılında yayınlanan "İpnoz'un Gerçek Yüzü" adlı kitabın 21. sayfasından konuyla ilgili bir paragraf aktarmak istiyorum:
"Ayakları bağlı bir tavuk yere yatırılır da gagasının ucu yönünde yere bir tebeşirle bir çizgi çizilirse, tavuk bir süre tamamen hareketsiz kalır. Ayakları çözülse ve uyaran bile yapılsa hayvan hareketsiz durumunu sürdürür."
Yine aynı kitabın 22. Sayfasının hemen başında ise şu sa-drlar bulunmaktaydı:
"Tavşan sırt üstü yahrılırsa kımıldamadan saatlerce sakin sakin o durumda kalabilir. Oldukça ağrı verici cerrahi müdahelelere bile anesteziye gerek kalmadan dayanabilirler."
O programı seyredenler hatırlayacaklardır... Söz konusu bayan önce tavuğu sonra da tavşanı aynı şekilde hareketsiz bı-
65
rakmuş ve bunu yapabilmesini de kendisindeki manyetik güce
bağlamıştı!
Oysa ki herkesin yapabileceği bu uygulamanın manyetik güçlerle hiç bir ilgisi yoktur. Bunu tüm ipnozla ilgili kitaplarda görebilmek mümkündür... Konuyla ilgili hiç bir bilgisi olmayan Hakan Aygün ise büyük bir şaşkınlıkla olanları izlemiş ve Esin Üzer'i mucizevi bir insan olarak kamuoyuna sunmuştu...
Yine aynı bayan, 1993 yılında da dünyayı cinlerin istila etmekte olduğunu ve bu istiladan insanların kendilerini koruyabilmeleri için tanesi 5.000.000.- TL'den pazarladığı kolyelerin alınması gerektiğini çevresindeki insanlara empoze etmeye çalışıyordu... Neyse... Biz sözde medyom Esin Uzer'i bir kenara bırakalım...
Yurdumuzda bu konuda böylesine düzeysizlikler yaşanmakla beraber yine de ipnozu tıp alanında kullanan çok sayıda bilimadamı bulunmaktadır. Bunlardan biri de Diş Hekimi Dr. Sayın Ali Müezzinoğlu'dur. Sayın Müezzinoğlu hem ipnozla diş çekimi ve diş rahatsızlıkların tedavisini hiç bir acı hissettirmeden gerçekleştirirken, aynı zamanda öğrenim süresini kısaltan ipnoz metoduyla öğrenciler üzerinde de çalışmalarını sürdürmektedir. İşte bu tür çalışmalar insana biraz da olsa Türkiye'nin çağdaş geleceği hakkında umut veriyor...
BASİT BİR İPNOZ DENEYİ
Şimdi herkesin rahatlıkla uygulayabileceği bir ipnoz yöntemiyle konumuzu toparlayalım...
Bu çalışma için öncelikle bir süje bulmakla işe başlayın. Gönüllü bir süjeyi bulduktan sonra neler yapacaksınız adım
adım bunu görelim:
Çalışmaya başlamadan önce elinizi yüzünüzü sabunla iyice yıkayın. Mümkünse ılık bir duş alın.
66
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
Kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, sessiz bir odaya geçin.
Süjenizin başına ve sırtına yumuşak yastıklardan hazırlayacağınız bir döşekle, hafif dik bir pozisyonda yatmasını sağlayın. Tam oturmasın ama tam da yatmasın. İkisinin ortasında bir şekilde kanepeye uzansın.
Odanızın ışığını azaltın.
Elinize ışığı mavi kap kağıdıyla örtülmüş küçük bir el feneri alın... Süjenizin göz hizasının biraz üstünde tutarak, mavi ışığa konsantre olmasını isteyin. 2-3 dakika süreyle sadece mavi ışığa baksın ve ondan başka hiç bir şey düşünmesin. Mavi ışık süjenizin gözlerinden 30 cm kadar uzakda tutulmalıdır. Bu süre içinde kendisine şu telkinlerde bulunmaya başlayın:
"Gayet rahat, gayet sakinsiniz... Sizi saran ağırlıklardan kurtulun... Rahatça uzandınız... Vücudunuzda sizi rahatsız e-den bir şey varsa hareket edip düzeltebilirsiniz... Vücudunuzu serbest bırakın... Omuzlarınızı serbest bırakın... Külçe gibi bu koltuğa yığın kendinizi... Gayet rahat ve sakin durumdasınız... Gözlerinizi kapatmak istiyorsunuz ama kapatmayın. Işığa, sadece ışığa bakın... Zihniniz sesime ve ışığa odaklanmış durumda... Asla gözlerinizi kapatmayın... Dikkatlice ışığı gözleyin ve sesime konsantre olun... Az sonra gözlerinizi kapatacaksınız... iyice gevşemeye başladınız... Gevşiyorsunuz... Üçe kadar sayacağım... Uç deyince gözlerinizi kapatabilirsiniz... Bir... iki... Uç..."
Süjcniz gözlerini kapattıktan sonra 15 saniye kadar susun. Bırakın a ritmi onu sarsın. Bu arada şu telkinlerde bulunun:
"Bacaklarınız, kollarınız, karın ve sırt kaslarınız gevşiyor... Yüz kaslarınız, gözlerinizin etrafındaki kaslar gevşiyor... Bir gevşeme dalgası sizi kuşatmış durumda... Bu gevşemenin sizi sarmasına izin verin... Omuzlarınızı, başınızın yastığa değen kısımlarını bırakın yığılmasına yatağa serilsinler... Birazdan gözlerinizi açmanızı sizden isteyeceğim... Biliyorum.
67
sizi saran bu gevşeme hali yüzünden gözlerinizi açmak size büyük bir azap gibi geliyor... Ama komutumu bekleyin... Üçe kadar sayıyorum... Uç deyince açın gözlerinizi açacaksınız... Bir... İki... Üç..."
15 saniye hiç bir şey söylemeyin. Mavi ışığınıza bakmaya devam etsin... Bu arada şu telkinlerde bulunun:
"Gözlerinizi büyük bir zorlukla açık tutuyorsunuz. Işık sizi ağır ağır kendinizden geçiriyor... Ona dikkatle bakınız... Tüm dikkatinizi ona yöneltiniz... Işık gittikçe silikleşmeye ve bulanıklaşmaya başladı... Göz kapaklarınız iyice ağırlaştı... Gözlerinizle birlikte tüm vücudunuz ağırlaştı... Kollarınız, bacaklarınız kurşun gibi ağır... Daha çok ağırlaşıyor... Bu ağırlığı gittikçe daha çok hissediyorsunuz. Bu ağırlık tüm vücudunuzu sarıyor... Göz kapaklarınızı açık tutmakta güçlük çekiyorsunuz... Üçe kadar sayacağım ve siz zorlukla açık tutmaya çalıştığınız gözlerinizi büyük bir huzur içinde kapatacaksınız... Gözlerinizi kapadığınızda şimdiye kadar hiç olmadık bir huzur ve gevşeme dalgası sizi kuşatacak... Bir... iki... Üç..."
Süjenize 15 saniye telkin vermeden onu kendi haline bıraktıktan sonra size daha önce "kendi kendine gevşeme" metotlarında verdiğimiz nefes alma egzersizlerini süjenize yaptırın ve daha sonra şu telkinlerle ipnoz deneyinize devam e-diniz:
"Gevşiyorsunuz... Gittikçe daha fazla gevşiyorsunuz... Uyku ile uyanıklık arasındaki bir sınırda derin bir şekilde gevşiyorsunuz... Gayet rahat, gayet sakinsiniz... Büyük bir huzur içinde gittikçe daha çok, daha çok gevşiyorsunuz... Rahat, sakin ve düzenli olarak nefes alıyorsunuz... Kendinizi içinizden hissedin... Kendinizi içinizden hissedin... Ağır ağır dalgalanıyorsunuz... Kalbiniz sakin ve güçlü olarak atıyor... içinize dolan enerji sizi beşikteymiş gibi sallamaya devam ediyor... Gayet rahat, gayet sakinsiniz... Gevşemenin sizi saran duygusunu hissedin... Gevşemenin verdiği huzuru hissedin...
68
"KENDİ KENDİNE TELKİN"
Gevşiyorsunuz... Gittikçe daha çok gevşiyorsunuz... Tüm bedeniniz bir külçe gibi yığılmış vazivette... Ve siz onu hissedemiyorsunuz bile... Kendinizi içinizden hissetmeye devam edin... Bırakın gevşemenin huzuru sizi iyice sarsın... Artık enerjinizin kaynağıyla bir ve bütünsünüz..."
Süjeniz şu anda telkin alma yeteneğiyle orantılı bir gevşeme şuuru içinde bulunmakta... Artık isteğiniz doğrultusunda ona bazı telkinlerde bulunabilirsiniz. İlk başlarda ona büyük bir enerjiyle dolu, neşeli bir şekilde kalkacağını telkin edin. Bu onun streslerden büyük bir oranda arınmasını sağlayacaktır. Çalışmalarınız ilerledikçe onu çeşitli alışkanlıklarından kurtarabilir ya da eğer varsa psikosomatik kökenli rahatsızlıklarını tedavi etmeye de çalışabilirsiniz. Deneylerinizdeki başarınızı ölçmek için, süjenize bazı telkinlerde bulunarak süjenizin gevşemede hangi aşamaya kadar ulaştığnı test edebilirsiniz. Örneğin ondan bir elmayı gözünün önünde canlandırmasını isteyin. Eğer bunu başarırsa en az orta dereceye yakın bir transın gerçekleştiğini düşünebilirsiniz.
Süjenizi tekrar uyandırmak için şu yolu izleyin: "Şimdi bir müddet susacağım... Tekrar sesimi duyduğunuzda sizi saran bu gevşeme şuurundan yavaş yavaş uzaklaşmaya başlayacaksınız..."
25 - 30 sn kadar sustuktan sonra şu telkinlerle çalışmanızı sona erdirin:
"Derin bir nefes alın ve verin... Gevşeme halinden çıkmaya kendinizi hazırlayın... Tekrar derin bir nefes atın ve nefesinizi verin... Nefesinizi verirken sizi saran gevşeme hali hızla verini normal şuurunuza terk etmeye devam edecek... Uyanıyorsunuz... Eski halinize geri dönüyorsunuz... Az sonra sizden göz/erinizi açmanızı isteyeceğim... Yavaş yavaş ellerinizi ve ayaklarınızı kıpırdatabilirsiniz... Biraz sonra üçe kadar sayacağım... Uç dediğimde tamamen uyanmış olacaksınız.
69
Gözlerinizi açtığınızda büyük bir enerji dolmuş vaziyette neşe içinde uyanacak ve ayağa kalkacaksınız... Bütün baskılardan ve streslerden uzak bir yaşam sizi bekliyor... Ayaklarınızı, bacaklarınızı ve kollarınızı kıpırdatın ve gerin kendinizi... İyice gerin... Boynunuzu ve başınızı oynatın... Bir... iki... Üç..."
Bu tür ipnoz çalışmalarını yaparken, süjenizin şuuraltı her türlü tesiri kabule açık olacağı için, sizin duygu ve düşünce bazında sürekli pozitif bir enerji üretmeniz gerekmektedir. Eğer o gün çok yorgun ya da stresiiyseniz. Kesinlikle süjenizle ipnoz çalışmaları yapmamaya özen gösteriniz.
HERKESE KENDİNİZİ İPNOZ YAPTIRMAYINIZ
Sevgili okurlarımız...
Sebebi her ne olursa olsun, kendisini yakından tanımadığınız kişilere kendinizi ipnoz ettirmeyin...
Çünkü ipnoz altındayken şuuraltınız açıkta kalmakta ve her türlü tesir kolaylıkla şuuraltımıza girmektedir. İpnoz yaptığını söyleyen kişilerin özellikle yurdumuzda bazı gerekli şartlara dikkat etmediklerini üzülerek söylemek zorundayız...
Kaş yapayım derken göz çıkartmak istemiyorsanız ipnoz konusunda titiz davranmanız gerektiğini özellikle söylemek ve sizi bu konuda uyarmak mecburiyetini hissediyoruz...
İpnozun ne kadar ciddi bir uygulama olduğunu bilen siz SINIR ÖTESİ Okurları olarak, buna dikkat ediniz ve çevrenizdeki kişileri de bu konuda uyarınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder