7 Mayıs 2008 Çarşamba

Verimli ders calişma alışkanlığı kazandırma

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARI

Her öğrencinin öğrenme, her anne babanın da çalışmaya karşı farklı tutumlar sergilediğini bilmekteyiz. Anne babaların bu konuda yapabilecekleri, çocuğunun öğrenme biçimini keşfetmesine yardımcı olup, onun planlı çalışmasında dış kontrolü sağlamaktır.
Ders çalışmak çocuğumuzun sorumluluğudur. Ancak çoğu zaman evlerde çocuk ve aile arasında bu konu yüzünden büyük çatışmalar yaşanır. Ders çalışma sorumluluğu çocuğun yaşamındaki diğer sorumluluklardan sadece birisidir.

Çocuk bu konuda problem yaşıyorsa;

Onun yaşamındaki diğer sorumluluk alanlarına yaklaşımı nasıl? Sıkıntı yaşıyor mu? Sorun sadece ders çalışma mı, yoksa genellikle sorumluluk diye düşündüğü olaylar ya da durumlarda da problem yaşıyor mu?

Belki anne baba olarak öncelikle bu soruları cevaplandırmamız yararlı olabilir.

* Çocuğunuzun yeterli uyuyamaması,
* Çocuğunuzun dengesiz beslenmesi,
* Çocuğunuzun yaşadığı duygusal problemler ders çalışmasını etkileyebilir (Ailede yaşanan bir sıkıntı, arkadaşlarıyla yaşadığı bir sorun, ön ergenlik döneminin getirdiği sıkıntılar).

Ön ergenlik dönemini yaşamaya başlayan çocuğumuzun ders başarısının düşmesi o kadar da beklenmeyen bir durum değildir. Çünkü bu döneme özgü ihtiyaçları ağır basmaya, ders çalışmak ve okul başarısı gibi ihtiyaçları daha geri plana itilmeye başlar. Bu gerçekten yola çıkarak onun döneme ilişkin ihtiyaçlarını karşılamak zamanla ders çalışma okul başarısı gibi hedeflere yönelmesini sağlayacaktır.

NASIL DAHA VERİMLİ DERS ÇALIŞABİLİRİM?

"ETKİN ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ" konusuna ilişkin bazı evrensel ipuçları geçerlidir. Buna göre, yapılan araştırmalar öğrenmeye ne kadar çok duyu organı katılırsa, öğrenmenin o kadar etkin ve kalıcı olduğunu göstermektedir. Yani kişi okuduğu, yazdığı, anlattığı ve denediği ölçüde öğreniyor. Öğrenmenin, kişinin beyninde kendisinin gerçekleştirmek zorunda olduğu bir süreç olduğu unutulmamalıdır.

• Ev içinde öğrencinin yalnızca ders çalışmak için kullandığı "çalışma alanı" olmalıdır.

• Öğrenme en iyi çocuğun boyuna uygun masa ve sandalyede oturarak çalışıldığında gerçekleşir. Çalışma odası ve masası sadece ders çalışmak için kullanılmadır.

• Uzanarak çalışma, uyku gelmesini kolaylaştırdığı için uygun değildir.

• Çalışma ortamı derli toplu, gürültüsüz, iyi aydınlatılmış, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalıdır.

• TV, bilgisayar, telefon, küçük kardeş, serbestçe dolaşan evcil hayvanlar ortamda çalışmayı engelleyen faktörlerdir.

• Her öğrenci, ailesiyle birlikte olduğu zamanları, uyku ve yemek saatlerini, spor-kültürel etkinlikler için ayırdığı zamanları da dikkate alarak haftalık program yapmalıdır.

• Program yaparken, her ders için ayrılan zamanda gerçekleştirmeyi planladığı hedefi olmalıdır. Amaçları belirgin değilse, amaç belirlemesine yardım edin.

• Her dersi çalışmak için ayrılan süre 20- 40 dakika olmalıdır. (Yaş ve bireysel özeliklere göre değişebilir.)

• 40 dakikalık çalışmayı, 10 dakikalık tekrar ve 10 dakikalık dinlenme süresi izlemelidir.

• Dinlenme aralarında öğrenci fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabilmeli ve kendini ödüllendirmelidir (Örneğin; bir elma yemesi vb.) Molalarda televizyon ve bilgisayar başına oturulmamalıdır aksi takdirde derse geri dönmekte zorluk yaşanır.

Çocuğunuzdan kapasitesi ölçüsünde başarı beklemek ve onu başka çocuklarla karşılaştırmamak başarısını arttıracaktır.

ÇALIŞMA SAATLERİ NASIL DÜZENLENİR?

Çalışma saatlerinin bir programa bağlanması, zamanın en ekonomik biçimde kullanmasını sağlar. Çalışma süresinin planlanması, çocuğun geçen zamandan kendisi ve amaçları doğrultusunda en iyi biçimde yararlanmasını sağlar. Böyle bir program yoksa çocuk farkında olmadan eğlenmeye, gezmeye ve dinlenmeye gereğinden fazla zaman ayrılabilir.

Program Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir?

• Program çocuğun verimli çalışabileceği saatler dikkate alınarak belirlenmelidir.

• Çalışma süresi çocuğunuzun dikkatini yoğunlaştırabilme süresine ve dersin türüne göre farklılaşabilir.

• Ders çalışmak için ayrılan sürenin uzunluğu her şeyden önce çocuğun yaşına bağlıdır. Çocuğun baştan sona dikkatini koruyarak sürdürebileceği uzunluktaki çalışma süresi onun için en uygun çalışma süresidir.

• Sevdiği bir derse çalışırken dikkatini uzun sürdürebilir. Zorlandığı dersi çalışırken dikkati daha çabuk dağılabilir. Bu derslere dikkatini yoğunlaştırabildiği sürece, ama daha sık aralıklarla çalışabilir.

• Molalarla dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır. Molalar uzun, çalışma süresi kısa olursa öğrenilen konular unutulabilir. Birbiriyle bağlantılı konular öğrenilirken uzun molalar verilmemelidir.

BİR GÜNLÜK ÇALIŞMA PLANI ÖRNEĞİ

08.15-15.30


OKUL

16.00-16.30


EVE GİDİŞ VE DİNLENME

16.30-17.00


DERS ÇALIŞMA

17.00-17.10


DİNLENME

17.10-17.40


DERS ÇALIŞMA

17.40-18.30


YEMEK & DİNLENME

OKUMA ALIŞKANLIKLARI VERİMİ ETKİLER Mİ?
Hızlı ve anlayarak okuma alışkanlığı edinmek okunanların zamandan kazanılmasını sağlar ve çalışma verimi artar. Çeşitli türden kitaplar okumak ve bunları yorumlamak hem bu becerinin edinilmesini hem de algılama ve yorumlama gücünü geliştirecektir.
Anlayarak, kavrayarak öğrenme ezbere dayalı öğrenmeden hem daha kolay hem daha kalıcıdır. Üstelik bu şekilde öğrenilenler yaşantıya da aktarılabilir. Anlayarak kavrayarak öğrenmek, ne öğrendiğini, niçin öğrendiğini sorgulayarak öğrenmek demektir.

ÖDEVLER NEDEN GEREKLİDİR?

Öğrenme istek ve arzusunu taşımayan ve öğrenmenin gerekliliğine inanmayan hiçbir öğrenciye hiçbir ders aracı, hiçbir öğretmen yardımcı olamaz. Arzu ve istek olmadığı zaman ilgi ve dikkat kolayca dağılır. Bu da başarıyı etkileyen en önemli engeldir. Ancak, bazı öğrenciler yeterince istekli olmalarına, gayret göstermelerine karşın beklenilen başarıyı gösterememektedirler. Verimli ders çalışma yollarını öğrenen ortalama bir öğrenci, zamanını ve enerjisini en verimli bir şekilde kullanarak başarılı olabilecektir.

Öğrenmede tekrarın önemi büyüktür. Tam olarak anlaşılmamış, netleşmemiş konuların tekrar edilmesi kalıcı öğrenmeyi sağlar. Tekrar etmenin bir yolu da ödevlerdir. Ödev yapmaya başlamadan önce okulda o dersle ilgili işlenen konular mutlaka tekrar edilmelidir. Ödev yapmak ""araştırma becerisi"" kazanmayı sağlar. Ayrıca ödev yaparken zorlanarak öğrenilen konular kolay kolay unutulmaz ve sınavlarda bunun ödülünü alınır. Öğrencinin ilgi ve bilgi alanları genişler. Bir ödev ya da projeyi özenerek istekle yapmak, öğrencinin yaratıcı yönünün gelişimi için çok önemlidir.

Ödev sorumluluğu çocuğa aittir. Anne ve baba olarak çocuklarımızın ödevlerini biz yaptığımızda ilerde sorumluluklarını kazanmada güçlük çekebilirler. Sorumlulukların gelişimi de çocukların çok küçük yaşlarda kendi yaşlarına uygun sorumluluk almalarıyla başlar.


ÇOCUKLARA NASIL YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ?

• Zorlandığı konuları ve problemleri araştırarak eksik bilgilerini tamamlaması yönünde teşvik edebilirsiniz.

• Anlamadığı bir konu varsa size, öğretmenine ya da arkadaşına sorma konusunda destekleyebilirsiniz.

• Çalışma ve başarma hedefleri başlangıçta her çocuğun durumuna uygun olarak ulaşılabilecek düzeyde tutulmalı ve yavaş yavaş artırılmalıdır.

• Çalışma süresi yavaş yavaş artırılmalıdır.

• Başarı, çocuğun sınavdan önce son ana bırakmadan, bilgileri sindirerek yaptığı bir çalışma ve ödevlerini yapması ile mümkündür.

• Bazen anne babalar çocuğun ders çalışmasını sağlayabilmek amacıyla maddi ödüller kullanır. Çocuğun ödülü her zaman ve her koşulda beklememesi, ödülün alışkanlık haline gelmemesi önemlidir.

• Tüm bunlara ek olarak unutulmaması gereken, amacınızın belki de çocuğunuzun masa başında geçirdiği saatlerin kalitesini artırabilme adına ona yardımcı olmak olabilir.

• Bu yüzden sizler özellikle başarısı konusunda onu başkalarıyla kıyaslamaktansa çocuğun kendi gelişimindeki farklılıkları ona iletebilirsiniz.




Bu içerik Eyüboğlu Eğitim Kurumları tarafından sağlanmıştır.

Arkadaşına gönder
Bu kategorideki son yazılar
Üniversiteye herkes gitmemeli!...
Bilinçli nesillerle güvenli yarınlara!...
Yetersiz ödeneğe tasarruf tedbiri...
MEB'e kadrolaşma davası...
Uzman Jandarma başvuruları başlıyor...

Kelime
Blog Yazarlarından

ÖSS’ye az kaldı, ne yapmam gerek?

Ahmet GÜNAY

Zaman hızla akıyor. Şunun şurasında o büyük güne ne kaldı ki? O büyük gün diye söz ettiğim şeyin birileri hemen de nasıl ÖSS olduğunu anladı. İşte biz buna psikolojide algıda seçicilik diyoruz. Şak...

30.04.2008 23:39:52
Tüm Bloglar
Copyright 2006 - milliyet.com.tr - Her hakkı saklıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder