19 Ağustos 2008 Salı

ERGENDE CİNSELLİK GELİŞİ

BİRİNCİL VE İKİNCİL CİNSİYET ÖZELLİKLERİ

Erinlik sırasında, ergen dramatik biçimde boy ve kilo kazanırken,
cinsel olgunlaşmanın başladığı işaretini veren aynı
derecede önemli diğer değişimler ortaya çıkar. Bunlar, birincil
cinsiyet özellikleri (erkeklerde penis ve testisler, kızlarda yumurtalıklar,
klitoris, vajina ve rahim) ve ikincil cinsiyet özellikleri'dir
(kadınlarda göğüslerin gelişimi, erkeklerde ses değişimi
ve yüz kılları, her iki cinste apışarası kılları). Bu özelliklerin
ortaya çıktığı yaşlar bireyler arasında büyük ölçüde değişmektedir.

Kızlarda cinsel olgunlaşmanın ilk görünür belirtisi sekiz ile
on üç yaşlar arasında göğüs "tomurcuklar"ının ortaya çıkmasıdır;
"meme başını çevreleyen halkanın yükselmesi küçük bir konik
tümseğe yol açar" (Schonfeld, 1969, s. 32). Olgun gelişimine kadar
boyunun büyümesi ve renginin koyulaşması yaklaşık üç yıl sonra
tamamlanır. Apışarası kılları genellikle memelerin gelişiminden
kısa süre sonra başlar ve bir ya da iki yıl sonra koltukaltı
kılları belirir.

Göğüsler gelişmeye başladığında, ayhalinin başlangıcı olan
ilk ayhali'ne hazırlanmak için, rahimde ve vajinada, özellikle
büyüklüğünün artması biçiminde, önemli değişimler ortaya çıkar.
İlk ayhalinin ortaya çıkışı bir kültürden diğerine önemli ölçüde
değişiklik gösterir. Hiernaux'nun (1968) belirttiği gibi, ortalama
yaş Küba'da 12.4 yıl ile Yeni Gine'de 18.8 yıl arasında değişebilmektedir.
Zacharias ve arkadaşları (1976) Amerikan orta
sınıfından 781 kız üzerinde on yıl süren bir araştırma yürüttüler
ve ilk ayhali yaşının, ortalaması 12.8 yıl olmak üzere, 9.1 yıl ile
17.7 yıl arasında yer aldığını buldular. Boy 1.34 m. ile 1.72 m.
arasında (ortalaması 1.54 m), ağırlık 31 kilo ile 81 kilo arasında
(ortalaması 47 kilo) yer alıyordu. Amerika Birleşik Devletleri'nde
ilk ayhalinin ortalama yaşı geçen yüzyıl boyunca her on
yılda dört aylık bir düşüş göstermiştir; ama daha erken fiziksel
olgunluk eğilimi yavaşlıyor görünmektedir ve biz 2250 yılına kadar
"göğüsleri tam olarak gelişmiş bir kız çocuk ya da tam bir erkek
sesiyle hafifçe yaşlanmış bir oğlan çocuk" (Peterson, 1979, s.
45) görecek değiliz.

Ayhalinin başlaması bir kızın üremeye hazır olduğu anlamına
gelmez, kız çocuk bir yıl ya da daha fazla kısır olarak kalacaktır.
Ynmurtlama (yumurtaların yumurtalıklarda üretilmesi
ve dışarı çıkarılması) ayhali dönemlerine eşlik etmeye bir
kez başladığında, sonraki 35 yıl içinde yaklaşık 28 günde bir tane
olmak üzere yaklaşık 455 yumurta üretilecektir (McCary, 1967).

Bir kızın bu doğal süreç karşısındaki tutumu onun bunu ne
ölçüde anladığı gerçeğinden büyük ölçüde etkilenir. Ayhali korkutucu
ya da sarsıcı bir olay olarak ya da yaklaşan yetişkinliğin
olumlu bir belirtisi olarak alınabilir. Anababalar, kaygı, düşmanlık,
çöküntü ya da mutluluk eşliğinde ortaya çıkabilecek bu
yaşantıya kızlarını özenle hazırlamalıdır.

Erkek çocuklarda birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerinin
gelişimi kızlardakinden yaklaşık iki yıl daha uzun sürer. Yaklaşan
cinsel olgunluğun ilk belirtileri genellikle on bir yaş dolaylarında
ortaya çıkar, sperm salgılayan bezler olan erbezleri ile
erbezlerini içeren kese olan erbezi torbası'nın büyümesi söz konusudur.
Yaklaşık bir buçuk yıl sonra penisin boyu ve çevresi büyür
ve bu 14-16 yaşına kadar sürer. Kızlarda göğüs ölçüsünün büyük
ölçüde değişmesi gibi, penis ölçüsü de değişir. Kızların kadınlığın
ya da cinselliğin -her nasılsa- göğüs ölçüsüne bağlı olmasından
kaygı duymalarına karşılık (hepsi değil), erkek çocuklar da çoğu
zaman penisin boyunun cinsel güçle ve hazla bağlantılı olduğu
saplantısını yaşarlar. Birçok insan bu tür temelsiz düşünceleri
sürdürür. Erkeklerde apışarası kılları yaklaşık 12-14 yaşlarında,
koltuk altı ve yüz kılları bir ya da iki yıl sonra ortaya çıkmaya
başlar.

Üreme organlarının olgunlaşması ile erkek çocuklar gece
boşalmaları'nı ya da "ıslak rüya" yaşantısını yaşamaya başlarlar
(uyku sırasında sperm ya da seminal sıvı boşalımı). Birçok
erkek çocuk eğer hazır değilse kendinde kötü birşeyler olduğundan
korkabilir. Onlara ıslak rüyaların normal olduğu anlatılmalıdır;
Kinsey'in cinsel davranış hakkındaki raporuna (1948) göre
erkeklerin yaklaşık yüzde 83'ü bunu yaşamaktadır. Ancak bu
boşalmalar yaklaşık bir yıl boyunca üretken değildir; sperm daha
çok sayıda ve etken olduğunda gebe bırakmaya yeterli olacaktır.

Gırtlak (Adem elması), boyu ve ses telleri açısından yaklaşık
iki kat uzunluğa ulaşınca erkek çocuğun sesi hacimde ve
perdede kendine özgü bir şeylere uğramaya başlar. Şanslı olan
birçokları için değişimler derece derece ortaya çıkar ve güçlükle
farkedilir; diğerleri için ses değişimleri sıkıntı kaynağıdır, çünkü
erkek çocuk bir cümleden diğerine başına ne geleceğini asla bilemez.
Şarkı söyledikleri zaman sesleri bir an soprano gibi, bir
sonraki an bariton gibi çıkar. Sonuçta utangaç olabilirler ve
anababalarının, diğer yetişkinlerin, kızların onları konuşturma
girişimlerinden kaçabilirler.

Son olarak, ergenler bedensel görünümleriyle ve başkaları
üzerindeki etkileriyle gittikçe artan biçimde ilgilendiklerinde,
çoğu kendini son derece tatsız bir sorunla karşı karşıya bulur:
Özellikle yüzdeki yağ bezlerinin tıkanması ve iltihaplanması
ile oluşan bir deri hastalığı olan sivilce. Bundan son derece rahatsız
olan bir ergen bu konuda yalnız olmadığı gerçeği ile biraz
rahatlayabilir. Araştırmalar bütün ergenlerin yüzde 85 kadarının
bu durumu belirli bir ölçüde yaşadığını göstermektedir.

Bütün bu değişimlerin içinde yer aldığı çağın ve yaş sınırlarının
ergene büyük bir önem yüklemesi şaşırtıcı değildir. Hem
oğlanlar hem de kızlar kendi imgeleriyle aşırı ilgilenmeye başlarlar
ve içinde yaşadıkları toplumda belirlenen olgun erkek ve
kadın kalıpyargılarını yaşamaya çalışırlar. Çabalarına sık sık
kaygı ve çatışma eşlik eder. Bu bizi beden imgesi konusuna getirmektedir.

BEDEN İMGESİ

Bu bölümün başlarında, başarılması gereken ilk gelişim görevleri
arasında bedeninizi kabul etme görevinin bulunduğunu
okudunuz. İçimizden pek azı televizyondaki ve dergilerdeki reklamların
mankenlerine benzer; onlar olasılıkla toplumumuzun
güzellik ideallerini temsil etmektedirler. Sonuçta kendimizi aynaya
bakarken buluruz. Ama aynada algıladığımız şey bizdeki
beden imgesi'ni ya da bedenimiz hakkındaki duyguları, benlik-kavramı'mızı
ya da birey olarak kendi hakkımızdaki duyguları
nasıl etkilemektedir? Araştırmalar arada yakın bir ilişkinin
olduğunu düşündürmektedir. Fiziksel olarak çekici insanlar
iyi tanınan, toplumsal açıdan kabul gören, iyi öğrenci olan kişiler
olarak görünmektedirler (Rich, 1975). Çekici olmayan insanlar,
özellikle şişmanlar, toplumsal ilişkilerde ve okul başarısında
güçlükler yaşıyor, yaşıtlarınca kabul edilme konusunda güçlü
dürtüler taşıyor görünmektedirler (Hammer, 1965; Hendry ve
Gillies, 1978).

Öyle görünmektedir ki, olumlu beden imgesine sahip bir ergen
olumlu benlik-kavramı geliştirmeye daha uygundur. Ama
kuşkusuz bir insanın beden imgesi, birbiriyle etkileşen pek çok etkenin
sonucudur. Bunların içinde, bir insanın nasıl göründüğü hakkındaki
fantazileri, düşünceleri, en önemlisi de yaşıtlarından
daha erken ya da geç olgunlaşmış olması gibi etkenler vardır. Bu
konu bir ergenin ergenliğin bir başka gelişim göreviyle karşılaşmasındaki
başarısını ya da başarısızlığını etkileyecektir. Bu,
her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkiler kurma
görevidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder