17 Ağustos 2008 Pazar

İlköğretm haftası kutlama belgeleri, yazıları

İLKÖĞRETİM HAFTASI


İlköğretim temel öğrenimdir. Yasalarımıza göre zorunlu ve parasızdır. İlköğretim, yedi yaşında başlar ve on beş yaşında biter. Sekiz yıldır.
Okulların açıldığı hafta ilköğretim okullarımızda İlköğretim Haftası olarak kutlanır. Genel olarak bu hafta, Milli Eğitim Bakanlığı'nın radyo, televizyon konuşması ile açılır. Okullarımızda törenler düzenlenir. Törende konuşan okul müdürü ve öğretmenler; Eğitimin ve öğretimin değerini, yararlarını açıklarlar. Okuma - yazma bilmenin önemi üzerinde dururlar. Gerçekten, birey olarak başarılı olmak için en başta okumayı ve yazmayı öğrenmek zorundayız. Bilmediklerimizi okuyarak öğreniriz. Okuma - yazma bilmeyen bir kişinin bilgili olması düşünülemez.

Atatürk'ün özlediği çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkabilmek, ancak bilgi ile olur. Bize yaşam boyu gerekli olan bilgi ve becerilerin temeli ilköğretimde atılır. İlköğretim Haftası; bu gerçeklerin konuşulduğu, ilköğretimin, okuma - yazma öğrenmenin kişiye, topluma sağladığı yararların anlatıldığı bir haftadır.

Kendimize, ailemize, çevremize, ulusumuza, insanlığa yararlı olmak okuma - yazma öğrenmekle başlar. İlköğretimin önemine inanan Atatürk, cumhuriyetin ilanından sonra harf devrimini gerçekleştirdi. Okunması ve yazılması çok güç olan Arap yazısı yerine bugün kullandığımız Türk yazısını getirdi. Harf devrimi sonucu, yurdumuzda okuma - yazma bilenlerin sayısı giderek çoğaldı.

İlköğretim okulunun ilk beş yılı ilkokul bölümüdür altıncı yıldan itibaren ortaokul bölümüne devam edilir. Öğrenimlerini başarıyla tamamlayanlara sekizinci yılın sonunda diplomaları verilir. İlköğretimi tamamlayan öğrenciler, diploma notları göz önüne alınarak Lise veya dengi okullara kabul edilirler. Orta öğrenimini tamamlayanlar sınavlara girerek Yüksek okul veya üniversitelerde öğrenime başlar. Yüksek okullarda ve üniversitelerde öğrenim süresi iki yıldan altı yıla kadar değişmektedir.

Orta öğretime devam etmeyenler, edemeyenler, dilerlerse hayata ve iş alanlarına hazırlanmak için tamamlayıcı, hazırlayıcı, yetiştirici kurslara katılırlar. Sanat okullarından yararlanırlar, ya da bir iş yerine çırak olarak girerler. Kurslarda, işyerlerinde edindikleri becerilerle bir iş sahibi olurlar. Burada kazandıkları para ile aile bütçesine katkıda bulunurlar.

Milli Eğitim Bakanlığı; okuma - yazmayı yaygınlaştırmak amacı ile yetişkinler için kurslar açmakta, bu kurslara her yıl çok sayıda yurttaşımız katılmaktadır. Sonuçta okur - yazar oranımız artmaktadır. Yakın gelecekte öteki ilerlemiş ülkelerde olduğu gibi yurdumuzda da okuma - yazma bilmeyen kalmayacaktır.

İlköğretim Haftası'nda çevremize okuma - yazmanın gerekliliğini, değerini, önemini anlatmalıyız. Öğrenme, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı sağlar. Bilgisiz, eğitimsiz insanlar daha çok suç işleme eğilimindedirler. Genel olarak eğitim ve öğretim suç işleme oranını azaltır.

Gün gelecek vatandaşlarımızın tamamına yakını okuma - yazma öğrenecek, okuyarak edindikleri bilgileri günlük yaşamlarında uygulayacak, böylece işlerinde daha verimli ve başarılı olacaklardır.

Kısacası ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün dediği gibi "İlköğretim davası insan olma, ulus olma davasıdır."


--------------------------------------------------------------------------------



EĞİTİMİN ÖNEMİ

Bir milletin okur - yazar oranı yüksek olursa o millet kalkınır. Okumuş ve aydın kişileri fazla olan bir millet, her alanda ilerler. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde okuma - yazma bilenlerin sayısı azdı. Pek çok yerde okul yoktu. Ülkemiz Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkmıştı. Bağımsızlığını kazandıktan sonra, Atatürk'ün emriyle her tarafta okuma - yazma seferberliği başlatıldı. Okullar açıldı. Yeni Türk harfleri vatandaşlara öğretildi. Her Türk vatandaşının İlkokul öğrenimini görmesi ve tamamlaması zorunlu hale getirildi.

Cumhuriyetin ilanıyla beraber eğitim - öğretim çalışmaları hızlandı. Köy, kasaba ve şehirlere okullar yapıldı. Okur - yazar sayısı gittikçe arttı. Yardımsever Türk vatandaşları da eğitim - öğretim hizmetlerinin gelişmesine yardımcı oldular.

Yakın bir zamanda da 8 yıllık kesintisiz eğitim kabul edilerek İlkokul ve Ortaokul birleştirildi ve zorunlu hale getirildi, İlköğretim okulu olarak adlandırıldı.

Her yıl Eylül ayının üçüncü haftası ( okulların açıldığı ilk hafta ) İlköğretim Haftası olarak kabul edilmiştir. Bu hafta boyunca okumanın önemi, okulun değeri ve kutsallığı halka anlatılır. Okumanın - yazmanın önemi, gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda hafta boyunca anlatılmaya çalışılır. Bu konu üzerinde önemle durulur. Okulsuz yerlere okul açılmaya gayret edilir. İlköğretimin önemi anlatılır.


--------------------------------------------------------------------------------

AÇILDI OKULUMUZ

Hazırlandı çantamız,
Kalemle defterimiz,
Artık öğrenci olduk,
Açıldı okulumuz.

Neşe dolu içimiz,
Sevinçliyiz hepimiz,
Çıktık aydınlık yola,
Açıldı okulumuz.

Göklerde bayrağımız,
Dudaklarda marşımız,
Andımız söyleniyor,
Açıldı okulumuz.

Fethi BOLAYIR
İLKÖĞRETİM HAFTASI

Okulları açıyor,
Bize neşe saçıyor,
Hafta sonu kaçıyor,
İlköğretim Haftası.

Yaşın yediyse tamam,
Okul çağın gelmiş tam,
Bize en büyük bayram,
İlköğretim Haftası.

Çocuklar seni ister,
Bilgi yolunu göster,
Bütün yurda ışık ver,
İlköğretim Haftası.

Fahrünissa ELMALI


İLKÖĞRETİM HAFTASI

İlköğretim haftasını
Kutlayalım hep birlikte.
Çalışmanın arkasını
Bırakmayalım derslikte.

Çalışırsak kazanırız,
Bilgilerle bezeniriz.
Kenetlenmiş bir toplumsak
Sağlam olur düzenimiz.

Bakın açıldı okullar
Cıvıl cıvıl bütün yollar.
Yarınını düşünenler
Çocuğunu okuturlar.

İbrahim ŞİMŞEK



OKULUMUZ

Her yerden daha güzel
Bizim için burası,
Okul, sevgili okul,
Neşe, bilgi yuvası.

Güzel kitaplar burada,
Bir çok arkadaş burada,
İnsan nasıl sevinmez,
Böyle yerde okur da ?

Senin çatın altında
Girmez kötü duygular,
Bilgi giren yerlerde
Kalmaz artık kaygılar.

Her yerden daha güzel
Bizim için burası,
Okul, sevgili okul
Neşe, bilgi yuvası !

Fethi BOLAYIR
İLKÖĞRETİM HAFTASI

Bu yıl da, neşe ile,
Geldi, güzel haftamız.
Yeniden gönlümüze,
Doldu, güzel haftamız.

Biziz onun amacı,
Biziz onun inancı.
Başarıya varmada,
Hep odur bize öncü…

Ne sözü varsa bize,
Olumludur, gerçektir.
Çünkü onun dileği,
Bizleri yüceltmektir…

Ulusun gür sesidir,
İlköğretim Haftası,
En büyük ilkesidir,
İlköğretim Haftası…

Tahsin BİLENGİLİN
İLKÖĞRETİM HAFTASI

Yüzyıllarca susadık,
Okumaya yazmaya
Bütün dünya koşarken,
Biz kalmışız pek yaya.

Köylerimiz okulsuz,
Şehirler okulsuzmuş.
Anadolu bakımsız,
Anavatan yolsuzmuş.

Atatürk bir gün çıkıp,
Milleti kurtarmasa,
Yüzyıllar aynı gider,
Biter miydi bu tasa ?

Büyük bir ulus için,
Geri kalmak ne acı…
İlköğretim Haftası,
Bir savaş başlangıcı.

İ. Hakkı TALAS

DERSANEMİZ

Ne mutlu çocuklar bize,

Kavuştuk dershanemize.

Gelince yeni kitaplar,

Ruhumuzu sevinç kaplar.



Sıralar hep dizi dizi,

Artıran sevgimizi.

Yazı tahtası, masamız,

Temiz tutmak yasamız,



Bakın, her taraf tertemiz,

Ne güzeldir dershanemiz.

Oturunuz rahat rahat,

Öğrencilik tatlı hayat.

Ali Osman ATAK


OKUL TÜRKÜSÜ

Çok severiz biz okulu,

Kitabımız bilgi dolu.

Okur, yazar her Türk oğlu.

Yükselmenin budur yolu.



Biz okullu çocuklarız,

Hem çalışır, hem oynarız.

Kağıt, kalem, kitap, defter,

Bizi bunlar adam eder.



Öğretmeni candan dinler,

Öğreniriz pek çok şeyler,

Biz okullu çocuklarız,

Hem çalışır, hem oynarız.

Hasan Ali YUCEL


OKULUMUZ

Şan verirsin vatana,

Sensin bize öz ana.

Koşarız her gün sana,

Sevimli okulumuz.



Kâbedir güzel yapın,

ŞefkatIi koldur kapın,

Alırsın sen bağrına,

Hazırlarsın yarına.



Sende bilgi, sanat var,

Koruyucu kanat var.

İstikbal var, hayat var;

Sevgili okulumuz.



Doğruluk ve terbiye,

Ediyorsun hediye,

Sevgi öğrettin bize,

Sevgili okulumuz.



“Okul güzel” diyoruz,

Seni çok seviyoruz,

Her gün ilerliyoruz,

Sevgili okulumuz.



Yarının temelisin,
Bizlerin emelisin,
Annemizin elisin,
Sevgili okulumu

Rafet ÖZTOPRAK



OKUL

Oku benim cici yavrum

Okul cennet meyvesidir

Okuldadır türlü san’at

Medeniyet membasıdır.



Okuldadır cümle varlık

Hiç bir türlü çekmen darlık

Okuldadır dirlik birlik

Birlik yurdun ihyasıdır.



Yürü yavrum okuluna

Altın bilezik koluna

Hem kızına hem oğluna

İlim irfan yuvasıdır.



Okul yurdun can damarı

Okul korur namus arı

Okul istikbal yolları

Görenlerin görmesidir



Okul bilir doğru yolu

Okuldur yurdun temeli

Mürşit ilimdir bilmeli

Bu ses Alanın sesidir.



Oku, çalış, bu hidayet

Mesut olur yaşar hayat

Veysel der ki ve nihayet

Okul ilim deryasıdır.

AŞIK VEYSEL


OKUL YOLUNDA

Umutlar yürür

Okul yolunda.

Yarınlar büyür

Okul yolunda.



Kitap elimde

Okul dilimde

Düşüm düşüncem

Okul yolunda



Minik başıma

Birkaç yaşıma

Dünyalar sığar

Okul yolunda



Küçüktür yaşım

Büyüktür düşüm

Benim gülüşüm

Okul yolunda



Düşünemezdim

Konuşamazdım

Okuyup yazdım

Okul yolunda.



Yürürüm şimdi

Yarın koşarım

Tam olur yarım

Okul yolunda.

Şerif ERTUNA


OKULA DÖNÜŞ

Gezdik, eğlendik, koştuk bütün yaz

Ah ne güzeldi dereler, dağlar,

Topladık, yedik vişne, dut, kiraz,

Ah ne şirindi bahçeler, bağlar,

Bugün uslandı dünkü yaramaz,

Artık sekiz ay çalış, oku , yaz.



Fazlası eder çocuğu haylaz,

Dört ay eğlence yeter bize,

Ne tatlı, ne hoş geçti bütün yaz,

Gidelim artık okulumuza.

Bugün uslandı dünkü yaramaz,

Artık sekiz ay çalış, oku , yaz.



Çocuğuz, ama biliriz ki yaz,

Saf hava, uyku, su , oyun demek

Böyle olursa hastalık olmaz,

Okul açıldı, başladı emek.

Bugün uslandı dünkü yaramaz,

Artık sekiz ay çalış, oku, yaz.

Aka GÜNDÜZ



KÖY ÖĞRETMENLERİ

Yurdumuz uçsuz bucaksız,

Gökte yıldız kadar köylerimiz var.

Ama uzak, ama şirin, ama garipsi...

Alın benim gönlümden de o kadar.

Uzak köylerimizde kuşlar gibi,

Her sabah çocuklar size uçar.

Ama küçük, ama büyük; ama güleç...

Alın benim gönlümden de o kadar.



Siz kara göklerin yıldızları,

Işıtın yurdumuzu sabaha kadar.

Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu...

Alın benim gönlümden de o kadar.

Cahit KULEBİ


OKUL DÖNÜŞÜ

Okuldan çıkınca akşamları,

Hüzünlü hüzünlü bakar arkamdan

Sınıfın karatahtası.

Okuldan çıkınca akşamları,

Bana arkadaşlık eder yollarda,

Kuş sesleri, bahar havası.



Okuldan çıkınca akşamları

Beni karşılamaya gelir uzaktan

Mahallenin küçük çocukları

Biri çantamı alır elimden

Bir başkası sefer tasımı.



Okuldan çıkınca akşamları

Hep bakar pencerelerden

Komşu kadınları.

Şükrü Enis REGÜ




OKU BAŞA GEÇ

Sana nasihatım olsun,

Oku evladım başa geç.

Gönlün ilim ile dolsun,

Oku evladım başa geç.



Sözünü tutmasan utan

Neler çekti anan, atan,

İlimle yükselir vatan

Oku evladım başa geç.



Belli Kul Ahmet’in hali

Arı olmuş yoktur balı,

Tıpkı Atatürk misali,

Oku evladım başa geç.

Kul AHMET



AH GÜZEL OKULUMUZ

Uzun sıcak yaz günleri

Sebzeleri, meyveleri

Oldurdu... uçtu yurduna

Karlı dağların ardına

Tam sekiz aylık bir yola

Biz de kavuştuk okula.



Hoş geldin solgun yüzlü güz

Şenlendi yine gönlümüz

Işık içinde yolumuz

Açıl güzel okulumuz!

Dört ay eğlendik, dinlendik;

Sonra kalkıp sana geldik.



Boş geçirdik sanma yazı

Köyde güttük koyun, kuzu

Kentte, bahçede çalıştık;

İşçiliğe de alıştık.

Biz işleyen demirleriz

Çalıştıkça ilerleriz.

M. Necati ÖNGAY




GÜZEL SÖZLER

* Eğitimsiz insan, ruhsuz bedene benzer. (Arap atasözü)

* İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yetişir. (Cervantes)

* Hiç bilenle bilmeyen bir tutulur mu? (Hz. Muhammed)

* Bir okul açmak, bir cezaevi kapamaktır. (Danton)

* Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer; sesi çok, içi boştur. (Sadi)

* Ana ve babaların çocuklarına bırakacakları en büyük miras; eğitimdir. (Hz. Muhammed)

* Ağaç yaşken eğilir. (Türk atasözü)

* Eğitim, öğrencilere saygıyla başlar. (Emerson)

* Her kötülük bilgisizlikten doğar. .(H.G.Wells)

* Hep öğretmek isteyenler, çoğu kez öğrenmeye engel olurlar. (Montesquieu)

* Cesaret ve hazzı yitiren eğitim, beş para etmez. (Pestalozzi)

* Eğitim, çocuğa bilmediğini öğretmek değildir; çocuğa yaşamasını öğretmek¬tir. (W.Livingston)

*Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek,

On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik,

Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” (Kuon-Tzu)

* Dünyada yapılması güç olan üç iş vardır: Çelik, elmas ve insan ruhunu işlemek. (B.Franklin)

* Bilgine her gün yeni bir şey eklemiyorsan, gün geçtikçe azalır.(Çin atasözü)

* Kalem kılıçtan keskindir. (Seneca)

* Eğitim, ana kucağından başlar; her söylenen sözcük çocuğun kişiliğine ko¬nan bir tuğladır. (H.Ballov)

* Bir ülke halkının eğitimi, sokaktaki davranışlarından belli olur. (E.De Amıcıs)

* Elinden gelirse insanları eğit, gelmezse onlara katlan. (M. Aurellius)

* Eğri ağaçlar, bahçıvan eline muhtaçtır. (Çin atasözü)

* Eğitim, ekmek ve sudan sonra halkın en büyük gereksinmesidir. (Danton)

* Ana baba iyi eğitim almışlarsa çocuklar da görgülü olur. (Goethe)

* Eğitimle suç ve cezalar, güneşin önündeki buzlar gibi erir. (V.Hugo)

* Ulusal eğitim, her ulusun yaşam kaynağıdır. (Namık Kemal)

* Eğitim; iyiyi, büyüğü, güzeli sevmektir. (E. Renan)

* Eğitimli adam, görgüsüzle geçinmesini bilir. (Schopenhauer)

* Eğitim, yetenekleri olgunlaştırır, ama yetenek yaratmaz. (Voltaire)

* Eğitimin amacı, insanlarda bulunan yetenekleri geliştirmektir. (Eflatun)

* İnsan iki yoldan eğitilir: İlki, ana-baba, öğretmenlerden aldığı derslerle; ikincisi, kendi öğrendikleriyle. En değerli olanı ikincisidir. (Gibons)

* Kızını dövmeyen dizini döver. (Türk atasözü)

* Eğitimsiz öğretim, hırsız fenerine benzer.

* Eğitim görmekle görmemek, ölülerle dinler ara¬sındaki fark gibidir.(Aristo)

* Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak Milli Eğitimle olur. (Atatürk)

* Eğitim, her ulusun hayat kaynağıdır. (Namık Kemal)

* İnsan eğitimle doğmaz ama eğitimle yetişir.

* Bilgi, sevgi ve zekanın aynasıdır.

* Okumayı öğrenmeyen çuval taşımayı öğrenir.

* Bilgisiz insan meyvesiz ağaca benzer.

* İlköğretim davası, insan olma, ulus olma davasıdır.



* Yurt kalkınmasının temeli ilköğretimdir.



* Öğrenim, aklın gücünü geliştirir.



* Bilmemek ayıp değil, bilmediğini öğrenmemek ayıptır.



* İlköğretim geleceğin temelidir.



* Bilgisiz insanın dostluğundan, bilgili insanın düşmanlığı daha iyidir.



* Okul gençliğe; insanlığı, saygıyı, ulusu ve ülkeyi sevmeyi öğretir.



* İlköğretimin değerini her yurttaşa anlatmak ulusal bir görevdir.




--------------------------------------------------------------------------------

OKULA BAŞLARKEN



Aşağıda okuyacağını yazıda bir öğrencinin okulda geçen ilk günleri anlatılıyor.



Ankara'nın İncesu semtinde oturanlar bilirler. Dokuz Eylül Sokağı'nda önü söğütlü bir ev vardır. Biz o evin ikinci katında otururduk. Ben sık sık balkona çıkar, söğüt ağacının dallarını tutar, yapraklarına bakardım. Hiç unutmuyorum, o balkon sanki küçük bir çiçek bahçesiydi. Babam çoğu zaman bu balkonda oturur, beni yanına çağırır, kucağına alırdı. Bir gün sarı gülün yanına koyduğu sandalyesinde oturuyordu.

Beni çağırdı, gittim, öptü, sevdi sonra :

-- Özlem, artık okul çağın geliyor. Bu yıl okula başlayacaksın. Senin de siyah önlüğün, beyaz yakan, güzel kurdelelerin, kitapların, defterlerin, boyalı kalemlerin, çantan olsun istiyorum, dedi.

Babamın bu konuşması beni çok sevindirdi. İçim içime sığmaz oldu. Gün boyu okula kaydımın nasıl olacağını, kayıt sırasında neler sorulduğunu, okulda neler öğreneceğimizi, acıkınca orada ne yapılacağını, düşündüm durdum.

Sanıyorum ertesi gündü. Babamla okula gittik. Okulun dış kapısından içeri girerken, içim bir hoş oldu. Heyecanlandım. Herkes bana bakıyor gibiydi. Merdivenlerden çıkıp bir odanın önüne geldik. Babamın elini daha sıkı tuttum. Girdiğimiz odada bizi güler yüzlü bir hanım karşıladı. Kayıt için geldiğimizi söyledik. Gösterilen yere oturduk. Babam, çantasından çıkardığı kimliğimi, vesikalık fotoğrafımı ve birkaç zarfı masada oturan hanıma verdi. Sonradan o orta yaşlı hanımın müdür yardımcısı Sevim Hanım olduğunu öğrendim. Sevim Hanım beni yanına çağırdı, sevdi, yanaklarımı okşadı, adımı sordu.

-- Özlem, dedim.

Sonra elimi tuttu avuçlarının arasına aldı. Parmaklarımdan birini işaret ederek adını sordu.

-- Serçe parmak, dedim.

-- Doğru, dedi.

Babamın verdiklerini dosyaya koydu. Büyük bir defterde babam gösterilen yeri imzaladı. Güler yüzlü hanım kayıt işleminin bittiğini bildirdi. Önümüzdeki Pazartesi günü okul açılıyor dedi. Kalktık eve döndük.

Pazartesi günü oldu.

Sabah erkenden kalktım. Elimi. yüzümü iyice yıkadım. Havlu ile kuruladım. Annem önlüğümü giydirdi. Beyaz yakamı taktı. Kurdelemi bağladı. Kitaplarım, defterlerim, kalemlerim, çantamın içindeydi. Hep beraber kahvaltımızı yaptık. Sonra koridorda bulunan boy aynasının önüne gittim. Aynadaki Özlem'e baktım. Siyah önlüğüm, beyaz yakam ve kurdelemle çok güzel olmuştum. Lavaboya geçtim, dişlerimi fırçaladım. Bu arada babam da hazırlanmıştı. Çantamı sağ elime aldım. Annemi öptüm. Babamla merdivenleri indik, sokağa çıktık.

Evden okula doğru giderken babamın elini sımsıkı tuttum. Daha önce kaydımın yapıldığı, İncesu İlkokulu'na geldik. Okul bahçesi analar, babalar ve çocuklarla dolmuştu. Babamın elini hiç bırakmak istemiyordum. Baktım benim gibi birçok çocuk annelerinin, babalarının ellerini sımsıkı tutuyorlardı. İçlerinde ağlayanlar bile vardı. Bahçedeki akasya ağacının altında sarışın bir çocuk durmadan ağlıyordu.

Az sonra zil çaldı. Okulun kapısından yaşlı, genç, uzun ve orta boylu öğretmenler çıktı. İçlerinden biri :

-- Eski öğrenciler bayrak direğinin sağ tarafına geçsinler, burada sıra olsunlar, yeni kayıt olanlar da solda dursunlar, dedi.

Bizim Bulunduğumuz yana döndü. Sonra ellerinde birer kağıt olan öğretmenler adlarımızı okuyarak bizi ayrı yerlerde sıra ettiler. Bütün öğrenciler birbirleriyle konuşuyorlardı. Bu arada beyaz saçlı bir adam konuşmaya başladı. Hepimiz sustuk. Konuşma bittikten sonra, uzun boylu, şişman bir çocuk bayrakla kapı önüne geldi. İstiklal Marşı söylendi, ant içildi. Sonra herkes kendi dersliğine sıra ile dağıldı. Sıralarımıza oturduk. Benim gibi babası ile, annesi ile dersliğe girenler de vardı. Öğretmen tek tek adımızı sordu. Biz de bir bir söyledik. Öğretmen hepimizi sevdi, okşadı. Şarkılar söyledi. Öyküler anlattı. Sonra bize döndü:

-- İçinizde şarkı, türkü bilen var mı? Dedi. Bilenler bildikleri şarkıları, türküleri söylediler. Bu arada babam ve öteki çocukların anneleri ayrıldılar.

Okulumu, sınıfımı, öğretmenimi öyle çok sevdim ki…

O günden sonra okula hep yalnız gittim.

Özlem YAVUZ


--------------------------------------------------------------------------------

SEVGİLİ ARKADAŞLAR

Kanunlarımıza göre ilköğretim sekiz yıldır ve zorunludur. Okullarımızın açıldığı bu haftayı, İlköğretim Haftası olarak kutluyoruz.
Şu anda hepimiz, yeni bir eğitim öğretim yılına başlamış olmanın coşkusu içindeyiz. Kavuştuğumuz okulumuz, öğretmenimiz ve arkadaşlarımız, hepimizi sevince boğdu.

Aramıza yeni katılan arkadaşlarımızla bir an önce tanışmayı arzuluyoruz. Okul bizim ikinci evimiz gibidir. Beraber yaşamayı, sevgiyi, dostluğu ve arkadaşlığı burada öğreniyoruz. Öğrendiğimiz bilgiler yanında oynadığımız oyunlar ve söylediğimiz şarkılarla hoşça vakit geçiriyor, ortak sevinçler paylaşıyoruz.
Kendimize, ailemize, çevremize, milletimize ve insanlığa faydalı olmak, okuma-yazma öğrenmekle başlar. Daha sonra öğrendiklerimizle ise, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, bilimi hurafeden ayırır ve bugünkü dünyanın ulaştığı bilgi birikimini elde ederiz. Bilgisiz ve eğitimsiz insanlar daha çok suç işler. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi eğitimli insan sayısıyla ölçülür.

Yeni bilgiler, yeni dostluklar, güzel günler ve aydınlık fikirlere kavuşmanız dileği ile İlköğretim Haftanızı kutluyorum.

(Ev ve Sınıf Etkinlikleri Antolojisi Kitabı)


--------------------------------------------------------------------------------

İLKÖĞRETİM HAFTASI



Eğitimin temelini ilköğretim oluşturur. İlköğretim, kadın erkek bütün vatandaşların bedensel, ruhsal ve ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir.

Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde sözü edilen ilköğretim zorunluluğu 1876 yılında çıkarılan Kanun-i Esasi’de yer almıştır. Böylece ilköğretim zorunluluğu Anayasalarda yer almaya başlamıştır.

Her yıl Eylül ayının üçüncü haftası ‘İlköğretim Haftası’ olarak kutlanır. Bu 1961 yılında çıkarılan 222 sayılı ‘İlköğretim Kanunu’ içinde yer almıştır.

Ülkemiz kalkındıkça eğitime olan ihtiyaç daha da artmış ve okulların sayısı hızlı bir artış göstermiştir. İlk eğitimde son yıllarda okullaşma oranı %93’e çıkmış, böylece eğitim seferberliği başlatılmış, okur yazar oranı hızla artmıştır. Bugün önemli olan nitelikli öğrenci yetişmektedir.

İlköğretim, bütün yurttaşlarımızı okumaya, yazmaya, kitaba ve bilgiye kavuşturur. Bizleri daha iyi bir yurttaş olmaya hazırlar. Yüksek okullarda okuyabilmek için ilköğretimi bitirmek zorundayız.

Yurt kalkınmasında ilköğretimin önemi büyüktür. Temel eğitimin ilk kademesi ilköğretimdir. İlköğretimde okuma yazma öğretimi yanında hayatta gerekli olan temel bilgi ve beceriler kazandırılır.

Çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkmanın yolu eğitimdir. Sağlam ve köklü bir ilköğretim görmüş kişi ileride başarılı olur. Ülkesine ve çevresine de o derece faydalı olur. İlköğretim yıllarında kazanılan bilgi, beceri ve alışkanlıkların tümü ileriki öğrenim dönemlerinde temel teşkil eder. Yaşama ilk adım buradan başlar. Kişinin bu devrede aldığı tüm alışkanlık ve bilgiler yaşamı boyunca sürer.

Türk çocuklarının milli, ahlaki, manevi ve insani yönden gelişmelerini ilköğretim temel amaç saymaktadır.

Ata’mızın izinde yürüyerek çağdaş Türkiye’yi yaratmak için hızla çoğalacağız. Atatürk’ün ‘Eğitim bir milleti ya bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır; veya bir milleti esirliğe ve sefalete terk eder.’ Sözünü unutmadan eğitime daha da önem vereceğiz. Eğitimin de ilk basamağı ilköğretim olduğundan bu konuda üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışacağız.


--------------------------------------------------------------------------------

222 Sayılı Kanunla, Eylül ayının 3.haftası "İlköğretim Haftası" olarak kabul edilmiştir. Bu kanunun amacı, herkesin toplumun bir bireyi olmaya yakışacak şekilde yetiştirilmesini sağlamaktır. Bu haftanın amacı da herkese bunu anlatmak ve daha iyi birey olmak için yollar aramaktır.

İlköğretim Haftası' nda konuşma, resim, şiir, gösteri gibi aktivitelerle haftanın önemi daha da belirginleştirilir. Böylece herkese hafta ile ilgili hatırlayıp unutmayacağı bilgiler aktarılabilir.

İlköğretimin zihinsel, bedensel ve dil gelişmesinde önemi büyüktür ve eğitim sistemimizin ilk adımıdır. İnsan Hakları Bildirisinde de belirtildiği gibi ilköğretim parasız ve zorunludur.

İlköğretim çağı, altı yaşını bitiren herkesin eylül ayında ilköğretim okuluna yazılması ile başlar ve onbeş yaşını bitirdiği öğretim yılının sonuna kadar devam eder.


--------------------------------------------------------------------------------

ATATÜRK’ÜN EĞİTİM VE ÖĞRETİMLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ



Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çatışan ve tüm yabancı öğelerle savaşma gereği ve ulusal değerleri tam bir coşku ile, her karşıt düşünce önünde şiddetle ve özveriyle savunma zorunluluğu iyice öğretilmelidir (1921). (Atatürk’ün Milli Eğitimimizle İlgili Düşünce ve Buyrukları - TDK - 1970)



Geleceğe hazırlanan yurt çocuklarına hiçbir güçlük karşısında boyun eğmemelerini, olanca güçleriyle bıkmadan ve yılmadan çalışmalarını ve okumakta olan çocuk¬larımızın ana babalarına da yavrularının öğrenimlerini bitirmeleri için ellerinden gele¬ni esirgememelerini öğütlerim. Mustafa Kemal-1921



Milli eğitim alanında ne pahasına olursa olsun tam bir başarıya ulaşmak gerektir.Kurtuluş ancak bu yolla olur. M. Kemal - 1922



Milli eğitim politikamızın temel ilkesi, bilgisizliğin yok edilmesidir. Bu yapılmadıkça yerimizdeyiz... Yerinde duran bir şeyse geri gidiyor demektir. M. Kemal- 1922



Eğitimdir ki, bir ulusu ya Özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır ya da tutsaklığa ve düşkünlüğe sürükler. (Atatürk)



Herkesin kendine göre bir zevki vardır: Kimi bahçe ile uğraşmak; güzel çiçekler yetiştirmek ister; kimi de adam yetiştirmekten hoşlanır. (Atatürk)



İlköğretimin yayılması için, sade ve kullanışlı Önlemler almak zorundayız. İlköğretimde amacımız, bunun genel olmasını bir an Önce gerçekleştirmektir. Bu sonuca varmak, ancak aralıksız önlem almakla ve bunları sistemli uygulamakla sağlanır. Ulusumuzun başlıca işi olarak, bu konuda direnmeyi gerekli görüyorum.

Atatürk - 1936



Eğitim işlerinde kesinlikle zafer kazanmış olmak gerekir. Bir ulusun gerçek kurtuluşu ancak bu yolla olur. Bu zaferin kazanılması için hepimizin tek bir can, tek bir düşünce olarak temeli bir program üzerinde çalışması gerekir. Bence bu programın te¬mel noktaları ikidir:

1. Eğitim, toplumsal yaşamımızın gereklerine uymalıdır.

2. Eğitim, çağın gereklerine uymalıdır. M.Kemal - 1922


--------------------------------------------------------------------------------



"İLKÖĞRETİM HAFTASI" AÇILIŞ KONUŞMASI



Değerli yöneticiler, öğretmenler ve sevgili öğrenciler:



Yeni bir eğitim yılının ilk gününde, sizlerle birlikte olmanın, Türkiye'nin aydınlık geleceği olan çocuklarımızı yetiştirecek değerli öğretmenlerimizle ve ülkemizin geleceği çocuklarımızla birlikte olmanın farklı heyecanı ve gururu içinde sizleri saygıyla selamlıyorum.



Sözlerime; Çin Bilgesi Kuan Tzu'nıın çok bilinen ve çok söylenen dizeleriyle başlamak istiyorum;

"bir yıl sonrasını düşünüyorsan; tohum ek

ağaç dik, on yıl sonrasıysa tasarladığın

ama yüz yıl sonrasıysa düşündüğün; öyleyse halkı eğit...

bir kez ürün verir, ekersen tohum

eğer dikersen bir kez, on kez ürün verir ağaç,

eğer halkı eğitirsen, yüz kez olur bu ürün..."

Evet; yıllar, yüzyıllar öncesinden bize böyle sesleniyor Kuan Tzu;

Gerçekten de eğitime değer vermek, eğitimi olmazsa olmazların içine almak, çağdaş toplum olmanın en temel ve en vazgeçilmez unsurlarından biridir. Bunu başarabilen toplumlar, toplumsal kalkınmayı çağdaşları olan toplumlara göre daha önce başarabilmiş toplumlardır. Bunu başaramayan toplumların kaderi ise geri kalmışlığın kalın çizgileri içinde kalmak olmuştur.

İLKÖĞRETİM, öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hayata ve üst öğrenime hazırlayan; 6-14 yaşları arasında zorunlu eğitim çağını kapsar. Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren Başöğretmen ATATÜRK'ün önderliğinde başlatılan okuma-yazma ve eğitim seferberliği 80 yıl geçmesine rağmen devam etmektedir. Atatürk'ün Türk ulusuna hedef olarak gösterdiği çağdaş ülkeler seviyesine ulaşmanın tek yolu toplumun eğitilmesinden geçer. Bu nedenle İlköğretim Haftası 80 yıldan beri ülkemizde anlamını artırarak kutlanmaktadır.

Bilindiği gibi, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile eğitim-öğretim ile ilgili görevler Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir. Bakanlığımızın bütçe imkanları ölçüsünde eğitime ayırdığı pay yeterli olamamaktadır. Bu nedenle; Sayın Başbakanımızın katılımı ile Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin ÇELİK tarafından 11 Eylül 2003 tarihinde "Eğitime % de 100 Destek Kampanyası" başlatılmıştır. Bu destek kampanyasına tüm sivil toplum kuruluşlarını, iş adamlarımızı, velilerimizi ve tüm Edirnelileri katılmaya davet ediyorum.

Edirne ili okullaşma ve altyapı çalışmalarında Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir başarı yakalamıştır.Bu başarının yakalanmasında 2001-2002 öğretim yılından itibaren ilimizde eğitim seferberliği başlatan Sayın Valimiz Fahri YÜCEL'e huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyorum. Bu çalışmaların sonucunda Edirne ilinde ikili öğretim yapan J& ilköğretim okulumuz kalmıştır. Bu okullarımızın da normal öğretime geçişi için sayın Valimizin direktifleri ve katkıları doğrultusunda planlamalar yapılmış, çalışmalar başlatılmıştır. Yapılan bu çalışmalar kısa sürede meyvesini vermiş, 2002-2003 öğretim yılı sonunda yapılan Lise Giriş Sınavlarında Edirne İli Türkiye birincisi olmuştur. Bu başarıdan dolayı yönetici ve öğretmenlerimiz ile sevgili öğrencilerimizi kutluyorum. Bu başarının devam ettirilerek ileriki yıllara taşınacağına ve Üniversite giriş sınavlarında da aynı başarıyı yakalayacağımıza inancım tamdır.

Başöğretmen Atatürk'ün ; "Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" diye hitap ettiği değerli Yönetici ve Öğretmenlerimiz;

Eğitimin kalitesinin temel belirleyicileri olan siz değerli öğretmenlerimizin, mesleğin gereklerine göre yetişen, sürekli kendini geliştirme isteğinde bulunan, işini ve öğrencisini seven, öğrenciyi merkeze alan, bu yöndeki amaçlarını açıkça belirleyen ve buna ulaşmanın ısrarlı çabası içinde bulunan kişiler olması; yöneticilerin ise öğretim konularında güçlü liderlik gösteren, öğrenci ve öğretmenlerden beklentilerini açıkça ortaya koyan ve bunları onlara ulaştıran, öğretim programlarının başarısı için yeni bir yönetim sistemi geliştiren kişiler olması hedefimizdir. Amacımız bilgi aktarmak deği1,bilgiye ulaşmanın yollarım araştıran, bulabilen, bilgiyi paylaşabilen, teknolojiyi üretebilen ve insanlığın yararına kullanabilen dinamik,özgüvenli bir nesil yetiştirebilmek olmalıdır.

Ülkemizin geleceği, geleceğimizin güvencesi sevgili öğrencilerim.

Ülkemiz, okuyabilmek uğruna yirmi kilometreyi çıplak ayakla yürüyen öğrencilerden, bir sınıfta doksan, bir sırada birlikte oturan beş öğrenciden, bilgisayarın ancak adının bilindiği günlerden bu günlere geldi. Sizler, ilimizde ortalama 28 kişilik sınıflarda, tek kişilik sıralarda, çağın teknolojik araçlarıyla donatılmış okullarda, yetkin öğretmenlerin elinde eğitim görüyorsunuz. Siz sevgili öğrencilerimizden tek isteğimiz, geçen yıl abi ve ablalarınızın yakaladığı Türkiye birinciliğini yine ilimize kazandırmanızda'. Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi "tek bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak"

Saygıdeğer Veliler;

Devletimizin,öğretmenlerimizin ve sizin ortak amacı öğrencilerimizi geleceğe en donanımlı şekilde hazırlayabilmektir. Bu ortak amacı gerçekleştirmede sizlerin görevi öğrencinize, okulunuza sahip çıkmak ve desteklemektir. Bu nedenle sürekli okullarınızı,öğretmenlerinizi ziyaret ediniz. Öğrencinizle ilgili olunuz. Öğrencinizin yalnızca öğretim yönünden değil,eğitim yönünden de gelişmesi için imkanlarınızı sonuna kadar kullanınız.

Sözlerimi Atatürk' ün Büyük Söylevinde yer alan ve bize eğitim anlayışımız açısından ışık tutan hedef gösteren şu sözleriyle son veriyorum; "Milli Eğitim ülkümüz, Türk milletinin bütün fertlerini kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde milli şuur etrafında toplamak; milli, insani, ahlaki üstün değerlerini geliştirmek ve milletimizi hür ve demokratik düşüncenin hakim olduğu ve kişisel teşebbüse ve toplum sorumluluğuna değer veren bir hava içinde bilgi, teknik, güzel sanatlar ve ekonomi bakımından çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı haline getirmektir"



2003-2004 Eğitim-Öğretim yılının, öğrenci, öğretmen, yönetici ve Edirne'mize hayırlı olmasını diler, sevgi ve saygılarımı sunarım.



İlköğretim Haftası kutlu olsun.



15.9.2003



Ali ZER

Milli Eğitim Müdürü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder