17 Ağustos 2008 Pazar

Yeşilay kulubu belgeleri ve yeşilay haftası kutlama belgeleri programı

TARİHİ

Birinci Dünya Savaşı sonunda, bütün yurdun işgal edilmiş olmasına rağmen, milletimizde istiklal ve mücadele azminin sönmediğini gören düşman; top ve tüfekle yenemediği Türk varlığını içten çökertmek için alkol ve uyuşturucu maddelere başvurmuştu. Limanlarımıza uğrayan düşman gemileri, beraberinde getirdiği yığın yığın içkileri indiriyor ve bunlar el altından halkımıza ve bilhassa yurt savunmasının en önemli unsuru olan gençlerimize ulaştırılıyordu. Kısa zamanda içki ve uyuşturucu madde alışkanlığı bir salgın halini almaya yüz tutmuştu.İşte bu faciayı görüp,işin önemini kavrayan vatansever aydınlar (Ord.Prof.Dr.Mazhar Osman Bey ve arkadaşları) Şeyh’ül-İslam Haydarizâde İbrahim Efendi’nin teşvik ve himayesinde halkı ve gençliği uyarmak ve bu yolda mücadele etmek için 5 Mart 1920 tarihinde merkezi İstanbul’da olmak üzere “Hilâl-i Ahdar” adıyla cemiyetin temellerini attılar. Daha sonraları, cemiyet ilkönce “Yeşil Hilal” ve sonra da “Yeşilay” isimlerini kullanmıştır. Cemiyetin şimdiki yasal adı ise “Türkiye Yeşilay Cemiyeti” dir

KURULUŞU

Yeşilay, sigara,alkollü içki ve diğer uyuşturucu alışkanlıkları ile mücadele veren ve bütün zararlı alışkanlıklardan halkımızın ve bilhassa gençlerimizin korunması için çalışmalar yapan yani umuma (kamuya) hizmet veren, bu sebeple de “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer alan bir kurumdur. Kamuya Yararlı Cemiyetler, çalışmaları memleket çapında faydalı olan,ülke ve toplum menfaatine hizmet eden cemiyetlerdir. Bu cemiyetlere hükümetimiz çeşitli yardımlar yapar, bir çok kolaylıklar gösterir. Yeşilay’ın çalışmaları da bu şekilde ülkemiz ve milletimiz için faydalı görülmüş ve Yeşilay, 19 Eylül 1934 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu tarafından aynı tarih ve 2-1288 sayılı alınan karar ile kamuya yararlı cemiyetler arasına alınmıştır. Aynı zamanda Yeşilay, gönüllü (amatör) bir halk kuruluşu ve genel yapısı ile bir dokümantasyon ve arşiv merkezidir. Dokümantasyon; kendi konularında belge,bilgi ve haber toplama ve değerlendirme işlemleridir.Arşiv ise; bu belge ve haberlerin değerlendirilmeleri ile birlikte tasnif edilerek saklandığı yer demektir. İşte bu işlemle elde edilen bilgileri,hazırladığı dokümanlarla (bülten, broşür,kitap, kaset, bildiri, afiş, yazılı başvuru, rapor vb. gibi) kamuya, ilgili makam ve kuruluşlara sunar. Bununla insanımıza ve yetkili özel ve resmî kuruluşlara gerekli olan önlemlerin alınması için uyarı ve önerilerde bulunur.















ALKOLÜN VÜCUDA VERDİĞİ ZARARLAR


Sigaradan itibaren bütün içki ve uyuşturucuların en büyük zararı beyne ve merkezî sinir sistemine dönük olup,diğer bütün organlara da sayısız zararları söz konusudur.

İçkinin kalbe zararları: Alkol, kalp ve cilt damarlarını genişletir. Kalbin çalışma hızını artırır, kan dolaşım düzenini bozar, damarların sertleşmesine,tansiyonun artmasına,felç ve ânî ölümlere sebep olur.

İçkinin karaciğere zararları: Karaciğer hücrelerinde yağlanma meydana gelmesine, siroz hastalığına sebep olur, karaciğer büyür. Karaciğerin vazifesi dışarıdan gelecek zararlı maddeleri zararsız hale getirmektir.Karaciğer,içkiyi zararsız hale getirmek için çalışırken fazla yorulur,vazifesini tam yapamaz olur, bir çok zararlı maddenin vücuda girmesine ve çeşitli hastalıklara sebep olur.

İçkinin böbreklere zararları: Alkollü içkinin hangi çeşidi olursa olsun böbrekleri bozar, zamanla iş göremez hale getirir. İdrar bolluğu veren bira, böbrekleri temizlemez,bilâkis yorar.İçki,böbrek iltihaplarına, idrarda şeker ve cerahat gibi anormal cisimlerin meydana gelmesine yol açar.

İçkinin mide ve barsaklara zararları: İçki mide iç zarında yanma hissi meydana getirir, mideyi bozar, ağrı yapar, mide hastalıklarından olan gastrit ve ülsere sebep olur. Hazımsızlık, dolayısıyla iştahsızlığa sebep olur. Bağırsak ishallerine, iltihaplarına ve çalışma düzeninin bozulmasına sebep olur.Zararlı şişmanlığa meydan verir.

İçkinin akla zararları: İçki akıl ve hafızayı zaafa uğratır.Kıskançlıklar ve unutkanlık meydana getirir. İrade kuvvetini azaltır, ne yaptığını - ne söylediğini bilmez bir hale getirir.İçki beyni uyuşturur, yürümekte zorluk çekilir, kol ve bacak çekilmelerine, yüz ifadesinde bozukluklara sebebiyet verir.İnsan,irade ve dengesini kaybeder.

İçkinin sinir sistemine zararları: Sinirler alkole karşı hassastır,sinir hücreleri zedelenir. El titremeleri, tikler, felçlerden tutun, bütün ani ölümlere varıncaya kadar nice felaketlere sebebiyet verir. Heyecan, telaş, korku, sinir buhranları ve kıskançlık, çeşitli rûhî bozukluklar, içkinin meydana getirdiği normal hallerdendir.












SİGARANIN ZARARLARI
Beyin tümörlerinin %99’u, Beyin kanamalarının %85’i, Akciğer kanserlerinin %90’ı, Gırtlak kanserlerinin %99’u sigara kaynaklıdır. Sigara içenlerde kırmızı küreciklerin oksijen taşıma kapasitesi 1/6 ilâ 1/3 oranında azalır. Sigara içenlerin vücuduna %15 ilâ %33 daha az oksijen girmektedir. Bu en önce beyin ve kalbin harabiyeti demektir. Tütün dumanında 4000 adet zararlı madde vardır. Sigara içen kadınlar içmeyen kadınlardan 15 yaş fazla ihtiyarlamaktadır. Sigara içen annelerin çocukları,oksijen azlığı sebebiyle geri zekalı olur. Tiryaki hanımların çocuklarında sakatlık ihtimali %65 gibi ciddi bir çizgidedir. Sigara içen kadınlarda kısırlık 10 kat fazladır. Erken doğum ve düşüklerin %80’inin sebebi sigaradır. Dünya ülkelerinde çıkan yangınların %70’inden sigara sorumludur. Sigaranın sebep olduğu ölümler, diğer uyuşturucularınkinden 13 kat fazladır. Sigara içenlerde ani ölüm, içmeyenlere oranla 10 kat fazladır. 45-50’nin altındaki erkeklerde koroner (kalp)den ölenlerin %80’i sigara kaynaklıdır.

Tütündeki radyoaktif, kurşun ve polonium, radyoaktif parçalar olarak hücreleri mahvetmektedir. Bacak damar tıkanıklıklarının %90’ı sigaradandır. Günde 1 paket sigara içenlerin vücudunda 20 yılda 7 kg. is ve katran birikimi olmaktadır.

GENÇLİK VE SİGARA
Çabuk ulaşılabilir olması sebebiyle gençler arasında sigara içmek oldukça yaygındır. Gelişmiş ülkelerde 12-17 yaş arasındaki her beş ergenden birinin sigara tiryakisi olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise bu oran daha yüksektir. Sigara kullanımı başlı başına zarardır.Gençler için ise adeta mayınlı bir tarladır.Şu gerçeği de unutmayalım:Sigara içen gençler aynı zamanda alkol ve uyuşturucu bağımlılığına yatkın kişiler haline gelmektedir.Çünkü sigara,kişinin öteki kötü alışkanlıklara karşı direncini de azaltmaktadır. Aslında sigarayı ilk içen genelde haz almaz, ancak ısrarla kullandığında bir süre sonra zevk duyar. Bazıları sadece meraktan sigaraya başlar, içmekle büyüdüklerini ve havalı olduklarını zannederler.Derken, ardından bağımlılık gelir.

Çocuğunun sigaraya başlamasını istemeyen anne-babanın başta kendisinin kullanmaması gerekir.Elindeki sigarayla oğluna nasihat eden babanın etkisinin ne derece olacağına siz karar verin. Çocuklara sigaranın zararlarından ve bağımlılıktan kurtulmanın zorluğundan bahsetmekte yarar vardır. Çocuğunuzun sigara içip içmediğini araştırmalı,bu konuda meraklı olmalı ve fakat onu sıkboğaz da etmemeniz gerekir. Sigaraya gençlik döneminde alışmayan birinin tiryaki olması zordur. Çünkü sigara içenlerin %95’i sigaraya 21 yaşına kadar başlamışlardır. Çocuğumuzun sağlıklı, mutlu ve kendinden emin bir hayata adım atmasını sağlamanın en önemli yolu, ona kendini iyi hissettirecek şeylerden söz etmenizdir. Kendilerini sevmeye başlamaları onları sağlıklarına kavuşturacaktır. Bedenimizin de bir emanet olduğunu, kendimizi seviyorsak onu korumamız gerektiğini bilmelidir. Evde ve yanınızda sigara içmesine kesinlikle müsaade etmeyin. Aslında bu bir Anadolu geleneğidir ve çok mâkul sebeplere dayanır. Son olarak ona verdiğiniz cep harçlığı hakkında bir kez daha düşünün.Acaba harçlığı fazla mı gelmektedir?Öyle ise azaltılmasında fayda vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder