Zifaf âdetleri: Her memleketin, çeşitli ve farklı özelliklerde evlenme ve zifaf âdetleri vardır. Bunların kimi normal ve zararsız, kimi anormal ve lüzumsuzdur.
Yerleşmiş örf ve âdetlerin yanlış ve zararlı da olsa, tamâmen silinip atılmasının kolay olmaz. Ne var ki, akıllı insan da, kendisini bir takım bozuk ve çarpık âdetlerin esiri gibi kabûl etmeye, hayatını edeb dışı ve kaba-saba âdetlere uydurmaya mecbur değildir. Kendisini menfî ve mahzurlu âdetlerin yaşandığı bir çevrede bulanlar, imkân nisbetinde bunlardan uzak kalabilmenin veya en az zararla çıkabilmenin çâresini aramalıdır.
Zifaf gecesinde, gelin ve güveyin yakınları tarafından dışarıda nöbet tutulması veya sabahleyin çarşaf kontrolü gibi tuhaf ve kaba bir âdettir. Bu bekleyişten asıl maksad, gerdek sonrası bekâret kanını müşâhede etmektir. Bazılarında ise, neticeyi ilân cinsinden silâh atma, belli bir işâret ve alâmet gösterme gibi farklı usûller vardır. Bunun doğuracağı zararlar:
1- Gerdeğe giren eşler, o akşam heyecanlı olur. Erkek, bir kontrol durumuyla karşılaştığı zaman daha da endişe duyacak, belki bu sebeble o gece iktidarsızlık görecektir.
2- O gece kapı bekleyenler, ilişkinin vâki olmadığını anladıkları zaman, hem dâmadın mâneviyatını kıracaklar, hem de yanlış bir kanâatın dedikodusunu yapacaklardır. Halbuki herşeyin illâ ilk gecede bitmesini beklemek, lüzûmsuz bir gayrettir, fenâ netice verebilir.
3- Böyle bir baskı ve kontrol altındaki ilişkiden, beklenen netice alınamayınca, gelin-dâmad ve diğer akrabalar arasında, üzücü ve kırıcı olaylar ve kavgalar meydana gelebilir.
4- Zifafta kızlığı yırtılmıyan ve bekâret işâreti açıkça görülmiyen bazı kızlar da vardır. Kızlık için mutlaka böyle bir işâret bekleyenler, bunu göremedikleri zaman yanlış hüküm verebilirler. Böylece evliliğin başında, günahsız bir kızın, "iffetsiz" olarak ilân edilmesine sebeb olurlar. Bu da nâmuslu bir kız için, gerçekten çok çirkin bir ithâm ve iftiradır.
5- Eşler arasındaki mahrem sırların, çevreye yayılması çok mahzurludur. Bu âdetler ise, yeni evlilik ve bekâret mahremiyetinin, halk arasında yanlış ve haksız bir şekilde ifşâ edilmesine sebebiyet verir. Bunun çâresi: Zifaf gecesinin mahremiyeti, gelin-güvey arasında kalmalıdır. Şâyet gerdek sonrası, nâmus üzerinde ciddî şüpheler hâsıl olup da, erkek müşkil durumda kalırsa, ifşaatta bulunmaksızın, bu meseleden anlıyan kadınlara veya gerekirse doktora gidip, mahrem çerçeve de gerçeği öğrenebilir. Aslıda gerdekteki eşlerin, bekâret mahremiyetini müşâhede maksadıyla bir kontrola tâbi tutulması cidden ayıp ve çirkindir. İslâmî edeb ve nezâkete aykırıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder